Muhafazakâr câmiadaki -1990'larda bizlere bol keseden akıl ve takvâ dağıtıp duran- bazı büyük ?mücahit?lerin teker teker işini bilen birer ?müteahhit?e dönüşmesiyle birlikte, 2000'li yıllarda kültür ve sanat alanında kasvet verici bir atâletin içinde yüzmeye başladık. Ancak, buna karşılık, tek tük bile olsa, zaman zaman bu alanda umut verici gelişmeler de ortaya çıkabilmekte... İşte, gelen o iyi haberler de bizim gibi Don Kişot'ları zinde tutup, ulusal sanat arenasında özümüzün ve sözümüzün çok daha kabul göreceği aydınlık bir gelecek adına heyecanlandırmaya yetiyor. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul-Bağcılar Belediyesi'nde basın müşaviri olarak görev yapan edebiyatçı dostum Ekrem Kaftan aradı. Kendisi aynı zamanda 1980'li yıllardan, İstanbul Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu'ndan da sınıf arkadaşım olur. Onu yakından tanıyanların da çok iyi bildiği üzere, hem kaliteli bir adam, hem de yetkin bir şairdir. Sevgili kardeşim Ekrem, kısa süre önceki o görüşmemizde, Bağcılar Belediyesi yönetimi olarak, geçtiğimiz yılın 25 Kasım akşamı İstanbul'da düzenlediğimiz, yerli ve yabancı medyanın büyük ilgi gösterdiği ?Şehadenin İkinci Yıldönümünde Yönetmen Mustafa Akkad'ı Anma Gecesi? organizasyonundan Bağcılar Belediyesi yönetimi olarak çok etkilendiklerini belirterek, bu yıl da böyle bir anma toplantısı yapmaya kalkışırsak Başkan Lokman Çağırıcı'nın muhtemel bir organizasyon için gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğunu söyledi. İlkini düzenlerken kustuğumuz onca kandan sonra birazcık gecikmeli gelen, ancak şahsımı yine de çok mutlu eden harika bir haber oldu bu... Kaftan'a, şimdiye kadar öncüsü ya da organizatörü olduğum hiç bir konuda birbirinin kuru kuruya tekrarı olan rutin uygulamalara meyletmediğimi, böylesi bir etkinliği bir kez daha düzenlersek bunun bir ?anma gecesi? esprisinden hareketle -sonradan gelenekselleşecek olan- çok daha geniş katılımlı bir ?Ulusal Sinema Toplantıları? dizisine dönüştürülmesinin, Türk sinemasında muhafazakâr akımın gelişimine katkı adına en doğru iş olacağını anlattım. Sağolsun, o da bu yaklaşımımı son derece isabetli buldu. Bugünü dününe benzeyen herkes ziyandadır. O yüzden, nice güçlükler içinde ekip ve bütçe oluşturup yoğun emek harcadığımız bu tür sanatsal organizasyonlarda ?profesyonellik? ve ?çekicilik? çıtasını her yıl mutlaka biraz daha yükseltmek durumundayız. Hem içerik sürekli yenilenmeli, hem de sinema sektörü, medya ve kamuoyunun ilgisi her daim sıcak tutulmalı? Sonuç olarak, Bağcılar Belediyesi, şu sıralarda, sonbaharda düzenlenecek olan yeni bir ?Akkad'ı Anma Organizasyonu?nun fizibilite dosyasını bekliyor. Ben de yapmam gereken çalışmayı tamamladım, organizasyon teklif dosyasını önümüzdeki hafta içinde kendilerine takdim edeceğim. Bu arada, geçen yılki etkinliği televizyon ekranlarından izleyip çok beğenmiş olan vizyon sahibi iki sinemasever işadamımızın da farklı zamanlarda şahsımı arayarak, böylesi bir organizasyona aynî ve maddî destek verebileceklerini beyan etmeleri, birinci sınıf bir gösteri düzenleme noktasında elimi biraz daha güçlendirmiş oldu. Şimdiden sonraki amacım, bir tarafıyla bu büyük Müslüman yönetmenin hatırasını sürekli taze tutan, ancak diğer tarafıyla ise onun ismi üzerinden câmiada sinema alanında yeni bir heyecan dalgası, güçlü bir sinerji oluşturacak nitelikte, her yıl pek çok sürpriz gelişmeye gebe ve olabildiğince geniş katılımlı bir organizasyona imza atmak... Sözgelimi, Akkad'ın dul eşi Süha Akkad ya da kendisi gibi sinemacı olan oğlu Malik Akkad'ı gecenin açış konuşmalarını yapmak üzere ABD'den İstanbul'a davet etmek; yanısıra bu organizasyon kapsamında her yıl bir ?İslâm Dünyası Uluslararası Senaryo Yarışması? ve ?İslâm Dünyası En İyi Film Yarışması?nı da profesyonelce yürütmek gibi? Geçtiğimiz günlerde Malik Akkad'ın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Trancas International Film Şirketi'ne yazılı bir başvuru yaptım ve oğul Akkad'ı önümüzdeki Kasım ayında düzenleyeceğimiz ?Mustafa Akkad-İkinci Uluslararası Beyaz Sinema Buluşması?nın açılış konuşmasını yapmak üzere Türkiye'ye resmen davet ettim. Tabiî, bu arada geçen yıl düzenlediğimiz o güzel geceden söz edip, bazı fotoğraflar göndermeyi de ihmal etmedim. Los Angeles'taki şirket merkezinden gelen ilk haberler gayet olumlu; günümüzde Hollywood'un en saygın korku filmi yapımcıları arasında yer alan Malik Akkad'ı böyle bir organizasyon kapsamında ülkemize getirebilir ve ona yakışır bir ağırlamada bulunabilirsek, câmia olarak hiç anlamadığımız bir alan olan ?profesyonel organizasyon? noktasında büyük bir engeli daha aşmış olacağımız kanısındayım. Hele de geçen yıl ?Akkad Gecesi? için kendilerinden destek istediğimde, ?İki kazan tavuklu pilav yaptıralım, yanına da plastik bardak ve ayran verelim; yapacağınız toplantıda konuklarınıza kepçeyle bol bol dağıtırsınız, herkes de fazlasıyla doyar? şeklinde ?sponsorluk? tekliflerinde bulunan bazı taşralı müteşebbislerimizin estetik çıtasını yükseltip vizyonlarını geliştirmek adına oldukça derin anlamlar taşıyor bu tür girişimlerimiz... Ayrıca, önümüzdeki organizasyonda kullanmak üzere, çok önemli bir tarihsel belgeye daha ulaştım ki muhtemelen böyle bir belge Akkad'ın oğlunda dahi bulunmuyor. Bu da rahmetli yönetmenin 197o'li yılların sonlarında, ?Çağrı?nın galası vesilesiyle -başrol oyuncusu Anthony Quinn ile birlikte- İstanbul'a gelip, dönemin sinema çevreleri ve resmî protokolü karşısında yaptığı konuşmanın film kayıtları... Bu 16 mm'lik renkli filmi yıllar sonra beyazperdede izlemenin, organizasyona katılacak olanlar açısından bir hayli ilginç ve duygulandırıcı olacağına inanıyorum. Şunu da sevinçle belirteyim ki elimde böyle bir etkinliği renklendirip güzelleştirecek, içeriğini zenginleştirecek bunun gibi daha bir çok sürpriz belge, bilgi ve görsel malzeme birikmiş bulunuyor. Bunların hepsini, günü geldiğinde Akkad dostlarıyla tek tek paylaşacağız inşaallah... Velhasıl, (11 Kasım 2005'de Amman'da şehit olan Akkad'ın vefat tarihine denk gelmesi için) 15 Kasım 2008 Cumartesi günü düzenlemesi yönünde bir ön kabülümüz bulunan bu görkemli sinema buluşmasında, Türkiye'nin, ?sinema-inanç? ilişkileri noktasında şimdiye kadar hiç görmediği düzeyde bir entelektüel egzersize, teknik kaliteye ve profesyonel organizasyona tanık olması için bir kez daha kolları sıvadık. Özlemini çektiğimiz genç sinemacılar, kümesteki tavukların altındaki yumurtalardan değil, işte böyle özverili ve inatçı çabalardan doğup katılacaklar ulusal kültür arenamıza... Bu yazı, konuyu sizlerle paylaşmayı amaçlayan bir ön bilgi notuydu. Ayrıntıları henüz ben de tam olarak bilmiyorum ve önümüzdeki günleri çok da net göremiyorum. Ancak, her zamanki gibi, kalplerinde ihlasla çalışanlar ve onların başarıları için dua edenleri güzel şeylerin beklediğine yönelik inancım tam... Görelim bakalım, ne eylerse güzel eyleyen Mevlâm, hakkımızda neler takdir edecek! Ha, bu arada, dünya çapında yayın yapan bazı Arap televizyonlarının,?Türkler, Akkad'ın anısına düzenledikleri görkemli törenle bizleri kıskandırdı? diyerek tanıttıkları geçen yılki organizasyonu ilk dakikasından son dakikasına kadar sürekli küçümseyenleri, katılmaları için kendilerine âdeta tek tek yalvarmama karşın ?Evime çok uzak bir yerde, gelemem oralara kadar? gibi eften püften gerekçelerle ayak diretenleri, ?Notlarım arasında var, vaktim olursa gelirim? deyip de gelmeyenleri, gelip de sonradan tek kelimelik bir değerlendirme yazısı dahi yazmayanları soranlarınız var ise onlara ilişkin cevabı hiç zaman yitirmeden vereyim: Gönlümüzü ve alın terimizi ortaya koyarak yürüttüğümüz böylesi çabalara gayrıciddilikle, alaycılıkla ve umursamazlıkla yaklaşanların hiç biri bu yılki ?Mustafa Akkad-İkinci Uluslararası Beyaz Sinema Buluşması?na davet edilmeyecekler. O gün orada yalnızca, bu tür girişimlerin sanata meyyal genç kuşak Müslümanlar için anlam ve önemini gerçekten kavramış insanlar olacak. Çünkü ben ve ekip arkadaşlarımın henüz içimiz geçmedi evelallah. Ölmeden önce yapacak daha çok işimiz var. Hattâ, daha yeni başladığımız bile söylenebilir! Yeni Şafak
Daha görkemli bir 'Akkad Gecesi' için kolları sıvadık
19 Yıl Önce Güncellendi
2008-08-24 07:16:00
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap