Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

“Ermeni soykırımı” iftiraları kabul edilemez!

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-26 14:13:56

“Ermeni soykırımı” iftiraları kabul edilemez!
ASLAN BALCI | TİMETURK

Uluslararası arenada Türkiye100 yıl önce yaşanmış bir trajedinin aktörü ve planlayıcısı olarak yargılamak isteniyor.  Daha doğrusu o zaman Türkiye’yi yok etmeye çalışan odaklar hedefine tam olarak ulaşamamıştı. Şimdi ise propaganda ve algı operasyonuylabazı kendini bilmezler tarihimizi ve ülkemizi karalamaya çalışıyor.
 
Bu oyun yıllardan beri oynanmaktadır. Ermeni çeteleri başta Avrupa, ABD ve diğer ülkelerde bu konuda çalışma yapıyordu. Onların tuzu kuru. Kara para veya değişik yollarla elde ettikleri servetlerle kulis yapıyorlar. Ama işin esas garip tarafı Ermenistan’da yaşayan fakir ve yoksul halkın dramıdır. Ülkede fakirlik ve yoksulluk dayanılmaz hale gelmiştir. Boğaz tokluğuna eski SSCB ülkeleri ile ülkemize gelerek, hanımlar çocuk bakıcılığı ile ev temizliği yaparken, erkekler ağır işlerde çalışarak karınlarını doyurmaya çalışıyor. Yanı normal halk ekmek derdine, Diaspora ise siyasi rant peşindedir.
 
Ermeni Diasporası bu halkın duygularını sömürüyor. Onların iddia ve hayallerine göre “Türkiye’yi, Ermeni soykırımına inandırıp milyarlarca tazminat kazanmak” elde edilecek bu tazminat dünya Ermenilerine dağıtılacak. Yaklaşık kişi başı 4-5 milyon dolar civarında bir para elde edeceklermiş(!)Planladıkları zamanın sonuna gelindi.” 2015 yılınınNisan ayında son hamleyi yapacağız. Türkiye’ye baskı yaparak tezimizi kabul ettireceğiz. Biraz daha sabredin”  gibi safsatalarla şimdiye kadar Ermenilerikandırdılar.
 
Bu yalan ve iftira dolu tezin hiçbir dayanağı yoktur. “Soykırım” tanımı normal güncel kullanılan bir deyim değildir. Bu hukuki bir tanımdır. Ancak uluslararası savaş mahkemeleri böyle bir kararı verebilir. Yoksa önüne gelen bir millet diğer milleti suçlayıp tazminat almaya kalkmış olsa dünya şimdi ne halde olurdu?
 
Ermenistan ve Ermeni tezlerine destek veren devletler ve kuruluşların ellerinde sağlam ve kesin delil yoktur. Anadolu’da 1915 yılında yaşanan şiddet olaylarına tek yönlü bakıyorlar. Sadece Ermenilerden ölenleri ele alıyorlar. Peki, bu Ermenilerneden ve kim tarafından ne amaçla öldü veya öldürüldü?  Ayni kentte yıllarca birbirine dost ve komşu olan bu insanlar birden bire mi düşman oldu? Bu yalana ancak art niyetli olanlar inanır. Ayrıca Anadolu ve İslam kültüründe “komşunun hakkı” ne anlama geldiğini bilenler bu yalan ve iftiralara kulak asmaz.
 
Ermeni Taşnak çetesi toplu katliam yapmıştır
Ülkemizi işgale gelen Rusya ve Fransa orduları için casusluk eden bazı Osmanlı vatandaşı Ermeniler yakalandı. Bu kişilere ölüm cezası yerine ülkenin bir başka bölgesine zorunlu ikamete tabi tutuldu. O zamanlar Osmanlının bir parçası olan Suriye ve Lübnan gibi devletlere “tehcir” edildi. Eğer söylendiği gibi casuslukla suçlanan bu kişiler öldürülmüş olsaydı şimdi kalkıp “Türkler bizi öldürdü” yalanını telaffuz edecek bir Ermeni bulunmazdı.
 
Bir başka açıdan konuyu ele alacak olursak. Anadolu’dan savaşa giden Müslüman halkın geride kalan evlerine, mallarına, eş ve çocuklarına Ermeni Taşnak çeteleri musallat olmaya başladı. Erkeklerin olmadığı yerde kadınlar örgütlenerek kendileriniErmeni çetelerden korumuştur. Hırsızlık ve gasp için gelen çetelerle yaşanan çatışmada ölen kişi için kimse yas tutmaz ve kimse de sorumlu tutulmaz. Namusunu ve iffetini gözü donmuş ajan provokatör Ermeni çetelerinden koruyan kişilere kimse katil muamelesi yapamaz!
 
Ülkemizdeki sadece Erzurum ilimizi baz alarak konuşacak olursak Ermenilerin zalimliğini ve canavarlığını anlatacak kelime ve söz bulamayız. Hala günümüzde bu olaylardan etkilenen insanların yaşadığı ve tanıklığı bulunmaktadır. Van’da, Kars’ta Erzurum’da ve Ağrı gibi bir çok ilimizde Ermeni çetelerin yaptıkları toplu katliamların kalıntıları bulunmaktadır. Yüzlerce toplu mezar bulundu. İşte bu toplu mezarlar bir delildir. Kimin kime “soykırım” yaptığının açık bir ispatıdır.
 
Eski ajanların çocukları babalarının işini devam ettirmek için Paris, Moskova ve New York’ta oturarak üç-beş zibidinin kaleme aldığı ve daha sonra sözüm ona prestijli gazete ve dergilerde yayınladıkları sahte makalelerle bu milleti yargılayamazsınız!
 
Siyonist Yahudiler kadar gayretli olamayan Ermeniler yalan tezlerine destek olmak için denemedikleri yol kalmadı. Onlarda Siyonistler gibi sonunda medyayı ele geçirmeye çalıştılar. Bunun yanında popüler kültürün artmasıyla moda, sanat ve sinema sektörüne bir kaç bayan yerleştirdiler. Bu bayanların vücudunu pazarlamaktan başka bir meziyetleri yok. Ama adlarından söz ettirmeye başladılar.
 
Siyasi, ekonomi, milli ve dini kültür alanında ilerleyen ülkemizi çekemeyen dış mihraklar bundan çok rahatsız oldu. Osmanlının son zamanlarından beri hep borç alarak yaşayan ülkemiz ilk kez borcunu ödedi ve borç verecek duruma geldi. Bunu emperyalist devletlerin kabul etmesi oldukça zordur. Onun için başta Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD olmak üzere diğer çapulcu ülkeler harekete geçti. Ülkemiz güçlendikçe ve yeni projeler ürettikçe bu emperyalistlerin çıldırdığına şahit oluyoruz.
 
 Avrupa ülkeleri özellikle Almanya bizi çekemiyor!
Şimdiye kadar ülkemizde ve dünyada olan olayların arkasında hep Siyonistler ve ABD aranırdı. Oysa şimdi gördük ki esas bizi sömüren Avrupa ülkeleridir. Bunların başını Almanya,İngiltere ve Fransa çekmektedir. Bu ülkelerin beslediği binlerce hain ve casusun içimizde olduğunu anlamış olduk. Bazı kendini bilmez Ermeni çetelerinin zamanla yaptığı gibi şimdi de içimizde gizli “dönme” veya vatan haini olan kişilerin türediği açığa çıktı. Ülkesinin çıkarı yerine Avrupalı emperyalist devletlerin çıkarı için mücadele eden “dinli” veya “dinsiz” kişilerin olduğuna şahit olduk.
 
