Özgür iradenizle seçtiğiniz temsilcilerinizin üniversal hukuk normlarına istinaden yaptığı kanunlar sebebiyle suç ve ceza vardır.
Terör ve bu minvalde KCK terör örgütü sizin özgür iradenizle ve isteğinizle suç sayılmıştır.
KCK'ya sosyolojik güzelleme yapan bazı liberal kalemler, "KCK/PKK operasyonlarının yapılmasıyla Kürt sorunu çözülmez" diyorlar ya.
Şunu unutmamaları gerekir.
Hukuk sisteminizde yer alan suç ve cezalar, siyasal sorunları çözme amacı gütmez.
Yani terör örgütüne yönelik operasyonlar, Kürt sorununu çözmek için yapılmaz.
Mağdur haklarının ve kamu vicdanında adalet duygusunun tatmini için yapılır.
Terör suç sayıldığı için yapılır.
Muz cumhuriyeti değilseniz, suç varsa gereğini yapmak zorundasınız.
Çünkü milletinizi mağdur eden suçlar ardı sıra işlenirken, devlet olarak gereğini yapmazsanız, halk kitleleri illegal olarak gereğini yapmak ve hakkını almak için kolları sıvar.
Suçlara ve teröre duyarsız bir devlet, halkı içinde hakkı arayacak illegal örgütsel oluşumları engelleyemez.
Terörü cezalandırmazsanız, JİTEM gibi oluşumları bu defa devlet değil, halk üretir.
Darbelerin halk tabanını ne yapacağız?
Sorum şudur:
Yaptığınız kanunları, gruplara, siyasal ve sosyal konjonktüre göre farklı mı uygulamalıyız?
Siyasal ve sosyal yönü de olan terör sorununu çözme sürecinde hukuku askıya mı almalıyız?
Bunlara "evet" cevabı verilebiliyorsa sözün ve hukukun bittiği yerdeyiz demektir.
"BDP'nin tabanı olan 2,5 milyon kişiyi ne yapacaksınız" diyorlar.
Bunların hepsi suç mu işliyor ki bu soruyu soruyorsunuz?
BDP'li olmak suç değil ki.
Terör örgütü olan KCK/PKK ağı içinde aktif ve pasif görev almak suç.
Mesele halk tabanına dayanmak mı?
Darbeciler de hukuku askıya alarak kendince istedikleri nizamı veriyorlardı topluma.
Üstelik yaşadığımız her darbe, BDP'den çok daha büyük bir halk tabanına dayanıyordu.
Bu halk tabanı, hâlâ BDP'yi en az dörde katlayacak kadar büyük.
Geçen sene kasım ayında Bilgi Üniversitesi'nin yaptığı ankette, katılımcıların % 55.8'i "gerekirse darbe yapılabileceğini" söylüyor.
Hadi bu ankette abartılı bir sonuç var diyelim.
Yine 2011 Mart ayında Metropoll tarafından yaptırılan ankette, %34 oranında "gerektiğinde asker yönetimi ele almalı" deniyor.
%7.8 de fikrim yok diyor.
"Gerekirse ordu darbe yapmalı" diyenler hakkında soruşturma mı yapılıyor?
Alın size BDP'yi ona katlayacak halk tabanı ve sosyolojik zemin.
Ne yapalım, bu kadar halk tabanına sahip diye darbeleri suç olmaktan çıkaralım mı?
Mevcut KCK tavrınızda tutarlı olduğunuzu iddia ediyorsanız, BDP'den çok daha fazla halk tabanına sahip olan darbelere ve darbecilere de tebessüm etmeniz gerekir.
Bırakın karşı çıkmayı, darbecilerin hakkını savunmanız gerekir.
Hem darbeciler hem de KCK silahla kendi sosyal perspektiflerini dayatmıyorlar mı?
Bu marazi bakış açısıyla her suç işleyene ve her terör aktörüne sosyolojik bir gerekçe üretebiliriz.
Gerçekten hemen tüm suçların sosyolojik ve psikolojik profilleri de vardır.
Ama adaleti sosyolojiyle değil hukukla sağlayabilirsiniz.
Öcalan'a mı inanalım size mi?
KCK'nın illegal olduğunu söylemeye de dilleri varmıyor.
KCK illegal sayılırsa "Kürtler'in siyaset yapma alanı" daralırmış!
Bırakın Yargıtay'ı, Öcalan bile katılmıyor size KCK konusunda.
Yargıtay'a da gerek kalmadan bizzat Öcalan "KCK silahlı bir yapıdır, KCK illegaldir" diyerek bu gerçeği bizzat kendisi ifade etmişti.
Bakın ne diyor 01.01.2010 tarihli görüşme notunda:
"...Aslında benim KCK ile söylemek istediğim KCK illegal bir yapılanma yani Türkiye'ye göre yasal sayılmıyor. KCK'nın ayrı bir yapılanması vardır, işte başı Kandil'dedir. KCK'nın bir sürü yerde örgütlenmesi vardır, Türkiye içinde de yapılanmaları vardır. KCK ile legal siyaset ayrıdır... KCK... Türkiye'de yasal olmadığını bilir, buna göre davranır..."
Örgütün başı Öcalan'a mı inanalım, "KCK operasyonları Kürtler'in legal siyaset alanını daraltıyor" diyen kraldan fazla kralcı talihsiz kalemlere ve havarilerine mi?
Ergenekon soruşturmaları da darbecilerin silahlı siyaset yapma alanını daraltıyor efendiler!
KCK'ya sosyolojik güzelleme yapan bazı liberal kalemler, "KCK/PKK operasyonlarının yapılmasıyla Kürt sorunu çözülmez" diyorlar ya.
Şunu unutmamaları gerekir.
Hukuk sisteminizde yer alan suç ve cezalar, siyasal sorunları çözme amacı gütmez.
Yani terör örgütüne yönelik operasyonlar, Kürt sorununu çözmek için yapılmaz.
Mağdur haklarının ve kamu vicdanında adalet duygusunun tatmini için yapılır.
Terör suç sayıldığı için yapılır.
Muz cumhuriyeti değilseniz, suç varsa gereğini yapmak zorundasınız.
Çünkü milletinizi mağdur eden suçlar ardı sıra işlenirken, devlet olarak gereğini yapmazsanız, halk kitleleri illegal olarak gereğini yapmak ve hakkını almak için kolları sıvar.
Suçlara ve teröre duyarsız bir devlet, halkı içinde hakkı arayacak illegal örgütsel oluşumları engelleyemez.
Terörü cezalandırmazsanız, JİTEM gibi oluşumları bu defa devlet değil, halk üretir.
Darbelerin halk tabanını ne yapacağız?
Sorum şudur:
Yaptığınız kanunları, gruplara, siyasal ve sosyal konjonktüre göre farklı mı uygulamalıyız?
Siyasal ve sosyal yönü de olan terör sorununu çözme sürecinde hukuku askıya mı almalıyız?
Bunlara "evet" cevabı verilebiliyorsa sözün ve hukukun bittiği yerdeyiz demektir.
"BDP'nin tabanı olan 2,5 milyon kişiyi ne yapacaksınız" diyorlar.
Bunların hepsi suç mu işliyor ki bu soruyu soruyorsunuz?
BDP'li olmak suç değil ki.
Terör örgütü olan KCK/PKK ağı içinde aktif ve pasif görev almak suç.
Mesele halk tabanına dayanmak mı?
Darbeciler de hukuku askıya alarak kendince istedikleri nizamı veriyorlardı topluma.
Üstelik yaşadığımız her darbe, BDP'den çok daha büyük bir halk tabanına dayanıyordu.
Bu halk tabanı, hâlâ BDP'yi en az dörde katlayacak kadar büyük.
Geçen sene kasım ayında Bilgi Üniversitesi'nin yaptığı ankette, katılımcıların % 55.8'i "gerekirse darbe yapılabileceğini" söylüyor.
Hadi bu ankette abartılı bir sonuç var diyelim.
Yine 2011 Mart ayında Metropoll tarafından yaptırılan ankette, %34 oranında "gerektiğinde asker yönetimi ele almalı" deniyor.
%7.8 de fikrim yok diyor.
"Gerekirse ordu darbe yapmalı" diyenler hakkında soruşturma mı yapılıyor?
Alın size BDP'yi ona katlayacak halk tabanı ve sosyolojik zemin.
Ne yapalım, bu kadar halk tabanına sahip diye darbeleri suç olmaktan çıkaralım mı?
Mevcut KCK tavrınızda tutarlı olduğunuzu iddia ediyorsanız, BDP'den çok daha fazla halk tabanına sahip olan darbelere ve darbecilere de tebessüm etmeniz gerekir.
Bırakın karşı çıkmayı, darbecilerin hakkını savunmanız gerekir.
Hem darbeciler hem de KCK silahla kendi sosyal perspektiflerini dayatmıyorlar mı?
Bu marazi bakış açısıyla her suç işleyene ve her terör aktörüne sosyolojik bir gerekçe üretebiliriz.
Gerçekten hemen tüm suçların sosyolojik ve psikolojik profilleri de vardır.
Ama adaleti sosyolojiyle değil hukukla sağlayabilirsiniz.
Öcalan'a mı inanalım size mi?
KCK'nın illegal olduğunu söylemeye de dilleri varmıyor.
KCK illegal sayılırsa "Kürtler'in siyaset yapma alanı" daralırmış!
Bırakın Yargıtay'ı, Öcalan bile katılmıyor size KCK konusunda.
Yargıtay'a da gerek kalmadan bizzat Öcalan "KCK silahlı bir yapıdır, KCK illegaldir" diyerek bu gerçeği bizzat kendisi ifade etmişti.
Bakın ne diyor 01.01.2010 tarihli görüşme notunda:
"...Aslında benim KCK ile söylemek istediğim KCK illegal bir yapılanma yani Türkiye'ye göre yasal sayılmıyor. KCK'nın ayrı bir yapılanması vardır, işte başı Kandil'dedir. KCK'nın bir sürü yerde örgütlenmesi vardır, Türkiye içinde de yapılanmaları vardır. KCK ile legal siyaset ayrıdır... KCK... Türkiye'de yasal olmadığını bilir, buna göre davranır..."
Örgütün başı Öcalan'a mı inanalım, "KCK operasyonları Kürtler'in legal siyaset alanını daraltıyor" diyen kraldan fazla kralcı talihsiz kalemlere ve havarilerine mi?
Ergenekon soruşturmaları da darbecilerin silahlı siyaset yapma alanını daraltıyor efendiler!
Yorum Yap