Uyarı
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-28 13:50:59
Cemaatlerin doğal sınırlarını aşıp başka alanlarda etkin olmaya çalışmaları kendilerine de zarar veriyor. Yakın geçmişimizde yaşanan bazı olayları anlatarak iddiamızı biraz açalım. 29 Mart 2009’da yapılan son yerel seçimleri bir hatırlayınız. Antalya ilinin belediye başkanlığını Ak Parti’nin kaybetmesi, Başbakan Erdoğan’ı çok üzmüştü. Oysa solun kalesi denilen bu ili kaybetmemeyi ne çok istiyordu Tayyib Bey. Her şeye rağmen kaybedilen Antalya Belediye Başkanlığı iktidar için çok mühimdi.
Peki, neden kaybedilmişti Antalya Belediye Başkanlığı? Olayın perde arkasına baktığımızda orada bir cemaat göreceğiz. Ama bu cemaat kendini “hizmet” diye tesmiye ettirmiyor. Bu muhteremler kendilerini “kurs talebeleri” diye adlandırıyor. Kamuoyunda ise “Süleymancılar” olarak biliniyorlar ama onlar kendilerinin bu isimle anılmasından rahatsız oluyorlar. Biz de bu yazımızda onlardan kurs talebeleri diye söz edeceğiz zira amacımız hiç kimseyi üzmemek.
Malum kurs talebelerinin lideri Arif Ahmet Denizolgun beyefendi. Refahyol döneminde ulaştırma bakanlığı yapan Ahmet Bey, ilçesi Gazipaşa’ya ilginç bir havaalanı inşa ettirmesiyle gündeme gelmişti. Konumuz uygunsuz yatırımlarla devletin parasının çarçur edilmesi olmadığından bu boş yatırımla uğraşacak değiliz.
Konunun Erdoğan’la alakasını anlamak için partinin kuruluş yıllarına gitmemiz gerekiyor. Ak Parti’nin kuruluşunda Süleymancıların lideri konumundaki Ahmet Denizolgun’un kardeşi Mehmet Denizolgun kurucular listesinde yer alır. Buna Ahmet Denizolgun karşı çıkar; ancak kardeşi aday gösterilir. Mehmet Denizolgun, 2002 ve 2007 seçimlerinde milletvekili seçilir. Ancak daha sonraki seçimlerde aday gösterilmez.
Mehmet Denizolgun, kendisiyle birlikte kurs talebelerinden, eski lider Kemal Kaçar’ın (Demirel’in Adalet Partisi’nden 3 dönem milletvekili seçilmişti) geçmişte şoförlüğünü yapan Ak Parti Ankara eski İl Başkanı Nurettin Akman’ı Çankırı’dan ve yine Kemal Kaçar’ın yanında bulunmuş olan Turan Kıratlı’yı da Kırıkkale’den Meclis’e taşımıştır.
Denizolgun kardeşler, Süleymancılar’ın kurucusu Süleyman Efendi’nin torunlarıdır.
İki kardeş ‘post’ kavgası nedeniyle uzun yıllardır kavgalıdırlar; öyle ki Ahmet Denizolgun, annesinin cenaze namazının kılındığı camiye abisi Mehmet Denizolgun’u aldırmamıştır.
Olay post kavgasıyla sınırlı kalmamış, hareketin merkezi konumuna sahip kursların bazıları ana gövdeden ayrılmıştır. Mezkûr üç vekile ilaveten özellikle büyükşehir belediyesinde görev alan bazı üst düzey yöneticilerin de katılımıyla “cemaat bölünüyor” kanaati oluşmuştur. Kurs talebeleri bu yeni yapılanmanın mesuliyetinin Tayyib Erdoğan’a ait olduğunu düşünerek onun hakkında tekfir de dahil çok ağır ithamlarda bulunmuşlardır.
Pusuda avcı gibi bekleyen CHP, oluşan nefreti oya döndürmenin yolunu bulmuş, bazı pazarlıklarla Antalya ilinde belediye başkanlığını iktidar partisinin elinden almayı başarmıştır. Ne yazık ki, kurs talebeleri başörtüsü düşmanlığıyla maruf Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ı desteklemişler böylece cemaati böldüğüne inandıkları Tayyib Erdoğan’dan intikam almışlardır.
Şimdi benzer bir gelişme muhtemelen Hizmet Cemaati arasında yaşanacaktır. Bu güne kadar girdiği kavgalardan daima muzaffer çıkan Başbakan başına benzer bir gaile açılmasın diye hizmetin defterini dürecektir.
Doğru olan Hizmet’in bu kavgada havlu atması ve aman dileyerek doğal sınırlarına çekilmesidir. Aksi takdirde bu gün mırıldanma şeklinde devam eden iç homurtuların bir volkan gibi patlaması kaçınılmazdır.
Bize düşen bu uyarıyı yapmaktır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap