Dolar

42,7294

Euro

50,1983

Altın

5.947,47

Bist

11.335,05

'Her İslamcı terörist değildir'

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-26 14:53:34

'Her İslamcı terörist değildir'
Katar Emiri Şeyh Temim, dün akşam dünyanın en çok izlenen televizyonu CNN'de Christiane Amanpour'un sorularını yanıtladı. 20 dakikalık röportaj, IŞİD'den İhvan'a, gündeme ilişkin önemli konularda çok çarpıcı mesajlarla doluydu.

Katar Emiri'nin Amerikan televizyonunda, İngilizce olarak verdiği net ve samimi mesajlar, Katar'ın son dönemde kafaları karıştıran bazı politikalarına dair oldukça açıklayıcı ve kafa karışıklıklarını giderici nitelikteydi.

Emir'in değindiği konuları başlıklar halinde toparlayalım...

IŞİD KOALİSYONU

ABD'nin IŞİD'e yönelik operasyonuna Körfez ülkelerinden Katar da destek verdi. Operasyona katılan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler resmi ağızlardan operasyona katılımı doğrularken, Katar'dan bu yönde herhangi bir açıklama gelmemişti. Perşemba akşamı Emir, CNN'de bunu ''Amerikalı dostlarımız bizden de destek vermemizi istediler, biz de kabul ettik'' sözleriyle bizzat doğrulamış oldu.

Burada bir sıkıntı yok. Ancak burada önemli olan nokta, Emir'in ''IŞİD terör örgütüne yönelik operasyonu desteklemesine rağmen, yalnızca IŞİD'in hedef alınmasını doğru bulmadığını' söylemesiydi.

''Suriye'de akan kanın sorumlusu Beşar Esad'dır ve bu rejim cezalandırılmalı'' diyen Şeyh Temim, ABD'nin operasyonda yalnızca IŞİD'i hedef alınmasını kişisel olarak doğru bulmadığını net biçimde ifade etti.

''HER İSLAMCI TERÖRİST DEĞİLDİR''

Şeyh Temim, son dönemde yabancı basında sıkça dile getirilen Katar'ın terör örgütlerine finansal yardım yaptığı iddialarını da çok net ifadelerle yalanladı. Katar'ın barıştan yana bir ülke olduğunu, dünyanın birçok ülkesinde barışın sağlanması için arabuluculuk rolü oynadığını ifade etti. Bunları söylerken satır arasında çok önemli ve cesurca bir itirafta da bulundu:

''Terörü desteklemiyoruz, ancak bazı ülkeler, İslami bir alt yapıya sahip her grubu terörist olarak değerlendiriyor. Biz bunu kabul etmiyoruz.''

Bu cevap yuvarlak ve detay içermeyen bir cevap olsa da, Amanpour'un konuyu daha fazla açması ve sorularıyle Emir'i sıkıştırması üzerine bahsi geçen grupların tahmin edileceği üzere Hamas ve İhvan olduğu net biçimde anlaşılmış oldu.

İhvan konusunda ''kardeş Arap ülkeleri'' ile aynı görüşleri paylaşmadıklarını samimi bir şekilde itiraf eden Şeyh Temim, Hamas'ı terör örgütü olarak kabul eden ABD ile de bu konuda hem fikir olmadıklarını, bir Amerikan televizyonunun ekranlarından açıkça ifade etmiş oldu.

Şeyh Temim Hamas ile ilgili şu ilginç anektodu paylaştı:

''10 yıl önce Amerikalılar, babamdan (Şeyh Hamad) Filistin'deki seçimlere katılması için Hamas'ı ikna etmesini istedi. ABD o zaman Hamas'ın seçimlere katılmasını istiyordu, bugün, yani 10 yıl sonra ne değişti? Ben şunu söyleyebilirim, bugün Hamas geçmişe kıyasla çok daha realist bir hareket. Ama diğer grupların o kadar realist olduğunu düşünmüyorum.''

İSRAİL İLE İLİŞKİLER

Katar Emiri, İsrail ile ilişkilerin halen kopuk olduğunu da röportajda net biçimde dile getirdi. Gazze'ye uygulanan politika nedeniyle İsrail ile ilişkileri kestiklerini söyledi, ancak barışa yönelik ciddi ve samimi adımlar atıldığı takdirde bu ilişkileri yeniden kurmaya hazır olduklarını da not düştü.

KATAR'DAN AYRILAN İHVAN ÜYELERİ

Son dönemde belki de en çok konuşulan konulardan biri de Katar'dan ayrılan İhvan üyeleriydi. Katar'ın İhvan üyelerini 'kovduğu' iddiaları, ilk kez CNN ekranında bizzat Emir'in ağzından netlik kazandı dün...

Şeyh Temim, İhvan üyelerinin kovulmasının söz konusu olmadığını, ''ülkemizde hala çok sayıda İhvan mensubu var'' ve ''ayrılanlar kendi istekleri ile ayrıldı'' cümleleri ile anlattı.

Katar'da, bir başka Arap ülkesine karşı aktif bir şekilde siyaset yürütmeye dair kuralların belli olduğunu söyleyen Şeyh Temim, söz konusu üyeler için, ''artık aktif siyaset yapma zamanının geldiğini düşünerek ayrılma kararı aldılar'' şeklinde açıkladı.

İhvan üyelerinin Katar'dan ayrılması, Katar'ın Mısır ve İhvan konusunda politika değiştirdiğine dair bir algının oluşmasına neden olmuştu. Emir'in CNN'de yaptığı açıklamalar ve satır aralarındaki mesajları, bu algının çok da doğru olmadığını göstermiş oldu. Mısır konusunda Katar'ın pozisyon değiştirmediğinin en net göstergesi, Şeyh Temim'in Mısır'da yaşananı tanımlarken ''coup'', yani darbe sözcüğünü kullanmasıydı…

DÜNYA KUPASI

Röportajda değinilen tartışmalı konulardan bir diğeri de 2022'de yapılacak Dünya Kupası idi. Son dönemde bilhassa İsrail ve İngiliz basını tarafından, organizasyonun Katar'ın elinden alınması için yürütülen kampanya, konuyu yalnızca spora dair olmaktan çıkarıp sıcak bir siyasi gündem maddesi haline getirdi nitekim.

Emir Şeyh Temim, ''Rakiplerimiz, Katar gibi küçük bir Müslüman Arap ülkesinin Dünya Kupası gibi büyük bir organizasyonu düzenlemesini kabul edemiyor'' diyerek Katar'a karşı yürütülen bu kampanyalara gönderme yaptı.

Geçtiğimiz hafta bir FIFA yetkilisi, havanın çok sıcak olması nedeniyle turnuvanın Katar'dan alınması gerektiğini söylemişti. Şeyh Temim sıcaklık konusunda hiçbir tereddüt olmaması gerektiğini son derece kendinden emin bir şekilde ortaya koydu.

''10 yıldan bu yana soğutma teknolojisi üzerinde çalışıyoruz. Bunu stadyumlarımızda da denedik. Sorunsuz bir şekilde çalışıyor'' diyerek sıcaklık konusundaki kaygıları bertaraf etti, ''Turnuvanın tarihinin değişmesi FIFA'nın takdiri. Ancak biz hazırlığımızı yaz ayına göre yaptık. Yazın da olsa kışın da olsa biz hazırız'' dedi.

İŞÇİ HAKLARI

Katar'ın uluslararası arenada en çok eleştirildiği konuların başında, özellikle Hintli ve Nepalli işçilerin durumu geliyor. ''Modern kölelik'' olarak nielendirilen sistem, Christiane Amanpour tarafından sorulduğunda Şeyh Temim verilebilecek en samimi ve içten yanıtını verdi: ''Ülkemde işçi hakları ile ilgili ciddi sorunlar olduğunun farkındayım ve şahsen bundan rahatsızım.''

Emir'in konuyu evirip çevirmeden, savunma ihtiyacı hissetmeden var olan bir hatayı açık yüreklilikle kabul etmesi önemliydi. ''Ülkemize gelen ve Katar'ı geliştirmede bize yardımcı olan bu insanlara daha iyi şartlar sunmamız gerek'' diyen Emir, ülkedeki işçi nüfusunun çok hızlı bir biçimde arttığını, bu nedenle bazı aksaklıklar olduğunu itiraf ederken, işçi hakları konusunda radikal kanun değişiklikleri yapıldığını ve bunların uygulanmaya başladığını ifade etti.

Sonuç olarak Şeyh Temim'in CNN röportajı, son dönemde dış politikaya ilişkin bazı konularda 'acaba' dedirten Katar Emiri'ne güven tazeledi. Genç yaşına ve üzerindeki yoğun baskıya rağmen, Katar'ın kendine has bir dış politikası olduğunu ve bundan taviz vermeyeceğini ortaya koydu Emir. Bilhassa Hamas ve İhvan konusundaki net mesajları, Katar'ın ABD ya da Suudi Arabistan'ın gölgesinden çıkamadığına yönelik algıyı büyük ölçüde kırmış oldu.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara