Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

Statüko tarikatı

16 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-31 09:07:26

Statüko tarikatı

Başlıktaki ifade AK Partili Ömer Çelik'ten alıntı.

Dün Adana'da konuşurken söyledi. Tam anlamıyla da CHP'yi tarif ettiği için başlığa çektim.

Malum olduğu üzere bugünlerde yüksek yargı kaynaklı bir tartışmanın ortasındayız. Yıllardır ihmal edilen, halının altına süpürülen sorunlar artık saklanamayacak boyutta.

Sorunu çözmek için harekete geçen hükümete karşı CHP ve MHP tepkili. İddialarına göre hükümet yandaş yüksek yargı oluşturacakmış.

Hatta hızını alamayan bazı CHP milletvekilleri -bir tanesi karıştığı skandalı unutturmak için kıvrak bir hareketle topu karşı sahaya attı- halkı isyana çağırdı.

İfadelerine bakılırsa hükümet, Yargıtay ve Danıştay'da daire sayısını arttırırsa halk sokaklara dökülürmüş.

Bu arkadaşlar nerede yaşıyorlar bilmiyorum.

Doğrudur, halk bir gün sokaklara dökülecek ama onların söylediği gerekçelerle değil. İşlemeyen, tıkanan yargı yüzünden olacak isyan. Çok istiyorlarsa tebdili kıyafet adliyelerin etrafında iki tur atsınlar da görsünler durumun vahametini.

Hadi buyursunlar CHP vekilleri sokağa dökülsünler. Arkalarından kendi teşkilatları dahil kaç kişi gelecek görelim.

İşlemeyen yargı yüzünden halk burnundan soluyor. Eğer CHP seçmeni ya da üyeleri için özel bir yargı sistemi var ve onların işleri hızlıca aradan geçiyorsa bilemeyiz.

Ama "Yargıtay ve Danıştay'da daire sayıları artsın, istinaf mahkemeleri kurulsun ve vatandaşın işi hızlı görülsün" diyen bir iktidara karşı daha güçlü argümanlar bulmanız şart. Çünkü AK Parti'nin bu söylemi aynı zamanda vatandaşın söylemi.

Gelelim işin bam teline. CHP'deki lider değişimi kamuoyuna 'yeni CHP' diye takdim edilmişti. Öyle bir medya gazı verildi ki sanırsınız CHP dünyada sol siyaseti yeniden dizayn edecek.

CHP aynı CHP. Sadece Kılıçdaroğlu geldi Baykal'ın yerine. Yine Ergenekon'u, yine statükoyu savunuyor. Yine yaşam tarzı ve korku siyaseti yapıyor. Silivri sakinlerine vekillik yolu açmak için mühendislik hesapları yapılıyor.

AK Parti'ye karşı etkili muhalefet üretemeyince de hakarete başvuruyorlar. Kılıçdaroğlu'nun önceden bahanesi vardı. Ama artık o da yok. Bütün parti teşkilatını kendisi belirledi. Şu ana kadar gördüğümüz tek şey Kılıçdaroğlu'nun Baykal'dan farklı olarak Anadolu'yu dolaşması. Yoksa CHP'de her şey aynı. Hatta parti için kulisler bile öyle. Öyle şeyler oluyor ki CHP içinde aklınız durur.

Yargı meselesine dönersek.

CHP ve MHP komisyon aşamasında olduğu gibi TBMM Genel Kurul aşamasında da gerginlik çıkartacaklar. Ama halk yüksek yargı kaynaklı krizler ve skandallardan o kadar bıktı ki muhalefetin engelleme çalışmaları iktidar partisine oy olarak yansıyacak.

Teğmenin telefonundan iş çıkmaz

Ergenekon süreci başladığında 'Ergenekon her yere kon' diye yazılar kaleme alan bazı meslektaşlarımız bugünlerde fazla mesai yapıyorlar.

Bombaları, silahları, suikast planlarını, mermerin altına saklanmış kozmik zulaları görmeyenler birden 'Aha da belgeler düzmece çıktı. Teğmenin telefonuna yükleme yapılmış' diye ekran ekran dolaşmaya başladılar.

Eğer o meslektaşlarımız üşenmeyip azıcık iddianame okusaydı boşuna sevindiklerini görürlerdi.

Çünkü Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin Hizbu-t Tahrir örgütü ile ilişkisi bu telefon bağı üzerine kurulmuyor. Hatta ne iddianamede bu konuya yer veriliyor ne de sorguda.

Peki olan ne? Olan şu, cep telefonları üzerinde çalışılan program bir nevi Outlook yazılımı. Teğmen ile örgüt üyesinin telefonları bu program üzerinde karışmış olabilir. Olabilir diyoruz çünkü henüz teknik inceleme de bitmedi. Kaldı ki bu durumu ortaya çıkartan da emniyetin kendisi.

Yani sanık ya da onun avukatları bu teknik karmaşıklığı ortaya çıkarmadı. Kaldı ki teğmenin Hizbu-t Tahrir ile irtibatını gösteren bir sürü delil var. En başta 115 telefon görüşmesi var. İfadeler var. Hatta ifadelerinde 'Ben bu gruba sızmakla görevlendirildim' türü açıklamaları var.

Yani, 'Yaşasın Ergenekon çöktü' türü sevinç çığlıkları atanlar boşuna sevinmesinler. Özellikle de Gölcük'ten çıkan Kozmik Zula'dan sonra.

Bu arada hatırlatalım, mahkemeler kamuoyundaki havaya değil önlerine gelen delillere bakıyor. Gerek Balyoz sanıkları ve tabii ki yakınları gerekse de Ergenekon sanıkları ifadeleriyle, mahkeme şovlarıyla sürekli kamuoyuna oynuyorlar.

Öncelikli hedefleri 'mağdur edildikleri-komploya kurban gittikleri imajını oluşturmak. Ama daha önce de söylediğimiz gibi, mahkemeler belgeye ve delile bakıyor.

Yani teğmenin telefonundaki -varsa- yanlışlık aradığınız kurtarıcı değil.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Suriye'de düğünde bombalı saldırı!

Haber Ara