29 Mart seçimleri üzerindeki bulutlar dağıldıkça, manzara netleşmeye başladı:
'AKP, Ergenekon davasıyla kendi ayağına kurşun sıktı.'
Nasıl mı?
Valla, hiç sandığınız gibi değil.
AKP'liler Ergenekon davasına üzerine cesaretle gidildikçe devr-i iktidarlarını kuvvetlendiren bir mesele olarak baktılar.
Ama bence öyle olmadı...
Ergenekon davası uzadıkça, hele de içeri tıkılanların sayısı arttıkça, AKP zayıflamaya başladı.
Her içeri tıkılan Ergenekoncu, AKP'nin oy yüzdesini biraz tırtıkladı.
'Halk bunları niye haksız yere içeri atıyorsunuz' diye kızıp, 'AKP'den oyunu esirgedi' diyorum, zannetmeyin....
Halk Ergenekon'la hiç sanıldığı kadar ilgili olmadı.
Şu oldu...
Ergenekoncu denilen taife, 'dışarıdayken' tam gaz AKP aleyhinde çalışıyordu.
Abuk subuk örgütlenme çabaları, AKP'yi devirelim hesapları, askeri kışkırtma iddiaları, AKP ne yapsa kötüdür saçmalamaları vs.. vs...
Bütün bunları yaptıkları için Ergenekoncu diye içeri tıkılanlar, zaten 'halkın sevmediği tipler'di..
Bunlar atıp tuttukça, bunlar çırpındıkça, zaten bu taife derse tersini yapmaya hazır olan milyonlar da 'gıcığına' AKP'ye desteklerini arttırdıkça arttırıyordu.
Ergenekoncu denilenler 'dışarıda'yken vallahi de billahi de eski Milli Görüşçü kadrolardan kat be kat daha fazla AKP için çalışıyorlardı.
Ne saçmalasalar AKP'ye yarıyordu.
Bunları 'tehdit' gören vatandaş da AKP'ye yapıştıkça yapışıyordu.
Ergenekon davası, bu taife ile halk arasındaki bağı kopardı. İçeri tıkıldıkça, düşünceleri, eylemleri halka ulaşamaz oldu.
AKP'nin arkasındaki her daim pozitife dönüşen negatif enerjiyle beraber halk gücü de zayıfladı.
29 Mart'taki yüzde 38,5'un sırrı budur efendiler!
AKP'nin yerinde olsam Ergenekoncuları dışarı çıkarmak, CHP'lilerin yerinde olsam içeride tutmak için mücadele ederdim!
'Ilımlı islam''dan kurtulduk sanmayın!
Sonunda 'Ilımlı İslam'dan kurtulduk.
Obama'nın gelişindeki söyleminde de, ABD ve Avrupa basınındaki resmi gayri resmi belgelerde de artık görüyoruz ki, Türkiye'den 'Ilımlı İslam' diye bahsedilmiyor.
Bana kalsa, 'Türkiye'yi anlatan en iyi ifade'ydi.
Ama ortada bir komedi vardı.
Laik kesim, Türkiye'nin 'din'le anılmasından ötürü 'ılımlı İslam'dan rahatsızdı.
Muhafazakar kesim, kendisinden bahsedilirken 'ılımlı İslamcı' sıfatının kullanılmasına altyapı hazırladığı için rahatsızdı.
Radikal dinci kesim ise Türkiye'den 'light İslamcı' olarak bahsedilmesinden zaten hiçbir zaman haz duymamıştı.
Kısacası bizde kimse 'ılımlı İslam' lafından hoşlanmıyordu, ama aklı evvel ABD'liler resmi dokümanlarında 'ılımlı İslam'ı ortaya atarken Türklerin bu betimlemeden hoşlanacağını düşünmüşlerdi.
Şimdi 'ılımlı İslam' ortadan kalktı sanıyoruz ama kimse kusura bakmasın, ben Türkiye'yi tanımlarken 'ılımlı İslam'dan daha iyi betimleme bulamıyorum!
Açığa vurmayacaklardır ama ABD ve Avrupa da, Türkiye'yi 'ılımlı İslam' olarak görmeye devam edecektir.
Yorum Yap