Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Anneme cemaatçi olduğum söylemeyin, o beni Genelkurmay'a akredite sanıyo

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-18 02:10:00

Anneme cemaatçi olduğum söylemeyin, o beni Genelkurmay'a akredite sanıyo
Modern toplumlarda, kişi artık bir cemaatin üyesi olarak değil, birey ve vatandaş olarak yer almıyor mu?
Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un genelinde mükemmel bulduğum konuşmasının son bölümündeki soruya yanıt vermek istiyorum:

'Valla en modernimiz ABD'ye ya da İngiltere'ye baktığımızda bile öyle olmadığını görmekle beraber, tıpkı sizin gibi aynen öyle olması gerektiğini düşünüyorum.'

Hayatım boyunca bırakın cemaate, Gazeteciler Cemiyeti'ne üye olmayı bile 'zul' saydım. Aidiyet duygusundan öyle daralırım ki, bu yüzden 'asker olmayı' da, 'devlet memuru' olmayı da hiç aklımın ucundan geçirmedim.

Neredeyse sarf ettiği sözlerin tümünün altına imza atacak kadar yakın bulduğum Başbuğ Paşa'nın 'cemaat uyarısı' yaparken sarf ettiği sözlere de dikkat çekmek isterim:

'Burada önemli olan bir nokta ise bütün insanların düşünce ve davranışlarının toptancı bir anlayışla aynı kefeye konulmamasıdır. Diğer bir deyişle, gerçek mütedeyyin kişilerle kimsenin hiçbir sorunu olmamalıdır.'

Kendimi 'mütedeyyin' bile saymayacak kadar 'agnostik duygular' içinde, kendi deyişiyle 'Peygamber ocağı'nın başkanının yukarıdaki 'mütedeyyin sözlerinin' altına aynen imza atıyorum.

Ayrıca 'toptancılık' karşıtı Başbuğ Paşa'nın yardımına ihtiyacım var.

Noolur, beni de kategorize etmeyin!

Ayıptır söylemesi, saymadım kaç yıl oldu ama, Başbuğ Paşa'nın konuştuğu Harp Akademileri'ndeki yıllık toplantıya sürekli çağrılanlardanım.

Ergenekon'dan dün tutuklanan Erol Manisalı'Türkiye'de kimse tanımazken, Harp Akademileri'ndeki meşhur 'ABD yerine Rusya ve İran'la ittifak tezinin' ortaya atıldığı toplantıda keşfedip, kolundan tuttuğum gibi 'hayatının ilk TV canlı yayınına' götürüp, meşhur etmişliğim bile vardır.

Hani eskiden 'akredite olmayan yasaklı gazeteciler bile bu yıl çağrıldı' deniliyor ya, ben oldu bitti çağrılan 'ayrıcalıklı' gazetecilerdenim.

Köşe yazarlığı, benim medya yöneticiliği ve anchorman'lik dışındaki yan işim. Yaklaşık 1,5 yıldır, kendime yakında sona erdireceğim kısa bir 'TV tatili' verdim, sadece Bugün'deki köşe yazarlığımı sürdürüyorum.

Ve fark ettim ki, tek medya faaliyetim Bugün'de yazmak olduğundan bu yana, Harp Akademileri'ndeki yıllık toplantılara davet edilmiyorum.

Çünkü, Bugün Gazetesi de Başbuğ'un eleştirdiği 'toptancılığın' kurbanı. Ve tabii, Bugün yazarı olduğum için 'geçici süreli' olarak ben de...

Şöyle bir geçmişi yokladım. Hem Bugün'de yazıp, hem başka bir grupta TV yöneticiliği yaparken de, 'akredite'ymişim. Ama bana her yıl gelen davetiye, bu yıl gelmedi!

Üstelik, ben aslanlar gibi 'her daim laik-muhalif çizgimi' bozmazken, Genelkurmay'a bindirme pahasına Ergenekon tetikçiliği yapan gazeteciler bile Genelkurmay'a bu yıl akredite edilirken....

Çünkü, 'cemaat toptancılığı' hatasına düşülmüştür.

Ne diyebilirim ki?

Anneme cemaatçi olduğumu söylemeyin! O beni hâlâ dine-imana gelmedi sanıyor!

Genelkurmay'ın Hakan Aygün'le bir akreditasyon sorunu olduğunu sanmıyorum.

Laikliğimden şüphesi olan, asteğmenliğimden bu yana beni tanıyan 28 Şubat'ın kudretli ismi Çevik Bir'e sorabilir. Vallahi de, billahi de, ilköğretimde din dersini zorunlu yapan 12 Eylülcüler benim yanımda 'şeriatçı' kalır!

Genelkurmay'ın Bugün Gazetesi'yle de sorunu olduğunu sanmıyorum.

Çünkü, bu gazetede Vatan'da, Hürriyet'te ya da Sabah'ta çıktığı kadar bile 'askeri kızdıracak haber' çıkmamıştır.

İçime şeytan girdi, ilk kez gazetedeki yazarlara şöyle bir baktım. Bugün Gazetesi'nde 'kategorize edilerek içine sokulmaya çalışıldığı cemaata yakın duran sadece tek bir köşe yazarı' var.

Genelkurmay'ın Bugün Gazetesi ve Kanaltürk'ün sahibi Akın İpek'le de sorunu olduğunu sanmıyorum.

Söylenmesi çok ayıp geliyor ama, benim ailemde anne başörtülüdür, eş ve kız çocukları örtünmez. Hepsinin kendi seçimleridir. Akın İpek'in 'örtünme meselesindeki ailevi durumu' da benimle aynı. Üstelik İpek ailesi, tam da Başbuğ'un görmek istediği mütedeyyin aile.

Kısacası Genelkurmay'ın benimle de, Bugün'le de, patronajıyla da sorunu olamaz.

Yıllar önce bir paşanın anne tarafından Kürt olduğuna dikkat çekme nezaketsizliği yaptığı medya yöneticisi ünlü arkadaşım, paşaya telefonda şöyle isyan etmişti.

'Benim Türk olma hakkımı elimden alamazsınız'

Ben de şimdi diyorum ki:

'Benim laik olma hakkımı elimden alamazsınız!'

Çok şükür, gazetecinin bile anasının babasının etnisitesine bakan paşalardan, 'terörist de neticede insan' diyebilme inceliğini gösteren Başbuğ Paşa kalitesine ulaştık.

Dışlanma yerine içselleştirilerek kaynaşmayı kendisi için de beklemek, 'terörist olmayanların' da hakkı olamaz mı?

Bugün'ün manifestosu...

Akın İpek'in, kendi elleriyle Bugün Gazetesi'nin tanıtım kitapçığına yazdığı manifestodur:

'Bugün Gazetesi,

Çağdaş, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden yanadır.

Gücünü Anayasa'dan alır.

Vatanın bölünmez bütünlüğünden,

Milletin temel hak ve özgürlüklerinden ödün vermez.

Cumhuriyetimizin temel değerlerine, kurum ve kurullarına sahip çıkar.

Din, vicdan ve ifade özgürlüğüne inanır.'

Bu manifestoya 'akredite' olmayacak var mı?

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara