Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

Özel Harp Dairesi, JİTEM ve korku imparatorluğu

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-30 09:55:00

Özel Harp Dairesi, JİTEM ve korku imparatorluğu

Özel Harp Dairesi, öyle davul zurnayla kurulmadı. Sessiz sedasız boy gösterdi.Varlığından uzun yıllar kimsenin haberi olmadı.

Yıl 1953'tü. Tümgeneral Daniş Karabelen, daireyi kurmakla görevlendirildi. Kore'de, birlikte savaştıkları, Binbaşı İsmail Tansu'ya 'Benimle çalışır mısın?' diye sordu.

'Şeref duyarım...' yanıtıyla birlikte, Tansu Binbaşı, Karabelen Paşa'nın sağ kolu oldu.

Aynı daire, 1957 yılında, Kıbrıs'ta Türkleri Ada'dan kovmayı amaçlayan Rum EOKA Örgütü'ne karşı, Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu (TMT). Bu öylesine gizli bir kuruluştu ki, 27 Mayıs darbesini yapanlar, TMT'yi 'Adnan Menderes'in gizli milis gücü' sanıyordu!

Tam 27 Mayıscılar TMT'yi ortadan kaldıracakken, Tansu kalktı Alpaslan Türkeş'e 'neyin, ne olduğunu' anlattı ve TMT varlığını sürdürdü.

İlk kurulduğu yıllarda Seferberlik Taktik Dairesi adıyla çalışan bu kuruluş, 1970'den sonra Özel Harp Dairesi olarak anıldı.

Amacı, Sovyetler Türkiye'yi işgal ederse, ülkenin dört bir yanında ayaklanmalar başlatmaktı.

Teşkilatta subaylar değil, 'Onların yönetip yönlendirdiği sivillerden oluşan ve birbiriyle hiçbir bağlantısı olmayan, hatta birbirini tanımayan hücreler' çalışıyordu! Bölge başkanlıkları, İstanbul, İzmir, Kars, Ardahan ve Trabzon'daydı.

İsmail Tansu: 'Biz Amerikalı subaylarla işbirliği içinde çalışıyorduk. Albay Latent, Yüzbaşı Berger, Binbaşı Hill bunlardan bir kaçının adıydı.

ABD 1970'de askeri yardımı kesince, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar, dairenin varlığını Başbakan Bülent Ecevit'e açıklamak zorunda kaldı. Kurulduğundan o güne değin hiçbir başbakan bu dairenin varlığını bilmiyordu çünkü!

Ecevit, bu yapılanmanın, 'kontrgerilla' açıkladı.

Özel Harp Dairesi 1994 yılında Özel Kuvvetler Birliği olarak adını değiştirdiyse de, Türkiye'nin son 50 yılında meydana gelen bir çok 'karanlık ve provokatif' eylemlerin perde arkasında olduğu savıyla gündeme geldi. Kenan Evren de bunu zaman zaman, üstü kapalı da olsa, açıkladı. Şimdi ÖHD'nin Libya'da, CIA'in Toroslardaki kamplarına girmeyelim. 6-7 Eylül'ü de sonraya bırakıp, gelelim Veli Küçük'ün JİTEM'ine. JİTEM, son derece karmaşık ve gerçek anlamda zifiri karanlık bir kuruluş. İnfazlarından tutun da, Susurluk'a, uyuşturucu trafiğine, Barnabas İncili'nin pazarlanmasına, Ermenilere karşı cinayet şebekeleri kurmaya, Azerbeycan'da ihtilal yapma girişimlerine değin her taşın altında var.

Azerbaycan İçişleri eski Bakanı Siyavuş Mustafa'nın yeğeni Turan A.'nın anlattıkları bile, size JİTEM ve Veli Küçük penceresini az biraz aralayabilir: 'Veli Küçük Paşa, yanında adamlarıyla birlikte Ermenilere karşı Azerileri örgütlemeye geliyor; dayımla görüşüyor. Ben de oradaydım. Savaş sırasında çok sayıda Türk, Ermenilere karşı, Nahçıvan için savaştı. Veli Küçük burada bir kahramandır!'

Veli Küçük, 20 Mayıs 2005'te, Stockholm Azerbaycan Kongresi'nde 'Turancılık ruhuyla hareket etmeliyiz. Çin Seddi'nden Viyana'ya değin uzanan Büyük Türk İmparatorlığu kurulmalı.'

Bugün Ergenekon denen Korku İmparatorluğu'nun başı değil Küçük, ama mimarlarından biri. Kurucularından olduğu JİTEM aynı zamanda Korku İmparatorluğu'nun da temeline harcı atmakla kalmamış, binanın dikilmesinde de büyük rol oynamış! Aslında JİTEM için 'ordu içinde ordu' da diyebiliriz.

Özel Harp Dairesi, Sabri Yirmibeşoğlu'nun da belirttiğince, 6-7 Eylül olaylarının tezgahdarlarından. Küçük Paşa'ya gelince, faaili meçhullerden, suikast girişimlerine; uyuşturucu kaçakcılığı ve
hükümet darbelerinin hazırlanmasından, Güneydoğu'da Kürtlere yapılan zulmün tasarlanmasına değin, nice karanlık eylemlerin kahramanlarından biri olarak ortaya çıkıyor nice iddianame ve kitapta.

Veli Küçük ise bütün bunları şöyle yanıtlıyor: 'Bu iddianameler, Atatürk'ün Cumhuriyeti'ni yargılamak, rejimi, dini değiştirmek için tezgahlanmıştır...'

Herhalde Cumhuriyetten, Atatürk'ten, demokrasiden en son söz edecek kişilerin başında gelenlerden biri Küçük Paşa!!

Balili'ye Irkçı saldırıda bulunan ahlaksızlar!

Galatasaray-Sıvasspor maçı sırasında Sivaslı futbolcu Balili'ye İsrail yurttaşı olduğu için bağırıp çağırıp hakaret eden, insanlığın yüz karalarından, Galatasaray'ın eski bir yöneticisi ve Genel Kurul üyesi olarak özür diliyorum.

Kulübün de en kısa zamanda resmi sitesinde, bir özür mesajı yayınlaması gerekmektedir. Galatasaray, hoşgörünün, çağdaşlığın, insanlığın simgelerinden biridir yüz yılı aşkın bir süredir. Hele ırkçılık, gerçek Galatasaraylıların en nefret ettiği şeydir. Bir devletin siyasetini eleştirebilirsiniz ama o devletin yurttaşlarına dil uzatmak, hakaret etmek terbiyesizliğin en büyüğüdür. Bunu yapanlar asla Galatasaray'lı olamaz!

Ne çabuk unuttunuz İsrail yurttaşı Revivo'nun, Galatasaray forması giydiğini bre densizler?!
STEPHEN HAWKING 'GAZZE' ÇiN NE DiYOR ACABA?

Evrendeki temel iki sorudan biri olan 'nasıl'ın yanıtını arayan, fizik biliminin yaşayan en büyük temsilcisi Stephen Hawking, İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle ilgili olarak, El Cezire'ye konuştu:

'Gazze'ye olan saldırı, iki yıl önce, 2000'den çok sivilin öldüğü ve İsrail'in askeri amaçlarına ulaşamadığı Lübnan saldırısına benziyor. Bence, Gazze saldırısı da başarısızlıkla sonuçlanacak!

'İşgal altındaki insanlar, ellerindeki her yola baş vurarak direnmeyi sürdürecek. Eğer İsrail barış istiyorsa, İngiltere'nin IRA'yla yaptığı gibi, Hamas'la konuşması gerekiyor. Hamas, Filistinlilerin demokratik olarak seçtiği yöneticisidir; yok sayılamaz ki! Sonra, her ölen İsrailli için 100 Filistinli hayatını yitirmiştir. Durum 1990 öncesi Güney Afrika'dan farksız! Bu böyle devam edemez!'

Buyrun! Einstein'la birlikte gelmiş geçmiş en büyük bilim adamlarından birinin değerlendirmesi. Arap değil... Müslüman değil... Filistinli de değil... Ama insan. Dahası adam gibi de adam!

 

Barış Manço'nun ölüm yıldönümü anısına

Barış Manço'yu yitireli tam on yıl olmuş! Zaman ne çabuk akıp gidiyor.

Neyse, Coşkun Plak onun anısına 1966'da orjinal plak kayıtlarını aynen kullanarak, dört şarkılık bir CD'sini yayınlamış. Bu CD'de, üçü Fransızca biri Türkçe parçalarda, sanatçının ilk gençlik yıllarının sesini, heycan ve güzelliğini hemen fark edeceksiniz.

Dedim ya Barış'ı yitireli on yıl olmuş. Onu unutmak tabi mümkün değil. Bize bıraktığı besteleri, şarkıları, programları, konserleri ve tüm güzellikleri hep arayacağız.

Nur içinde yat Barış kardeş. Seni özlemle anıyorum.
STAR
 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Dolandırıcıların aldığı 18 milyonluk altın ve para ele geçti

Haber Ara