Dolar

42,7276

Euro

50,1903

Altın

5.945,19

Bist

11.335,05

Elhamdülillah sekülerim!

15 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-09 09:23:19

Elhamdülillah sekülerim!
Türkiye'ye adımımı atar atmaz kendimi sıkı bir tartışmanın tam ortasında buldum…Büyük bir kasırganın..

Bir geldim baktım ki, herkes kürtajı tartışıyor! Katar'dayken de takip ediyordum gündemi ama, burada olayın harareti daha çok hissediliyor. Televizyon programları, gazeteler, her yerde kürtaj tartışması dönüyor.

En önemlisi, konuştuğum bütün bayanlarla konu dönüp dolaşıp mutlaka geliyor kürtaja.. Hepsi de kürtajın yasaklanmasına karşı..
Muhafazakar, seküler, genç, yaşlı, ev hanımı, iş kadını, türbanlı, türbansız... Ve şaşırtıcı olan, kimliği, dini inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun, hepsi de aynı fikirde!

Işte bunu ilk kez gördüm Türkiye'de.. Hoşuma gitti açıkçası. En sekülerinden en muhafazakarına kadar, konuştuğum bütün kadınlar kürtajın yasaklanmasına tepkili!

Etik olarak kürtaja şiddetle karşı olmalarına rağmen üstelik…Buradaki ortak duruş, kadınların tek bir ağız olması hoş..
Daha da önemlisi, muhafazakar bir hayat yaşayan, dini inançlarına göre hareket edenlerin dahi bu tartışmada herşeyi bir kenara bırakması..

Kendi yaşam tarzını, inancını, tercihini bir başkasına dayatmaması... ‘Evet kürtaj haram, çok günah. Ama bu, kişilerin kendi tercihi, yasaklamak olmaz’ diyebilmesi...

İşte olması gereken tavır bu. Sadece bu konuda değil, her konuda.

Elhamdülillah sekülerim...

Katar'da yaşamak bazı şeylerin kıymetini anlamamı sağladı.. Bunlardan en önemlisi, din ve devlet işlerinin birbirine karışmaması gerektiği.. Kısaca ‘laiklik’ dediğimiz şey.

Türkiye'de suyu çıkarılan kavram hani…Sekülerizm, bazılarının kulağına ‘ateizm’ gibi geliyor.

Devletin seküler olması gerektiğini savunduğunda dinden diyanetten bir haber olduğunu düşünüp seni topa tutan insanlar var… Hele ki Arap dünyasında.. Sekülerlikten anladıkları bizimkinden epey farklı..

Hoş bizimki de ondan çok farklı değil ya.. 'Din ve devlet işleri birbirinden ayrı olmalı, bir devlet ne olursa olsun seküler olmalı' dediğinde sana 'kafir' gözüyle bakıyorlar.

‘Sen Müslüman mıydın’ diye bile soruyorlar bazen, şüpheye düşüp.. Birçoğuna göre, bu görüşü savunan biri ‘gerçek bir Müslüman’ olamaz çünkü.. Özellikle erkeklerin büyük çoğunluğu bu görüşte..

Türkiye'de de, muhafazakar çevreler uzun sure böyle anladı 'din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması' olayını.. Hala da anlıyor hatrı sayılır bir kısım..

Onlara göre bir insan, hem dindar hem de seküler olamaz. Oluyorsa birinden biri olmuyordur, eksiktir.

Siyah-beyaz'ları bol olan bir milletiz..Gri’nin ne kadar önemli olduğunu Arap dünyasında anladım ben.

Duyduklarım, okuduklarım, çevremde, diğer Arap ülkelerinde gördüklerim, devletin seküler olmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İnsanlara kendi inandığın dini, üstelik kendi kafana estiği gibi yorumladığın bir dini dayatmanın herşeyden önce o dinin kendisine ne büyük zarar verdiğini gördüm.

'Dindar olacaksın’ diye dayatılan insanın nasıl dinden uzaklaşabildiğini, hatta nefret edebildiğini gördüm. Yasakların birşeyi ne kadar cazip hale getirebildiğini gördüm.

Bunları burada saatlerce anlatırım, ama anlatmakla olmaz. İnsan uzaktan bakınca bazı şeyleri daha farklı bir gözle değerlendiriyor.

Ben iki yıllık tecrübem sırasında defalarca anladım ki. Devlet seküler olmalı, bireyler, baştakiler istediği kadar dindar olsun..

Dini tekeline almak, kurallar kanunlar koymak ve diğer insanları onlara uymaya mecbur etmek hiçbir devletin, yöneticinin işi değil.
Din Yaratıcı'ya ait. Kuralları belirleyen O.

Her kafadan bir ses çıkıyor öbür türlü olunca. Araba kullanmayı da yasaklıyorsun, içki içmeyi de, kadının tek başına sokağa çıkmasını da, okumasını da, oy kullanmasını da, kürtajı da, sezeryanı da..

Kısaca herşeyi! Din hassas birşey çünkü, birilerinin eline geçtiğinde kırılacak kadar hassas. Kul ile Allah arasında kalması gereken, aksi halde insanların elinde oyuncak olan birşey.

Kürtaj tartışması bana bunları düşündürdü. En muhafazakar kadınların bile çıkıp ‘bu bizlerin kararı, devletin değil’ demesi, bir insanın aynı anda hem Müslüman hem de seküler olabileceğin en güzel kanıtı.

Kürtaj meselesi etik açıdan, hukuki açıdan tartışılır, o ayrı.. Ama bu tartışmanın dini argümanlarla yapılmasını doğru bulmuyorum.

Helal-haram üzerinden yasa ve yasak konulmasını doğru bulmuyorum. İşte o zaman, ‘Türkiye gittikçe muhafazakarlaşıyor’ diye yaygara koparan insanların endişelerine hak veriyorum.

Televizyon programlarında bir tarafa feministleri, diğer tarafa ilahiyatçıları koymalarını doğru bulmuyorum. Diyanetin tartışmaya çok fazla dahil olmasını da doğru bulmuyorum.

Dini hassasiyetleri olan kesimi bilgilendirmek, kürtaj konusunda bireylere sordukları takdirde fetva vermek elbette diyanetin işi..

Ama haram deyip toptan yasaklansın demek olmaz.Günah olduğunun bilincinde olan aldırmasın, ama herkes bu ölçüye göre yaşamak zorunda değil.

Olayın 'dindarlar ve dindar olmayanlar’, 'müslümanlar ve sekülerler’ gibi iki ayrı kutup arasında geçmesi doğru değil. Çocuk 'bizim' size ne!

Son olarak, tartışmada en rahatsız edici konu olayın yine erkekler tarafından gündeme getirilmiş ve karara bağlanmaya çalışılıyor olması..

Sezeryan, kürtaj gibi birinci planda kadınları ilgilendiren konular, illa tartışılacaksa kadın bakanlarımız, milletvekillerimiz tarafından gündeme getirilsin. Sonra toplumun değişik kesimleri istediği kadar tartışsın. Kadınlarla ilgili kararlar artık kadınlar tarafından verilsin, erkekler tarafından değil.

Ha şunu da demiyorum ama, kürtaj kararı sadece kadına aittir. Hayır, karar anne ve babanın ortak kararı olmalı..

Resmi olarak evli olunsun olunmasın. Sezeryan bile hatta. Çocuk sadece annenin değil çünkü…

Bebeğin biyolojik babasının, yani erkeğin de onayı olmalı kadına yönelik bir operasyona.

-Taşıyan kadındır, karar sadece kadına aittir- jargonunu doğru bulmuyorum. 'Benim bedenim, benim kararım, sana ne’ demiyorum. 'Çocuk ikimizin, size ne’ daha doğru geliyor kulağıma…

Bir çift buna beraber karar verebilmeli. Babanın da söz hakkı olmalı, ama devlet babanın değil! Bu yüzden bu tartışmada kadın, erkek, muhafazakar, seküler, türbanlı, minili.. herkes bir arada olmalı. Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz! Hep olduğu gibi...

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara