Katar Mısır’da makas mı değiştiriyor?
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-12-29 15:28:15
2014 yılının son ayları ise, söz konusu krizin çözümü uğruna sarf edilen diplomatik çabalara sahne oldu. Riyad toplantısı, büyükelçilerin geri dönmesi, Doha’daki Körfez Zirvesi derken son olarak birkaç gün önce Sisi’nin, Katar Emiri’nin özel temsilcisini kabul etmesi ve önümüzdeki haftalarda iki ülke liderinin baş başa görüşeceği haberlerinin yayılması ile Katar-Mısır ilişkilerinde ‘yeni bir sayfa’ açıldı.
Zaten gergin ve kırılgan olan bir bölgede altı Körfez ülkesinin, birbirine belki de en yakın durması gereken bir dönemde yaşadığı bu gerginlik, Körfez ülkeleri kadar ABD’yi de tedirgin etti. Körfez basınında yer alan bir çok makalede, buzların erimesinin IŞİD terörü başta olmak üzere bölgedeki çok sayıda problemle mücadeleyi hızlandıracağı yazıldı.
Zaten Doha’daki Körfez zirvesinde de, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların ‘bölgenin güvenliği’ için rafa kaldırılacağı ilan edilmişti.
Aslına bakılırsa Katar, Mısır’daki darbeye Türkiye’nin verdiği gibi bir tepkiyi hiçbir zaman vermedi. Darbe sonrası diğer Körfez ülkelerinden birkaç gün geç olmakla birlikte, yeni kurulan Adli Mansur hükümetine tebrik mesajı yollandı. Bu, darbe hükümetinin resmen tanındığı anlamına geliyordu.
Her ne kadar resmi ağızdan ve açıktan darbe ya da Sisi hükümeti kınanmamış olsa da, bu boşluğu Şeyh Karadavi ve El Cezire kanalı kısa sürede doldurdu. Şeyh’in son derece sert ve sivri cuma hutbelerinin yanında el Cezire kanalının darbe karşıtı ve İhvan yanlısı yayınları zamanla ve çok da şaşırtıcı olmayan bir şekilde göze batmaya başladı.
Katar, Arap baharının rüzgarını da arkasına alarak uzun zamandır beklediği atılımı yapma ve bölgede etkin bir aktör haline gelme şansı yakaladı. Gerçekten de Katar, son 4-5 senelik süreçte, daha önce belki de hiç olmadığı kadar adından söz ettirmeyi başardı. Doha yönetimi bunu, Arap baharı ülkelerinde gerek ideolojik olarak yakın bulduğu, gerekse ‘kazanacağını’ düşündüğü grup ve hareketlere ‘yatırım yaparak’ sağlama ve sürdürme yoluna gitti, tabiri caizse ‘kazanacağını düşündüğü ata oynadı’. Bu yalnızca Mısır’da değil tüm bölge ülkelerinde geçerli oldu. Ancak İhvan konusunda çıkan fatura, ‘boyundan büyük idealleri olan’ bu Körfez ülkesinin beklediğinden ağır oldu.
Körfez ülkeleri tarafından ciddi siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulanmakla tehdit edilen Katar, ne bulunduğu coğrafyada ne de uluslararası arenada böyle bir izolasyonu kaldırabilecek güçte bir ülke değildi. İşler planladığı gibi gitmeyen Doha yönetimi, daha risksiz, macerasız ve realist bir dış politika benimsemeye mecbur kaldı.
Nitekim darbeye başından beri en sert ve açıktan tepkiyi veren Türkiye’de dahi bugün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Mısır yönetimi demokrasi için adımlar atarsa ilişkilerimizi düzeltiriz” diyecek noktaya gelmişken, Katar’ın söz konusu manevrası çok da sürpriz olmadı.
Yedi İhvan üyesinin Katar’dan ayrılması Doha yönetiminin İhvan politikasını değiştirdiği şeklinde yorumlansa da, bunun baskıyı hafifletmek için atılmış stratejik bir adım olduğu, Mısır medyası da dahil olmak üzere birçok platformda dile getirildi. Ancak sembolik ya da stratejik adımların, tamamen bir diz çöküşe ve ard arda verilen tavizlere dönüşmemesi konusunda Doha yönetiminin dikkatli olması gerekiyor. Katar’ın uzun vadeli bir Mısır planı olduğu söylenemez, epeydir ‘günü kurtarmak’, zaman kazanmak ve süreci en az zararla atlatmak için uğraşıyor. Öte yandan Mısır’daki gidişattan yana bir derdi olmayan ABD, Körfez’de çatlak bir ses istemiyor. Özellikle IŞİD ile daha sorunsuz ve etkili bir mücadele için Körfez ülkelerinin desteğine ihtiyaç var. Etrafı bunca tehditle dolu iken ne Körfez’in kendi içindeki çatlak seslerle uğraşacak vakti var, ne de ABD’nin habire küsüp barışan bu ülkeleri barıştıracak enerjisi… Durum böyleyken Mısır ile, en azından görünürde, arasını düzeltmiş ve Körfez ülkeleri ile eski güzel günlerine dönmüş bir Katar herkes için en ideali. ‘Arabulucu’ ülke olarak öne çıkan Katar’ın da, bölge rejimleriyle ilişkileri mümkün olduğu kadar iyi tutarak, yaşanan sorunların çözümüne katkı sunma ihtimali daha yüksek görünüyor.
NOT: BU MAKALE VAHDET GAZETESİ İÇİN YAZILMIŞTIR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap