Sarkozizm'in gizli gayesi
15 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-26 08:33:21
Politikanın iktidar için kavga aracı olduğunu görmeyenler kuşkusuz büyük bir saflık içindedirler.
Ama Machiavelli gibi politikada iktidar kavgasından başka bir şey görmeyenler de sanal realistlerdir.
Özellikle uluslararası arenada bu tablo enikonu berraklaşır.
Tablonun özelliği, Machiavelli'nin politikada iktidar ve menfaat kriterinin neredeyse tek belirleyici parametre olarak tecelli etmesidir.
Sarkozy'nin iktidar ve menfaat uğruna bel verdiği "soykırımı inkâr kanunu" gerçekten Fransa'nın ve Fransızlar'ın lehine mi?
Arap Baharı'nı ve Euro Bölgesi'ndeki krizi yoğun sancılarla hisseden Fransa, "soykırımı inkâr edeni cezalandırma" kanunuyla Ortadoğu'dan biraz daha uzaklaştı, biraz daha koptu.
Tarih bilimine kelepçe vurarak demokrasiyi demagojiye çevirdi ve bunu kanunlaştırdı.
Sarkozy'nin sorunlu saplantılarıyla şekillenen Sarkozizm, demokrasi teorisine ve ifade özgürlüğüne lanet okları yağdırdı.
Anayasaya bağlı çoğulcu rejimlerin yönetilenlere en fazla garanti veren sistemler olduğu söylenir.
En azından Fransa için öyle değil.
Sarkozy'nin onaylaması oldukça muhtemel olan bu kanunla;
Artık Fransa'da "1915 soykırımsa toplu mezarlar nerede" diye soramayacaksınız.
"Türkler soykırım yapmadı" diyen İngiliz tarihçi Prof. Norman Stone, bundan böyle Fransa'da "Söylenmesi gereken ilk şey, 'soykırım' işi hiçbir zaman kanıtlanmadı" diyemeyecek.
ABD'li tarih profesörü Justin McCarty, "Ölüm ve Sürgün" kitabındaki gibi "Türkler'in Ermeni soykırımı yaptıkları doğru değildir" diyemeyecek.
Taşnak yayın organı Hairenik de 28 Haziran 1918 tarihli nüshasında şunları yazmıştı:
"Rusya'nın Türkiye'ye karşı güttüğü düşmanca politika Kafkasya Ermenileri'ni de cesaretlendiriyordu. İki dost unsur arasındaki çatışmalara Kafkas Ermenileri neden oldu.
Rus devrimi sonrasında Kafkasya Ermenileri selâmetlerinin yalnızca Türkiye'de olduğunu anladılar ve ellerini Türkiye'ye uzattılar. Türkiye de geçmişte olanları unutmak istedi ve uzatılan eli şövalye ruhuyla sıktı.
Artık Ermeni sorununun çözümlenmiş ve tarihte kalmış olduğunu kabul ediyoruz. Yabancıların ajanı birkaç maceraperestin eseri olan karşılıklı güvensizlik ve düşmanlık duyguları ortadan kalkmalıdır."
Taşnak yayın organı Hairenik o gün yaptığı bu yayını, bugün Fransa'da yapamayacak.
ABD Başkanı Wilson, General James G. Harbord başkanlığındaki bir Amerikan heyetini Ermenistan sınırları konusunda incelemelerde bulunmak üzere 1919 sonbaharında Türkiye'ye göndermişti.
Harbord heyeti şu raporu hazırlamıştı:
"... Tehcir sırasında Türkler'in de Ermeniler kadar acı çektikleri Türk köylerinin yakıldığı savaşa giden Türk köylülerinden en çok %20'sinin geri dönebildiği. I. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Ermeniler'in Türkiye Ermenistanı denilen bölgelerde hiçbir zaman çoğunlukta olmadıkları tehcir edilen Ermeniler'in geri dönmeleri halinde tek bir yerleşim merkezinde dahi çoğunluğu oluşturamayacakları, geri dönen Ermeniler'in tehlike içinde bulunmadıkları ve olaylara ilişkin acıklı ve korkunç iddiaların doğru olmadığının tespit edildiği..."
ABD Kongresi bu rapor üzerine 1920 Nisan'ında Ermenistan'a mandater olunmasını reddetmiştir.
Harbord heyetinin bugünün Fransa'sında söyleyebileceği bir söz olmayacak.
"Laiklik Fransa'yı Hıristiyan geçmişinden koparamaz" diyen Sarkozy Fransa'sında "Tanrı'yı inkâr etmek" serbest ama 1915'i farklı yorumlamak suç.
Konunun Anayasa Konseyi'ne götürülüp iptal ettirilmesi bile önem taşımıyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün "Bundan sonra Fransa'yla ilişkilerin eskisi gibi olmayacağını" söylemesi bu minvalde önemli.
Sorun Fransız siyasetinin demokrasi duvarında gedik açma uğruna Türkiye'ye yönelik tavrında.
Suriye ve İran gibi ülkelerle dönem sorunları yaşayan Türkiye, Fransa'nın bu tavrına vereceği karşılıklarla hem Ortadoğu'da hem de Batı'da yalnızlaştırılmak isteniyor.
Gaye; Türkiye'yi pek çok ülkeyle alabildiğine sorunlu ve agresif bir hale koyup İran konumuna hapsetmek, AB yollarını da tıkamak.
AB'ye boyun bükmeyecek iktidara sahip bir Türkiye, onlar için tam bir kâbus.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap