Hâlâ 12 Eylül davasını yerinde izlemeyenlerdenseniz hararetle tavsiyemdir Ankara Adliyesi'ne buyurun.
Duruşma salonunun gazeteciler için ayrılan sırasına oturun. Yüksek ve salonun tamamını gören bir yer. Gözlem yapmak için daha iyisi olmaz.
Bu dava birilerinin iddia ettiği gibi 'sembolik' değil.
Hele hele 'Burun kıvırdığımız adamlar darbecileri yargılamayı başardı' diye düşünüp, hatta kıskanıp fakat 'İki ihtiyarı yargılamak tiyatrodur' diye görüş ifade edenlere de kulak asmayın.
Onlar ki düne kadar '12 Eylül yargılanamaz, bu duruşmalar olsa olsa tiyatrodur' diyorlardı.
Üstelik tiyatronun hasını Erzincan-Yargıtay arasında yapanlar çıkıp da 'tiyatro izlemeye geldim' diyorsa duruşmaları yerinde izlemeniz daha da önemli hale geliyor.
12 Eylül referandumunda 'hayır' kampanyasının bayraktarlığını yapanlar bugün mahkeme salonunda kimseye söz bırakmıyor.
Oturduğum yerden avukatların profiline tek tek baktım.
Neredeyse yüzde 80'i hayır kampanyasının bayraktarlığını yapmıştı. Duruşmada ise Evren ve Şahinkaya'yı yargılamak için herkesten fazla istekli olanlar da onlardı.
Ama ne gariptir ki bu isimlerden bazıları dışarı çıkıp bambaşka şeyler söylüyor.
Efendim neymiş, 12 Eylül davası onları heyecanlandırmıyormuş. Neymiş bu dava sembolikmiş, iki ihtiyarın yargılanmasının anlamı yokmuş.
Hiç kusura bakmasınlar millet artık bu numaraları yemiyor.
Siz isterseniz heyecanlanmayın
Çünkü 12 Eylül davası sembolik değil esastan bir zihniyet yargılamasıdır. Darbecilerin, işkencecilerin, cuntacıların hesap verdiği bir davadır.
Aynı zamanda 'Yeni Türkiye'nin davasıdır da.
Bu aşamada yapılması gereken şey davayı itibarsızlaştırmak -Ergenekon'u itibarsızlaştırmak için çabalayanlarla 12 Eylül yargılamasına çamur atanların benzerliği de ayrıca dikkate değer- değil bilakis derinleşmesine katkı sağlamak olmalı.
Çünkü şu ya da bu şekilde Ergenekon'da dava derinleştirilemedi.
Oysa bu tip davalarda olaylar arasında bağ kurulmalı ve nihayetinde Özel Harp Dairesi'ne gidilmeliydi. Bugün darbeleri, Ergenekon'u yargılıyoruz ama bütün bu olaylarda adı geçen Özel Harp Dairesi ile ilgili açılmış bir soruşturma bile yok.
Bağlantılar ciddi şekilde derinleştirilirse 12 Eylül'den 6-7 Eylül olaylarına kadar her karanlık provokasyonda aynı izleri göreceğiz.
Unutmamak gerekir ki bu ülkede derin devletin bir devamlılık ve süreklilik hali var.
O yüzden birileri heyecanlanmamaya dursun biz bu davaya Ergenekon'u, cuntacıları, darbecileri, işkencecileri deşifre için fırsat olarak bakalım.
Gelelim başlıktaki konuya.
Mahkeme Evren ve Şahinkaya'yı sağlık durumları nedeniyle tutuklamadı. Gerçi 104 yaşındaki Berfo Ana'nın ambulansla geldiği duruşmaya onlar haydi haydi gelirdi ama şimdilik hastanede kalacaklar.
Evren, müdahil avukatlarının 'kafeste de olsa getirilsin' taleplerine çok bozulmuş. 'Ölseydim de bugünleri görmeseydim' demiş.
Şahsen biliyorum, dava bitene kadar Evren'in ölmemesi için dua eden çok kişi var. Çünkü ceza almadan ölürse cumhurbaşkanı olarak gidecek.
Ne olmuş demeyin.
Protokol kurallarına göre şunlar olacak; Ülkede 2 ile 4 gün arasında yas ilan edilecek. Bayraklar yarıya indirilecek.
Ardından Çankaya Köşkü'nde cenaze töreni yapılacak. Şeref salonuna konulan ve Türk bayrağına sarılan tabuta saygı geçişi yapılacak.
İyi bilirdik mi diyeceğiz?
Mahkemede insanlığa karşı suç işlediği için yargıladığınız kişiye saygı geçişi yapmak ilginç bir ironi olacaktır. Sonra da askeri törenle tabut alınacak ve top arabasında TBMM'ye getirilecek.
Burada da cafcaflı törenler yapılacak. Eski yeni vekiller, siyasiler saygı duruşunda bulunacak.
Sonra da cumhurbaşkanı, başbakan, Meclis başkanı ve muhalefet partilerinin liderlerinin katılımıyla kortej yapılacak ve tabutun arkasından cenaze namazının kılınacağı camiye gidilecek.
Orada imamın 'merhumu nasıl bilirdiniz' sorusuna kaç kişi 'iyi bilirdik' der bilmiyorum.
Ama protokol kuraları böyle.
O yüzden dua edelim de Evren mahkeme bitmeden ölmesin.
Bu dava birilerinin iddia ettiği gibi 'sembolik' değil.
Hele hele 'Burun kıvırdığımız adamlar darbecileri yargılamayı başardı' diye düşünüp, hatta kıskanıp fakat 'İki ihtiyarı yargılamak tiyatrodur' diye görüş ifade edenlere de kulak asmayın.
Onlar ki düne kadar '12 Eylül yargılanamaz, bu duruşmalar olsa olsa tiyatrodur' diyorlardı.
Üstelik tiyatronun hasını Erzincan-Yargıtay arasında yapanlar çıkıp da 'tiyatro izlemeye geldim' diyorsa duruşmaları yerinde izlemeniz daha da önemli hale geliyor.
12 Eylül referandumunda 'hayır' kampanyasının bayraktarlığını yapanlar bugün mahkeme salonunda kimseye söz bırakmıyor.
Oturduğum yerden avukatların profiline tek tek baktım.
Neredeyse yüzde 80'i hayır kampanyasının bayraktarlığını yapmıştı. Duruşmada ise Evren ve Şahinkaya'yı yargılamak için herkesten fazla istekli olanlar da onlardı.
Ama ne gariptir ki bu isimlerden bazıları dışarı çıkıp bambaşka şeyler söylüyor.
Efendim neymiş, 12 Eylül davası onları heyecanlandırmıyormuş. Neymiş bu dava sembolikmiş, iki ihtiyarın yargılanmasının anlamı yokmuş.
Hiç kusura bakmasınlar millet artık bu numaraları yemiyor.
Siz isterseniz heyecanlanmayın
Çünkü 12 Eylül davası sembolik değil esastan bir zihniyet yargılamasıdır. Darbecilerin, işkencecilerin, cuntacıların hesap verdiği bir davadır.
Aynı zamanda 'Yeni Türkiye'nin davasıdır da.
Bu aşamada yapılması gereken şey davayı itibarsızlaştırmak -Ergenekon'u itibarsızlaştırmak için çabalayanlarla 12 Eylül yargılamasına çamur atanların benzerliği de ayrıca dikkate değer- değil bilakis derinleşmesine katkı sağlamak olmalı.
Çünkü şu ya da bu şekilde Ergenekon'da dava derinleştirilemedi.
Oysa bu tip davalarda olaylar arasında bağ kurulmalı ve nihayetinde Özel Harp Dairesi'ne gidilmeliydi. Bugün darbeleri, Ergenekon'u yargılıyoruz ama bütün bu olaylarda adı geçen Özel Harp Dairesi ile ilgili açılmış bir soruşturma bile yok.
Bağlantılar ciddi şekilde derinleştirilirse 12 Eylül'den 6-7 Eylül olaylarına kadar her karanlık provokasyonda aynı izleri göreceğiz.
Unutmamak gerekir ki bu ülkede derin devletin bir devamlılık ve süreklilik hali var.
O yüzden birileri heyecanlanmamaya dursun biz bu davaya Ergenekon'u, cuntacıları, darbecileri, işkencecileri deşifre için fırsat olarak bakalım.
Gelelim başlıktaki konuya.
Mahkeme Evren ve Şahinkaya'yı sağlık durumları nedeniyle tutuklamadı. Gerçi 104 yaşındaki Berfo Ana'nın ambulansla geldiği duruşmaya onlar haydi haydi gelirdi ama şimdilik hastanede kalacaklar.
Evren, müdahil avukatlarının 'kafeste de olsa getirilsin' taleplerine çok bozulmuş. 'Ölseydim de bugünleri görmeseydim' demiş.
Şahsen biliyorum, dava bitene kadar Evren'in ölmemesi için dua eden çok kişi var. Çünkü ceza almadan ölürse cumhurbaşkanı olarak gidecek.
Ne olmuş demeyin.
Protokol kurallarına göre şunlar olacak; Ülkede 2 ile 4 gün arasında yas ilan edilecek. Bayraklar yarıya indirilecek.
Ardından Çankaya Köşkü'nde cenaze töreni yapılacak. Şeref salonuna konulan ve Türk bayrağına sarılan tabuta saygı geçişi yapılacak.
İyi bilirdik mi diyeceğiz?
Mahkemede insanlığa karşı suç işlediği için yargıladığınız kişiye saygı geçişi yapmak ilginç bir ironi olacaktır. Sonra da askeri törenle tabut alınacak ve top arabasında TBMM'ye getirilecek.
Burada da cafcaflı törenler yapılacak. Eski yeni vekiller, siyasiler saygı duruşunda bulunacak.
Sonra da cumhurbaşkanı, başbakan, Meclis başkanı ve muhalefet partilerinin liderlerinin katılımıyla kortej yapılacak ve tabutun arkasından cenaze namazının kılınacağı camiye gidilecek.
Orada imamın 'merhumu nasıl bilirdiniz' sorusuna kaç kişi 'iyi bilirdik' der bilmiyorum.
Ama protokol kuraları böyle.
O yüzden dua edelim de Evren mahkeme bitmeden ölmesin.
Yorum Yap