Maç bitti, şimdi gerçekler! Türkiye şimdi okul çocuklarının pazar akşamını yaşıyor. Yapılmamış ödevlerin iç kemiren sıkıntısı, uzun pazarın giderek suçluluk duygusuna dönüşen rehaveti, sabah yine erken kalkıp hunhar gerçeklik tarafından çekiştirilecek olmanın endişesi...
Yarın sabah huysuz çocuklar gibi uyanacağız. Bir tarafta Dağlıca baskınıyla ilgili haberleri biliyor olmanın baskısı olacak. Öte tarafta Fethullah Gülen'in CIA bağlantılarıyla ilgili haberleri okumuş olmanın ağırlığı...
Birkaç gündür göz ucuyla okunan haberleri çekip önümüze koymamız gerekecek. Grevler, açlık, susuzluk, elektrik zamları, arazi yağmacılarına 'Bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar' diyen yeni yasa, daha neler neler. Bazen bu ülke, kapısını kapatıp gitmek isteyeceğiniz darmadağınık bir ev gibi. Bundan sonra ne yapsanız geçemeyeceğiniz bir ders... Öğretmen size takmış gibi bir şey...
Yalnız düşünmek
Yalnızsınız zira. Tek başına öfkeleniyorsunuz, tıpkı diğer tek başına öfkelenenler gibi. Kötü bir büyü gibi bir şey var sanki memleketin üzerinde. Uyanamadığınız bir rüya gibi ya da. Her şey sapır sapır dökülüyor ve hakikatleri herkes biliyor olmasına rağmen kimse birleştirmiyor gibi. Hakikatleri bilenler dağılmış gibi. Bal gibi biliyorlar aslında. Demokrasinin ve hukukun ne olduğunu bal gibi bilen az sayıda insan birbirine düşman olmuş vaziyette.
CIA bonservisi ve darbe
Demokrasinin bu militarist düzenle de, bu fetihçi mafya tarzı muhafazakârlaşmayla da olmayacağını, ikisinin de demokrasiye aynı oranda zarar verdiğini biliyorlar.
Hukukun, 1 Mayıs'ta hükümet tarafından yaratılan şiddet ortamıyla da, AKP'nin kapatılma davasıyla da ortadan kalktığını biliyorlar.
Başörtülü kadınların üniversiteye gitme hakkının, en fazla başı örtülüp 14 yaşında evlendirilip gerdek gecesi tepesine binilen kız çocuklarının eğitim hakkı kadar önemli olduğunu biliyorlar.
1980 öncesinden beri bu memleket binlerce okumuş çocuğunu yurtdışına gönderdi ve onların bu ülkeye geri dönmesinin, CIA'in eski Türkiye Şefi Graham Fuller'ın 'bonservis' verdiği Fethullah Gülen'in dönmesinden daha önemli olduğunu biliyorlar.
Çizgi film formatı
Bir kısım Amerikan basınının Türkiye politikasını manipüle etmek için Türkiye'ye attığı 'askeri-sivil bürokratik elit' ve 'inanç özgürlüğü olmayan, demokrasi isteyen Müslüman halk' formatının doğru olmadığını, yaşadıklarımızın bundan daha karmaşık olduğunu biliyorlar. Derin Anadolu'da AKP'nin kurduğu ekonomik ağın dışında kalmamak için 'halk iradesi' mavalını ezberlemiş esnafın demokrasiyi filan sallamadığını bal gibi biliyorlar.
Herkes her şeyi biliyor. Bal gibi biliyorlar. Ama pazartesi günü sendromu işte. Ödevi yapmamanın iç sıkıntısının ödevi yapmaktan daha beter olduğunu, her öğrenci gibi kabul etmek istemiyorlar.
Türkiye öyle bir pazartesiye giriyor ki, herkesin iyi öğrenci olması gerekiyor. Herkesin bildiğini söylemesi lazım. Yazıp çizen insanların bu 'kompartımanlaştırılmış' düşünce dünyası trenini durdurup, aşağıya inip sağduyu istasyonunda buluşması gerekiyor. Kimsede karşı kampta sanılma korkusu olmaması, düşünen insanların kamplarına bu kadar sıkı sarılmamaları gerekiyor. Düşünmek, kampların üzerine çıkmaktır. Bu pazartesi bunu hatırlamak gerekiyor.
MİLLİYET
Yorum Yap