Nitekim, '367 saçmalığı, 27 Nisan muhtırası akılsızlığı' tekrarlanmadığı için AKP 29 Mart'ta normal oy oranına döndü. Bundan sonra daha düşüp, düşmemesi de, Ergenekoncuların içerde kalmasına bağlı!
Durum böyleyken, dün yeni bir dalga geldi.
Bu kez 'eşittir Demirel' diyebileceğimiz kadar Demirelci Mehmet Haberal bile içeri alındı. Keza eski rektörlerin içeri alınması 'türban intikamı' izlenimi doğuruyor. Ölüm döşeğindeki Türkan Saylan'ın evinin basılması ise Türkiye'nin başına çok bela açacak diyebilirim.
Sanki yine bir yerden birileri düğmeye bastı. AKP Hükümetini yüzde 38,5'tan daha da aşağı çekme operasyonu sürüyor.
Bu böyle devam ederse, '28 Şubat'çılar Erdoğan'ı Başbakan yapmak için 28 Şubat'ı yaptılar' şeklindeki komplo teorisine bile inanmaya başlayacağım. Galiba sıcağı sıcağına yaşarken anlayamıyoruz, jetonumuz sonra düşüyor.
Yeni mağdurlar yaratılarak, hem kemikleştiriliyor hem de kahramanlaştırılıyor.
Havada yine '28 Şubat'taki aynı koku' var!
Eyvah, Erbakan dönecek mi?
Erbakan, siyasete döndü.
Madde 1: 'Hoca, siyasi yasağı kalkınca, canlandı. Demek ki, yıllardır hasta numarası yapıyormuş' iddiaları çok ama çok insafsız. Adım gibi biliyorum, Hoca yürümekte falan zorlanıyor. Sonuçta yaşlı adam, 2 gün düzelse, 2 gün yatağa düşüyor.
Madde 2: Hoca, genel başkanlığa soyunuyorsa ayıp ediyor. Çünkü 'genç' Numan Kurtulmuş, Erbakan ve ak saçlıları olmazsa Saadet'i acaip iyi canlandıracağını gösterdi. Erbakan ve şurekası tekrar gençleri yedeğe alırsa, Saadet dibin de dibini görecektir. 'Biyolojik son'u en başta dini bütün Erbakan Hoca'nın kabullenmesi gerekiyor.
Madde 3: Saadet'in yöneticileri Erbakan Hoca'nın genel başkanlığa döneceğinden acaip kıllanıyor ve olanca saygılarına rağmen istemiyorlar. Telefonla görüşünü sorduğum, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun şu yorumu sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor:
'Genel başkanlık makamı artık Sayın Erbakan için küçük bir makamdır!'
Hasan Cemal 'Leyla' oldu!
Hasan Cemal, nasıl Ali Sami Yen'deki her GS-Fener maçından sonra 'Üzgünüm Leyla' başlığıyla yazmayı seviyorsa, bende de haklı çıktığımda 'Ne dediysek o?' takıntısı var.
Tahmin ettiğim gibi bu kez 'Leyla' sevgili Hasan ağabeyin kursağında kaldı. Ben de zevkle yazıyorum:
'Ne dediysek o!'
Ne demiştik?
Fener'den bu yıl cacık olmaz. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'a Ali Sami Yen'i, Beşiktaş'a da Dolmabahçe'yi dar edecek, Sivas'a 'hâlâ inanamadığı şampiyonluğunun' yolunu açacak.
Nitekim Fener, kendisiyle beraber GS'ın da kafasına kurşunu sıktı. Şimdi aynısını Beşiktaş'a yapacak.
Sivas'a düşen tek şey var. O da hakemlerle savaşmak. Yoksa fikstüre bakıldığında Sivas banko şampiyon. 'Gizli ödlek hakemler teşkilatı' kaderin akışını değiştirmek için var gücüyle çalışıyor, çalışmaya da devam edecek. Ama olmayacak, bu kez başaramayacaklar!
Üzgünüm Leyla!
'Dışardakisöylemleriyle vatandaşı AKP'ye daha da yaklaştıran Ergenekonculariçeri atılıp sesleri kısıldıkça, AKP oy kaybediyor.Çünkü bu adamlardan nefret eden halk, bunlar ortalıktakonuştukça AKP'ye yöneliyordu.'
Nitekim, '367 saçmalığı, 27 Nisan muhtırası akılsızlığı' tekrarlanmadığı için AKP 29 Mart'ta normal oy oranına döndü. Bundan sonra daha düşüp, düşmemesi de, Ergenekoncuların içerde kalmasına bağlı!
Durum böyleyken, dün yeni bir dalga geldi.
Bu kez 'eşittir Demirel' diyebileceğimiz kadar Demirelci Mehmet Haberal bile içeri alındı. Keza eski rektörlerin içeri alınması 'türban intikamı' izlenimi doğuruyor. Ölüm döşeğindeki Türkan Saylan'ın evinin basılması ise Türkiye'nin başına çok bela açacak diyebilirim.
Sanki yine bir yerden birileri düğmeye bastı. AKP Hükümetini yüzde 38,5'tan daha da aşağı çekme operasyonu sürüyor.
Bu böyle devam ederse, '28 Şubat'çılar Erdoğan'ı Başbakan yapmak için 28 Şubat'ı yaptılar' şeklindekikomplo teorisine bile inanmaya başlayacağım. Galiba sıcağı sıcağınayaşarken anlayamıyoruz, jetonumuz sonra düşüyor.
Yeni mağdurlar yaratılarak, hem kemikleştiriliyor hem de kahramanlaştırılıyor.
Havada yine '28 Şubat'taki aynı koku' var!
Eyvah, Erbakan dönecek mi?
Erbakan, siyasete döndü.
Madde 1: 'Hoca, siyasi yasağı kalkınca, canlandı. Demek ki, yıllardır hasta numarası yapıyormuş'iddiaları çok ama çok insafsız. Adım gibi biliyorum, Hocayürümekte falan zorlanıyor. Sonuçta yaşlı adam, 2 gün düzelse, 2 gün yatağa düşüyor.
Madde 2: Hoca, genel başkanlığa soyunuyorsa ayıp ediyor. Çünkü 'genç' Numan Kurtulmuş, Erbakan ve ak saçlıları olmazsa Saadet'i acaip iyi canlandıracağını gösterdi. Erbakan ve şurekası tekrar gençleri yedeğe alırsa, Saadet dibin de dibini görecektir. 'Biyolojik son'u en başta dini bütün Erbakan Hoca'nın kabullenmesi gerekiyor.
Madde 3: Saadet'in yöneticileri Erbakan Hoca'nıngenel başkanlığa döneceğinden acaip kıllanıyor ve olancasaygılarına rağmen istemiyorlar. Telefonla görüşünüsorduğum, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun şu yorumu sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor:
'Genel başkanlık makamı artık Sayın Erbakan için küçük bir makamdır!'
Hasan Cemal 'Leyla' oldu!
Hasan Cemal, nasıl Ali Sami Yen'deki her GS-Fener maçından sonra 'Üzgünüm Leyla' başlığıyla yazmayı seviyorsa, bende de haklı çıktığımda 'Ne dediysek o?' takıntısı var.
Tahmin ettiğim gibi bu kez 'Leyla' sevgili Hasan ağabeyin kursağında kaldı. Ben de zevkle yazıyorum:
'Ne dediysek o!'
Ne demiştik?
Fener'den bu yıl cacık olmaz. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'a Ali Sami Yen'i, Beşiktaş'a da Dolmabahçe'yi dar edecek, Sivas'a 'hâlâ inanamadığı şampiyonluğunun' yolunu açacak.
Nitekim Fener, kendisiyle beraber GS'ın da kafasına kurşunu sıktı. Şimdi aynısını Beşiktaş'a yapacak.
Sivas'a düşen tek şey var. O da hakemlerle savaşmak. Yoksa fikstüre bakıldığında Sivas banko şampiyon. 'Gizli ödlek hakemler teşkilatı'kaderin akışını değiştirmek için var gücüyleçalışıyor, çalışmaya da devam edecek. Ama olmayacak, bukez başaramayacaklar!
Üzgünüm Leyla!
'Dışardakisöylemleriyle vatandaşı AKP'ye daha da yaklaştıran Ergenekoncular içeriatılıp sesleri kısıldıkça, AKP oy kaybediyor. Çünkü bu adamlardannefret eden halk, bunlar ortalıkta konuştukça AKP'ye yöneliyordu.'
Nitekim, '367 saçmalığı, 27 Nisan muhtırası akılsızlığı' tekrarlanmadığı için AKP 29 Mart'ta normal oy oranına döndü. Bundan sonra daha düşüp, düşmemesi de, Ergenekoncuların içerde kalmasına bağlı!
Durum böyleyken, dün yeni bir dalga geldi.
Bu kez 'eşittir Demirel' diyebileceğimiz kadar Demirelci Mehmet Haberal bile içeri alındı. Keza eski rektörlerin içeri alınması 'türban intikamı' izlenimi doğuruyor. Ölüm döşeğindeki Türkan Saylan'ın evinin basılması ise Türkiye'nin başına çok bela açacak diyebilirim.
Sanki yine bir yerden birileri düğmeye bastı. AKP Hükümetini yüzde 38,5'tan daha da aşağı çekme operasyonu sürüyor.
Bu böyle devam ederse, '28 Şubat'çılar Erdoğan'ı Başbakan yapmak için 28 Şubat'ı yaptılar' şeklindeki komplo teorisine bile inanmaya başlayacağım. Galiba sıcağı sıcağına yaşarken anlayamıyoruz, jetonumuz sonra düşüyor.
Yeni mağdurlar yaratılarak, hem kemikleştiriliyor hem de kahramanlaştırılıyor.
Havada yine '28 Şubat'taki aynı koku' var!
Eyvah, Erbakan dönecek mi?
Erbakan, siyasete döndü.
Madde 1: 'Hoca, siyasi yasağı kalkınca, canlandı. Demek ki, yıllardır hasta numarası yapıyormuş' iddiaları çok ama çok insafsız. Adım gibi biliyorum, Hoca yürümekte falan zorlanıyor. Sonuçta yaşlı adam, 2 gün düzelse, 2 gün yatağa düşüyor.
Madde 2: Hoca, genel başkanlığa soyunuyorsa ayıp ediyor. Çünkü 'genç' Numan Kurtulmuş, Erbakan ve ak saçlıları olmazsa Saadet'i acaip iyi canlandıracağını gösterdi. Erbakan ve şurekası tekrar gençleri yedeğe alırsa, Saadet dibin de dibini görecektir. 'Biyolojik son'u en başta dini bütün Erbakan Hoca'nın kabullenmesi gerekiyor.
Madde 3: Saadet'in yöneticileri Erbakan Hoca'nın genel başkanlığa döneceğinden acaip kıllanıyor ve olanca saygılarına rağmen istemiyorlar. Telefonla görüşünü sorduğum, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun şu yorumu sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor:
'Genel başkanlık makamı artık Sayın Erbakan için küçük bir makamdır!'
Hasan Cemal 'Leyla' oldu!
Hasan Cemal, nasıl Ali Sami Yen'deki her GS-Fener maçından sonra 'Üzgünüm Leyla' başlığıyla yazmayı seviyorsa, bende de haklı çıktığımda 'Ne dediysek o?' takıntısı var.
Tahmin ettiğim gibi bu kez 'Leyla' sevgili Hasan ağabeyin kursağında kaldı. Ben de zevkle yazıyorum:
'Ne dediysek o!'
Ne demiştik?
Fener'den bu yıl cacık olmaz. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'a Ali Sami Yen'i, Beşiktaş'a da Dolmabahçe'yi dar edecek, Sivas'a 'hâlâ inanamadığı şampiyonluğunun' yolunu açacak.
Nitekim Fener, kendisiyle beraber GS'ın da kafasına kurşunu sıktı. Şimdi aynısını Beşiktaş'a yapacak.
Sivas'a düşen tek şey var. O da hakemlerle savaşmak. Yoksa fikstüre bakıldığında Sivas banko şampiyon. 'Gizli ödlek hakemler teşkilatı' kaderin akışını değiştirmek için var gücüyle çalışıyor, çalışmaya da devam edecek. Ama olmayacak, bu kez başaramayacaklar!
Üzgünüm Leyla!
'Dışardakisöylemleriyle vatandaşı AKP'ye daha da yaklaştıran Ergenekoncular içeriatılıp sesleri kısıldıkça, AKP oy kaybediyor. Çünkü bu adamlardannefret eden halk, bunlar ortalıkta konuştukça AKP'ye yöneliyordu.'
Nitekim, '367 saçmalığı, 27 Nisan muhtırası akılsızlığı' tekrarlanmadığı için AKP 29 Mart'ta normal oy oranına döndü. Bundan sonra daha düşüp, düşmemesi de, Ergenekoncuların içerde kalmasına bağlı!
Durum böyleyken, dün yeni bir dalga geldi.
Bu kez 'eşittir Demirel' diyebileceğimiz kadar Demirelci Mehmet Haberal bile içeri alındı. Keza eski rektörlerin içeri alınması 'türban intikamı' izlenimi doğuruyor. Ölüm döşeğindeki Türkan Saylan'ın evinin basılması ise Türkiye'nin başına çok bela açacak diyebilirim.
Sanki yine bir yerden birileri düğmeye bastı. AKP Hükümetini yüzde 38,5'tan daha da aşağı çekme operasyonu sürüyor.
Bu böyle devam ederse, '28 Şubat'çılar Erdoğan'ı Başbakan yapmak için 28 Şubat'ı yaptılar' şeklindeki komplo teorisine bile inanmaya başlayacağım. Galiba sıcağı sıcağına yaşarken anlayamıyoruz, jetonumuz sonra düşüyor.
Yeni mağdurlar yaratılarak, hem kemikleştiriliyor hem de kahramanlaştırılıyor.
Havada yine '28 Şubat'taki aynı koku' var!
Eyvah, Erbakan dönecek mi?
Erbakan, siyasete döndü.
Madde 1: 'Hoca, siyasi yasağı kalkınca, canlandı. Demek ki, yıllardır hasta numarası yapıyormuş' iddiaları çok ama çok insafsız. Adım gibi biliyorum, Hoca yürümekte falan zorlanıyor. Sonuçta yaşlı adam, 2 gün düzelse, 2 gün yatağa düşüyor.
Madde 2: Hoca, genel başkanlığa soyunuyorsa ayıp ediyor. Çünkü 'genç' Numan Kurtulmuş, Erbakan ve ak saçlıları olmazsa Saadet'i acaip iyi canlandıracağını gösterdi. Erbakan ve şurekası tekrar gençleri yedeğe alırsa, Saadet dibin de dibini görecektir. 'Biyolojik son'u en başta dini bütün Erbakan Hoca'nın kabullenmesi gerekiyor.
Madde 3: Saadet'in yöneticileri Erbakan Hoca'nın genel başkanlığa döneceğinden acaip kıllanıyor ve olanca saygılarına rağmen istemiyorlar. Telefonla görüşünü sorduğum, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun şu yorumu sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor:
'Genel başkanlık makamı artık Sayın Erbakan için küçük bir makamdır!'
Hasan Cemal 'Leyla' oldu!
Hasan Cemal, nasıl Ali Sami Yen'deki her GS-Fener maçından sonra 'Üzgünüm Leyla' başlığıyla yazmayı seviyorsa, bende de haklı çıktığımda 'Ne dediysek o?' takıntısı var.
Tahmin ettiğim gibi bu kez 'Leyla' sevgili Hasan ağabeyin kursağında kaldı. Ben de zevkle yazıyorum:
'Ne dediysek o!'
Ne demiştik?
Fener'den bu yıl cacık olmaz. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'a Ali Sami Yen'i, Beşiktaş'a da Dolmabahçe'yi dar edecek, Sivas'a 'hâlâ inanamadığı şampiyonluğunun' yolunu açacak.
Nitekim Fener, kendisiyle beraber GS'ın da kafasına kurşunu sıktı. Şimdi aynısını Beşiktaş'a yapacak.
Sivas'a düşen tek şey var. O da hakemlerle savaşmak. Yoksa fikstüre bakıldığında Sivas banko şampiyon. 'Gizli ödlek hakemler teşkilatı' kaderin akışını değiştirmek için var gücüyle çalışıyor, çalışmaya da devam edecek. Ama olmayacak, bu kez başaramayacaklar!
Üzgünüm Leyla!
Yorum Yap