Dolar

42,8436

Euro

50,6521

Altın

6.170,19

Bist

11.375,42

Kurtlar Vadisi'nin '7'si ve RTÜK'ün vicdanı?

19 Yıl Önce Güncellendi

2008-11-23 06:34:00

Kurtlar Vadisi'nin '7'si ve RTÜK'ün vicdanı?

Sinema ve televizyon yayıncılığı alanında, yıllar boyu -neredeyse- tek başına, gırtlağımız parçalanırcasına haykırdığımız bazı yalın gerçeklerin gün gelip de devlet kurumları ve ilgili sektörlerin temsilcileri tarafından da kabul görmesi hem alabildiğine sevindirici, hem de diğer bir cephesiyle hüzün verici?

Sevindirici; çünkü böylelikle icrâ ettiğimiz mesleğe ilişkin vizyonumuz çok daha net bir biçimde ortaya çıkmış oluyor.

Hüzün verici; çünkü dünyanın ?uygar cephesi?nin en az yarım yüzyıldır ittifakla kabul ettiği bir gerçeği sindirebilmek için, sektördeki bazı çok bilmiş muhataplarımın beni de kendilerini de bu kadar kasmalarına gerek yoktu.

Kendileriyle aynı siyasal kampta yer almadığım için bana körü körüne laf yetiştirmeyi bırakıp bir an için söylediklerimin özüne odaklansalardı, ?sağlıklı bir toplum? ülküsünün ardında hep birlikte ve elele yürüyebilirdik. Ancak, onlar böylesi bir haysiyetli tavır ortaya koymak yerine, beni ve söylediklerimi sürekli aşağılama, önemsizleştirme çabasını tercih ettiler.

Türk sinemaseverlerinin insan onuruna, genel ahlâka, psikoloji ve pedagoji biliminin gereklerine göre hareket eden, batı ülkelerindeki örnekleriyle uyumlu bir ?film işletmeciliği sistemi?ne kavuşabilmesi için, Yeni Şafak sinema sayfasında yıllardır sürdüregeldiğimiz ödünsüz mücadelenin meyvelerinden birini daha geçtiğimiz günlerde -nihayet- almış bulunuyoruz.

2006 yılından bu yana -eksik, yanlış ve hileli biçimde uygulanıyor olsa da- televizyon yayıncılığımızda belli bir etik aşama kaydedilmesine yol açan ?içerik sınıflandırma işaretleri?, kısa bir süre önce sinema salonlarında da kullanılmaya başlandı. Hem de sırf izlemeye gidilen filmi değil, o filmin öncesindeki ?ön gösterimler?i de kapsıyor bu yeni uygulama?

Yani, bundan böyle aile üyelerinizle birlikte sinemaya gittiğinizde, sadece izleyeceğiniz ana yapımda değil, o yapımın öncesinde sunulan bir sürü reklâm ve fragmanda da sevimsiz sürprizlerle karşılaşma ihtimaliniz ortadan kalkmış durumda? Ya da en azından ben bundan sonra böyle olacağını umuyorum!

Sayfamızın düzenli okurları, bu uğurda -2006 yılı başlarında gösterime giren o ünlü ?Brokeback Dağı? ucubesinden beri- şimdiye kadar nice karşı eleştiri ve aşağılamayı inatla göğüslediğimizi da çok iyi hatırlayacaklardır. Ancak, hayatının son yirmi yılında en doğudan en batıya dek 30'un üzerinde ülkenin sinema salonlarında film izlemiş, en ?muasır medeniyetler?in egemen olduğu yabancı kentlerde mağazalardan VHS kaset ya da DVD satın almış ve aynı ülkelerde yürürlükte olan sinema-TV denetim rejimlerini dikkatle incelemiş bir sinemasever olarak, bu gibi ardı bomboş suçlamalara; büyük bir bölümü eşcinsellerden, ateistlerden, komünistlerden ve nihilistlerden yükselen o kuru gürültülere pabuç bırakmaya hiç niyetim yoktu elbette?

Bu konuda kaleme aldığım en son yazı da iki aydır internet sitemizde yayında duran ve bir çok sinema sitesine alıntılanan ?Majesteleri'nin Ülkesi'nde bir DVD'nin arka kapağı? başlıklı uzun inceleme-araştırmaydı.

Nitekim, aradan geçen zaman, söz konusu mevzudaki haklılığımı bir kez daha ortaya çıkardı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir yönetmelikle, sinema salonlarına film izlemeye gidecek çocuklar ve ebeveynleri için ?uyarıcı işaretler? dönemini başlattı.

Toplam 11 kategoride uyarıcı işarete sahip bulunan bu yeni yönetmelik sayesinde, her yaştan, beğeniden ve de inanıştan sinemaseverler, izleyecekleri filmin içeriğiyle ilgili olarak, gerek salon girişlerinde asılı bulunan afişler, gerekse filmin başına eklenen 5-10 saniyelik ekstra görüntüler aracılığıyla önceden uyarılıyor.

?Genel izleyiciye uygundur?, ?7 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?Aile eşliğinde, 7 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?13 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?Aile eşliğinde, 13 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?, ?15 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?Aile eşliğinde, 15 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?18 yaş ve üzeri izleyici kitlesine uygundur?, ?Şiddet ve korku unsurları içerir?, ?Cinsellik unsurları içerir? ve ?Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar içerir? şeklinde yapılan bu çağdaş tasnif, ABD, İngiltere ve diğer AB ülkelerinde uzun yıllardır yürürlükte bulunan tasnif sistemiyle de büyük ölçüde uyum göstermekte?

Ve her şeyden önemlisi, bu tür bir içerik tasnifine yeryüzünün hiç bir köşesinde ?sansür? denilmiyor artık. Kısa vadeli hesaplar içinde böylesine ucuz bir demogojiye tevessül eden kimi ?yerli malı? sinema yazarları ve -hasılatları düşecek diye ödleri kopan- film yapımcılarından başka?

Dünyanın uygar ülkelerindeki anne-babalar, hafta sonu çoluk çocuklarını da yanlarına alarak sinemaya gittiklerinde, yol parası, yemesi-içmesi ve biletiyle en az 50-100 dolar para harcadıkları böyle bir kafa dinlendirme gezisinde kendilerini evlatlarının yanında utandıracak ya da gerecek türden cüretkâr pornografik sahneler, bol argo muhabbetler ve aşırı kanlı şiddet gösterileri izlemek/izletmek istemiyorlar. Bu da onların en doğal hakkı; çünkü ?normal insanlar? sinemaya ?utanmak?, ?gerilmek? ve ?zor durumda kalmak? için değil, ?eğlenmek? için giderler. Bu tür filmlere özellikle meraklı olanlar ise yanlarında birlikte olmaktan rahatsızlık duyacakları kişilerle değil, daha uygun bir zamanda tek başına da gidebilirler nasıl olsa?

O yüzden, filmlerin içeriğiyle ilgili olarak çocukları, gençleri ve onların ebeveynlerini önceden uyarmak, bırakın ?sansür? gibi laf salatalarını, aksine günümüzde Batı ülkelerinde düpedüz bir ?uygarlık göstergesi? sayılıyor. Ve bu uygarca yaklaşım da çeyrek yüzyıllık gazetecilik kariyerimizi ortaya koyup kendi meslekî câmiamızda yalnız kalmayı göze alarak yürüttüğümüz sıkı bir direnişten sonra, artık bizim ülkemizde de yasal bir zorunluluğa dönüştü.

Tıpkı ABD'de, İngiltere'de ve Avrupa Birliği'nin tamamında olduğu gibi?

Şu iyi bilinsin ki bütün yalnızlığım ve desteksizliğim içinde, böylesine hassas bir konuda şimdiye kadar verdiğim canhıraş mücadeleyle sonuna kadar gurur duyuyorum. Çocukları ve gençleri, yerküreyi çepeçevre kuşatan bir görsel kirlilikten mümkün olduğunca uzak tutma yönündeki bu iyi niyetimin Rabbim tarafından görülmesi benim için yeterlidir.

Velhasıl, yeni ?uyarıcı işaretler? yönetmeliği Türk sinemaseverleri ve toplumumuz için hayırlı olsun.

Bu arada, sözün bir yerinde, aynı sistemin televizyondaki uygulanış biçimiyle ilgili olarak ?eksik, yanlış ve hileli? ifadesini kullanmıştım. Hemen açayım bu iddiamı?

Sadece bir tek örnek vereceğim sizlere? Ancak, gerektiğinde bu gibi örnekleri rahatlıkla artırabilirim de..

?Kurtlar Vadisi? adlı popüler dizi, ?uyarıcı işaretler? uygulamasının televizyon kanallarımızda boy göstermeye başladığı 2006 yılı ilkbaharından bu yana ?7+? işaretiyle, yani ?7 yaş ve üzeri izleyiciler için uygundur? ibaresiyle yayımlanıyor.

RTÜK'ün, şimdiye kadar bu sütunlardan kurumuna sorduğum hiç bir soruya, yönelttiğim hiç bir somut eleştiriye asla cevap vermemiş olan saygıdeğer başkanı Zahit Akman'a (muhtemelen, beni ?arka bahçenin çocuğu? olarak gördüğü için cevap vermeye tenezzül etmiyordur. Hürriyet'te, Sabah'ta ya da Cumhuriyet'te olsam, hemen aynı gün tez elden cevap yollardı) şu iki cümlelik soruyu sormakla yetineceğim:

Türk özel televizyonculuğunun en yoğun şiddet içeren, yıllardır toplumumuzun her kesimine -özellikle de çocuklar ve gençlerin günlük konuşmalarına- ?kabadayı ağzı? tarzındaki bir jargonu yayıp duran ve aynı zamanda da sosyolojik açıdan en provokatif mesajlarla dolu dizisini, ?7+? gibi ancak ?He-Man? tarzı çizgi filmlere uygun düşecek bir uyarıcı simgeyle izlemekten/izletmekten herhangi bir hicap duymuyor musunuz Sayın Akman?

Söz konusu dizi için iki buçuk yıldır Show TV ekranında uygulanan bu işaretlendirme türü sizce uygun mudur?

Zatıâliniz beni yine beni adam yerine koymayın ve bu soruma da aman sakın cevap vermeyin. Beni adam yerine koyanlar koymuş zaten. O yüzden, Türkiye'nin en çok okunan, en saygın ve de en etkili sinema sayfasının editörlüğünü yapıyorum.

Fakat, en azından o bitmez tükenmez ?Deniz Feneri? açıklamalarınızdan fırsat kaldığı bir anda, bu basit sorum üzerine bir kaç dakika düşünüverin, olur mu?

YENİ ŞAFAK

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bin yıllık Türk kültürünün izlerine Tomarza'da rastlandı

Haber Ara