Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

BDP 'son çıkışı' da kaçırmak üzere

15 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-25 07:24:59

BDP 'son çıkışı' da kaçırmak üzere
Eğer bu sabah yeni bir 28 Şubat dalgasına uyanmazsak; birkaç gün daha 23 Nisan resepsiyonu ve Başbakan ile Kılıçdaroğlu arasındaki 'satılan camiler' polemiği gündem olmaya devam edecek.
Önce 23 Nisan resepsiyonundan izlenimleri not edelim.
Bu yılki resepsiyon 'normalleşme' adına önemli bir adımdı. Çünkü 10 yıldır süren anomali; yani eşsiz davet son buldu.
Hatırlanacağı gibi eski Cumhurbaşkanı Sezer'in 'başörtüsü görmek istememesi' ve 'askerin rahatsızlığı' gerekçe gösterilerek resepsiyonlar eşsiz hale getirilmişti.
Hatta 'istenmeyen bir durum olmaması için' birden fazla resepsiyon bile icat edilmişti.
10 yıldır süren bu garabet uygulama önceki gün itibariyle son buldu.
Başbakan, ilk kez eşi Emine Erdoğan'la resepsiyona katıldı. Eşiyle gelen AK Partililer de vardı.
Kamuoyundan gelen tepkiler de olumlu. Zaten resepsiyon salonunda da pozitif bir hava vardı. Genelkurmay Başkanı Özel ve kuvvet komutanları da bu sürece katkı sağladı.
Keşke CHP ve BDP'liler de gelseydi.
Ama onlar bile bile lades deyip girdikleri 'sanık vekiller sarmalı'ndan çıkamıyorlar.
Seçim öncesi sorduğumuzda 'mahkeme ne derse o olur' diyenler bugün 'millet iradesi tutuklu' diyerek Meclis'i boykot ediyorlar.
Ayrıca üç parti kendi arasında bir uzlaşma da sağlayabilmiş değil. Yani tutuklu vekiller sorununun çözümü o kadar da kolay değil.
'Satılan cami' polemiğine gelince...
Başbakan Erdoğan dünkü grup konuşmasına çok sayıda belge ile geldi. 'Elimizde daha çok var' diyerek de bu konuda devam edeceğinin işaretini vermiş oldu.
Erdoğan belgelerle CHP'yi fena sıkıştırdı.
Geçmişin tüm günahlarını Kılıçdaroğlu'na yüklemek haksızlık olur. Ama bu milletin hafızasında tek parti dönemi uygulamaları silinmez izler bıraktı.
Bu açıdan CHP'nin işi çok zor.
Aslında CHP yönetimi de bunun farkında.
Hatta seçim öncesi önemli bir isim 'CHP'nin tabelasını indirip başka bir parti adıyla seçime girsek bu kadroyla daha fazla oy alırız' demişti.
BDP'nin durumuna ise kalın bir parantez açmak lazım.

KCK emrediyor BDP yapıyor

BDP hem Meclis'i hem de resepsiyonu boykot etti. Gerekçe olarak da tutuklu vekilleri ve cezaevlerindeki tutukluları gösterdiler.
Eğer bir siyasi parti kendi iradesiyle böyle bir tercihte bulunursa diyecek bir şey yok. Fakat BDP daha önceki kararlarında olduğu gibi yine KCK'nın talimatıyla hareket etti.
Yargıtay kararı ile terör örgütü kabul edilen KCK, 22 Nisan'ı 'sözde çocuk günü' olarak gösterip protesto edilmesini istemişti.
Hemen ardından da BDP yönetimi, il örgütlerine gönderdiği talimatta bayram kutlamalarına katılınmaması ve alternatif törenlerin tertip edilmesini istedi.
Sonrasında da eğitim kurumları hedef oldu.
Önce YGS birincisi çıkartan dershane tarandı sonra da okullara saldırıldı.
22 Nisan'da Yüksekova'da bir okula el bombaları atıldı, bir okula da molotoflu saldırı oldu. Yine 22 Nisan'da Manisa'da bir okulun kapısı kundaklandı.
Şırnak'ta bir okula molotoflu saldırı olurken İdil'de de okul bahçesinde 23 Nisan gösterileri yapan çocukların üzerine havai fişekli saldırı oldu.
Ertesi gün yine İdil ve Adana'da okullara saldırılar yapıldı.
BDP- KCK ilişkisinin geçmişini bildiğimiz için bu durum sürpriz sayılmayabilir.
Fakat son dönemin gelişmeleriyle birlikte değerlendirilince BDP'nin mesajı almadığı ortaya çıkıyor.
Şöyle ki: 'Terörle mücadelede yeni konsept' diye sunulan fakat bir yıldır uygulamada olan strateji net bir biçimde PKK ile BDP arasına çizgi çekiyor.
Başbakanın deyimiyle 'Terörle mücadele siyasetle müzakere' amaçlanıyor.
Bu konseptte amaç BDP'yi çözüme pozitif katkı sağlayacak şekilde sahaya çekmek. Üstelik Barzani'nin Türkiye seyahati, Amerikalılar'ın silahı dışlayan yaklaşımları da gelince BDP'nin daha yapıcı bir rol üstlenmesi bekleniyordu.
Ama BDP yine KCK'nın kontrolünde hareket etti. Yani KCK emrediyor; BDP şak diye yapıyor.
Üstelik de okulların bombalanması, dershanelerin taranması gibi kabulü mümkün olmayan eylemlere bile BDP'den itiraz gelmiyor.
Söylem ve eylemleriyle BDP kendini etkisizleştiriyor. Çözüm iradesi olarak Kandil ve İmralı'yı işaret ediyorlar.
Sahi bu durumda BDP yöneticileri nasıl dikkate alınmayı bekliyorlar?

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Suriye'de düğünde bombalı saldırı!

Haber Ara