Derken, kimyası iyice bozuldu.
Son olarak Ankara'da "içki referandumu" ile gündeme gelen, bu arada Ankaraspor'un küme düşürülmesine "siyasi karar" diyen Melih Gökçek'ten bahsediyorum.
Bırakın muhalefeti hükümet erkanını bile kızdıran "içki referandumu"ndan "mevzu başka yere çekildi" diye geri adım da attı. Tüm bunlar arka arkaya konulunca "yalpalama"dan başka bir şey değil.
Belli ki, Gökçek bir türlü kendisini toparlayamıyor. Artık "Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal" ikilemine düştü.
Eğer Başbakanın bizzat yakından yönetimiyle ilgilendiği Futbol Federasyonu, Gökçek'in hoşlanmadığı "siyasi bir karar" verebiliyorsa, demek ki Gökçek için son genel seçimlerde başlayan "geriye sayım" sürüyor.
Durum tam bir "Ters gitmeye görsün işin, pilav yerken kırılır dişin" vakasına dönüşmüştür.
Kendi penceremden baktığımda karşımda sanki "Münevver'in babası Süreyya Karabulut" gibi duruyor.
Sanırım, yıllarca Ankara'da çok iyi işler yapan, seçmen gözünde "tek başına kale" haline gelen Gökçek, artık siyasi miadını doldurdu, gün sayıyor!
Ne yapalım! Her şey gibi her güzel şeyin de bir sonu vardır!
Beşiktaş üzülmesin!
Ne yalan söyleyeyim! İnönü'deki "Çarşı şov"unu yine kıskandım. Bırakın Türkiye'yi dünyanın hiçbir yerinde böyle bir taraftar yok.
Manchester'a yenilen Beşiktaş, ligdeki Beşiktaş'tan daha iyiydi.
Hiç kimse üzülmesin!
Beşiktaş toparlanıyor. Şampiyonlar Ligi'nde de deplasmanda sürprizlere imza atabilir. Manchester'dan bile rövanşta intikamını alabilir!
12 Dev Adam!
Şampiyonluğa uzanamasalar bile gerçekten muhteşemler.
İnanılmaz hırs!
İnanılmaz savunma!
İnanılmaz bir inanç!
İnanılmaz bir takım ruhu!
12 Dev Adamı hiç böyle görmemiştim. İlk kez sayelerinde bir basketbol şampiyonasını tek maç kaçırmadan izliyorum.
Öyle bir keyif verdiler ki, artık şampiyon olmasalar bile umurumda değil!
Yorum Yap