Ekranda spiker olarak tanıdık yüzler bulacaksınız. Gerçekten iyi bir spiker kadrosu oluşturuldu.
Kanalın başında, Habertürk'ün 'bağımsız gazeteciler ordusu' tarafından yönetildiği yıllarda yöneticileri arasında bulunan Tarık Toros var.
Tarık Toros hakikaten her zaman çalışmaktan çok zevk aldığım ve hem iş disiplinini hem de kişilik özelliklerini beğendiğim bir kardeşimdir. Çok başarılı işlere imza atacağını düşünüyorum.
BugünTV'nin bir özelliği de, Kanaltürk ve Bugün Gazetesi'nin sinerjisinden çok iyi yararlanacak olması.
Şimdiye kadar çalıştığım gruplarda, aynı grubun gazetesini yönetenlerin kendi grubunun televizyonunun yönetimiyle işbirliğinden hep kaçındıklarını gözlemledim. Her nedense aynı grubun farklı yayın organları arasında, 'mesleğin doğasından olsa gerek' diye düşündüğüm bir çekişme hep olmuştur.
Açıkçası, aynı grubun yazılı medyasıyla görsel medyasının 'sinerji içinde çalışması çok mu doğru yoksa çok mu yanlış' olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. Genelde asgari bir sinerjiyle yetinilir, fazlası nedense aranmaz. Ya da yoğunluktan diğer tarafın ricaları 'dostlar alışverişte görsün' hesabıyla yapılır.
Bugün Tv'ye ise bizzat Akın İpek tarafından gazeteyle aynı isim verildi ki, haber işinde gazeteyle televizyon birbirlerine sinerji yaratsın istenildi...
Şimdi Bugün TV diğer medya gruplarının beceremediğini gerçekleştirmeye çalışacak. Şöyle söyleyeyim, Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt komutanlığında Bugün'ün yazıişleri ekibi de Bugün TV ekranlarına 'denenmemiş' bir programla gelecek. Ayrıntıları vermiyorum, zamanı geldiğinde Tarık Toros ve Erhan Başyurt duyuracaklardır.
Zaten yaratılmak istenen sinerji doğrultusunda, gazetemizin ekonomi müdürü Celal Toprak gibi isimler de programlarıyla ekranda yer alacak. Keza Ali Atıf Bir gibi Bugün yazarları da Bugün TV ekranına taşınacak.
Türkiye'de şu anda çok sayıda haber kanalı var. İki tanesi evinizdeki 33 ekran TV'nin üzerindeki küçük antenden bile çıkan ulusal kanallar: NTV ve Habertürk.
NTV'nin doğuştan gelen bir ataleti var. Habertürk ulusal yayına geçince büyük aşama kaydetti. Şöyle ki, son aylarda ne zaman taşraya çıksam, eskiden antenden seyredilebilen tek kanal olarak NTV'nin açık olduğunu görürdüm. Şimdi özellikle gündüz vakti TV'lerde hep Habertürk'ün açık olduğunu görüyorum. Yani ulusalda çıkan ilk rakip, NTV'nin 'hikaye' olduğunu gösterdi.
Zaten CNN ve NTV'de son yaşanan ve yine yaşanacak yönetim değişiklikleri de de aslında ortaya çıkan üründen çok memnun olunmadığını gösteriyor. Benzeri sıkıntılar SKY Türk'te de hep oldu, hâlâ da sürüyor.
Zaten günümüzde NTV'ye ve Atlanta'daki orijinalinden çok farklı bir formata kayan CNN Türk'e 'haber kanalı' demek için şahit gerekiyor. Haber formatından uzakta, sponsorlu programlarla 'içine ne atarsan olur çuvalına' dönülen bu kanallarda, üç beş yıldız ismin yaptığı (Can Dündar, Ahmet Hakan, Reha Muhtar, Hakan Çelik, Müjde Ar-Çiğdem Anat ikilisi vs.) dışında izlenebilen bir şey bulmak da zor. Birand'ın geri dönüşünde bile maalesef gördüm ki
doldur- boşalt anlayışının önüne geçilemedi.
Tabii, haber kanalının starlarının da işin doğasına uygun olması gerekiyor. Çok popülerler diye Okan Bayülgen veya Beyaz'ı ekrana koymanın da haber kanalında pek bir işe yaramadığı çok net ortada.
Yine de, haber kanalı öncelikle tüm TV kanalları gibi 'star sistemi'ne dayanır. Marka değeri olan isimlerin toplamının kattığı değerle, kanalın kat be kat daha fazla 'marka değeri' oluşur. Ortaya çıkan büyük haber kanalı markası, alt markalar sayesinde gerçekleşir.
İkincisi, ABD'de ve pek çok medyası gelişmiş ülkede haber kanalları, klasik bizim bildiğimiz reklamları bile almazlar, hatta hiç reklam bile almazlar, sürekli haber vermeye çalışırlar. Türkiye'de reklamsızlık çok zor ama Bugün TV'nin en azından diğer kanallar gibi içine her şeyin konulduğu bir 'TV çöplüğüne' dönüşmeyeceğini ümit ediyor. Bu yüzden yola çıkıştaki sloganına çok ama çok önem veriyorum:
'Son dakika değil, her dakika haber'
Hürriyet'in yeni 'yazamayan'ı !!!
Sevgili Ertuğrul Özkök, 'ne büyük gazeteyiz, 1 gecede yeni star yazar yarattım' diye 'Tanrı yazarlar'a karşı 'yazarların Tanrısı' havaları atıyor.
Ahmet Hakan'ı ne kadar sevmeyen varsa, 'Ahmet Arsan adlı takma isimli yazar aslında Ahmet Hakan' diye topa tutuyor. Ahmet Hakan reddediyor.
Benim gördüğüm, Ahmet Arsan'ın uslubu (kalem tutuşu) Ahmet Hakan'ın aynısı. Yazılar Ahmet Hakan'dan çıkmış havası oluşturuyor. Ya da yeni yazarda 'yeni Ahmet Hakan gazlaması'ndan ötürü 'kalem tutulması' var.
Ama asıl sorun şu: Hürriyet'in yeni yazarında hiçbir 'yenilik' yok. Ahmet Hakan kendi imzasıyla çok daha fazlasını, çok daha rahat yazıyor, hiçbir bildiğini ya da hiçbir duygusunu gizlediği yok.
Yeni yazar Ahmet Arsan ise hem bilgide, hem polemikte bırakın Ahmet Hakan'ı Doğan grubunun özellikle Milliyet'te yuvalanan en sıkıcı yazarlarının bile gerisinde....
Geçen pazar okuduğum Ahmet Arsan'da hiçbir numara bulamadım. Bu hafta da bulamazsam bir daha bakacağımı sanmıyorum.
'Dağın fare doğurması' gibi bu kez 'dağ yazar doğurdu' diyebilirim. Ya da 20 yıldır 'Ayşe Arman'ı ben keşfettim'in üzerine bir şey koyamayan Ertuğrul Özkök için şu benzetmeyi yapabilirim:
'Yazarların değil SİNEKLERİN TANRISI'
Yorum Yap