Türkiye düşmanı olan Siyonistlerin yanına birde sözde bizden biri olan Haşhaşı paralel Gülenist grup eklendi. Ermeni Diasporasına maddi ve manevi alanda destek olan bu hainler her türlü kötü yolu denemekten uzak durmuyor. “Himmet” adı altında Müslüman halktan toplanan paraların bir kısmı şimdi ülkemizin karalanması ve “soykırımcı” olarak anılması için çaba harcayanlarla kol kola mücadele vermeleri insanı gerçekten üzüyor.
Bu üç soysuzun temelinde hep bu halkın yardımı ve merhameti vardır. Fitne, hırsızlık ve yolsuzluk nedeniyle Avrupa’da lanetlenen Yahudilerintamamen ortadan kaldırılacağı bir zaman da imdada ecdadımız yetişiyor. İspanya'daki Hristiyan katil ve canilerin kılıçtan geçirdiği Yahudileri bu halkın cebinden çıkan paralarla kurtarıp Osmanlı kendi topraklarına yerleştirdi. Yine bu milletin dedeleri ekmeğini ve toprağını gelen lanetli Yahudilerle paylaştı.
 
Ayni şekilde Ermeniler Anadolu topraklarında iç çekişme ve Hristiyanların mezhep kavgalarından dolayı neredeyse yok olma tehlikesine karşı iken Selçuklular, daha sonra Osmanlılar, Ermenileri kendi himayeleri altına aldı. Onları saraylarında beslediler. Çocuklarını onlara emanet ettiler. Devlet içinde onca milliyet varken Osmanlı, Ermenileri “ Milleti Sadıka” ilan etti.
 
Sonuncu hain ise gayrı Müslim değil aksine içimizden çıkmış olan bir hain güruhtur. Bu keneler halkımızı ve devleti yıllarca din adına sömürdü. Salya – sümük ağlayarak sözde bir şeyler anlatmaya çalıştı ama halkı soymaktan başka bir şey yapmadı. Müslüman kesimden toplayıp Kilise ve Havralara, Budist, Ateist ve cinsiyeti belli olmayanların çocuklarını bedava okuttular.
 
Bu 3 soysuz ne zaman ki palazlandı ve bu halktan fazla bir beklentisi kalmadıaslınarücu ettiler. Kendilerine kendinden daha fazla yardımcı olan bu halkı ve milleti sırtından hançerlediler. Siyonistler ve Ermenilere destek olan GülenistHaşhaşı tayfası bugün Avrupa ve tüm dünya ülkelerinde ülkemiz ve tarihimize kara leke sürmek için kulis faaliyeti yapıyorlar.
 
 Ülkemizde ’ki Ermeniler eşit vatandaştır
Bunların ülkemizdeki bağlantılarına bakacak olursak ve sahip oldukları yayın organlarıyla Ermeni'den daha fazla Ermeni olduklarını görüyoruz. Bu yaptıklarıyla aslında kendilerine zarar veriyorlar. Kullanılmış birer paspas olduklarını ispatlamış oluyorlar. Ancak bu arada ülkemizde bulunan inanmış Ermeni cemaati bulunmaktadır. Onlar bizim eşit vatandaşımız ve hala eski komşularımızdır. Dışarıdaki Siyonist, Haşhaşı ve Ermeni Diasporasının yaptıkları ile ülkemizdeki Ermenilerin hiçbir ilişkisi yoktur. Zaten ilişki içinde olanlar kendini belli ediyor.
 
Birde Ermeni asıllı olup gerçek anlamda Müslüman olan kardeşlerimiz vardır. Onlarda çok etkileniyor ve en az bizim kadar üzülüyor. Yapılan propagandalardan etkilenen vatandaşlarımız kime kızacağına iyi karar vermelidir.
 
Gerek Hristiyan ve gerekse Müslüman olanErmeni vatandaşlarımızbize Osmanlıdan miras olarak kalan komşularımızdır. Onlarda en az bizler kadar bu toprakların insanlarıdır. Buradaki Ermenilerin dedeleri ajanlığı ve Müslüman düşmanlığını kabul etmediği için burada kalmıştır. Dolayısıyla burada kalan Ermeni vatandaşlarımız terör ve uyuşturucu kaçakçılığıyla geçinen Ermeni Diasporası tarafından “hain” ilan edilmiştir. Onun için sakın ola ki hiç kimse ülkemizdeki Ermenilere kötü gözle bakmasın.
 
 Papa sen bu işlerden anlamazsın işine bak!
Üçlü çete elinden geleni yapıyor dedik ya, en son olarak AP ve Vatikan’ı yanlarına çekerek 24 Nisan Erivan’da yapılan ve soytarıların katıldığı sözde  “soykırım” anma toplantılarını tertip ettiler. Ancak bundan önce  Mafya örgütlerinin oyuncağı haline gelen Vatikan’daki Papalık makamını şike ve şantajla ele geçiren Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus 1915 olaylarını “soykırım” olarak değerlendirdi. San PietroBazilikası'ndayapılan ayindeüzerine vazife olmayan Papa eline tutuşturulan bir kâğıt parçasını okuyarak 1915 yılında Anadolu’da yaşanan olayları değerlendirdi. Sen işine bak, bilmediğin konularda ahkam kesme.
 
Elinde herhangi bir belge ve mahkeme kararı olmadan sadece bu üçlü çetenin baskı ve şantajı nedeniyle böyle saçma sapan bir açıklamada bulundu.  Geri adım atacağı zaten belliydi. Çünkü Papa’nın eline tutuşturulan kâğıt parçasındaki konuların hiçbir tarihi dayanağı yoktur. Savaş esnasında her iki toplumdan da ölümler oldu. Ama bu öldürme olayları devlet tarafından planlanmış değildir. 
  
Biz, çekilen acıların herkesi derinden yaraladığını biliyoruz ve herkesin acısını ortak anlamda paylaşıyoruz. Yaşanan çatışmaları sadece Ermeni çetelerinin üzerine atmakta doğru değildir. İttihat ve Terakki fırkasının yaptığı zulmü ve halkı Osmanlıya karşı kışkırtmak için çevirdiği dolapları da lanetle anıyoruz. Ancak onları da bu pis oyuna getiren yine batılı Emperyalist devletlerdir. Bugün İstanbul’da 3.hava alanı ile 3. köprünün ve kanal İstanbul’un  yapılmasına karşı çıkanlar 1915’de yaşanan olayların müsebbibidir.
 
İçimizdeki vatan hainlerinin kim oldukları ve güçlerini gördük. Ama buna karşın Allah'ın bir Lütfü olsa gerek ülkemizde çok güçlü. Artık karşılarında Ecevit ve Demirel gibi kişiler yok. Ülkesi için kararlı adımlar atan gerçek vatanperverler var.
 
Mecliste bulunan birkaç PKK tetikçisinin terörist Ermenilerden yana tavır koymaları beni şaşırtmadı. Zaten bu terör örgütünü bu hale getiren ASALA terör örgütüdür. Şimdi sanki bu milletin evladıymış gibi davranarak Ermeni çetelerine arka çıkıyorlar. Kürtleri temsil ettiğini iddia eden PKK terör örgütü  gerçek Müslüman ve iman sahibi Kürtleri asla kandıramaz. Çünkü Ermeni Taşnak çeteleri bölgede bulunanTürk, Arap ve Kürt Müslümanları da katletmiştir. Kendi milletinden Müslüman olan Ermenileri de katletmiştir. Şimdi mecliste bulunan bazı densiz CHP ve HDP’liler utanmadan Ermeni teröristlerin yanında olması aslında oy topladıkları halka en büyük hakarettir.
 
Son söz olarak, Papa’nın veya Parlamentolarda alınan siyasi kararların hiçbir geçerliliği ve hukuki dayanağı yoktur. Ancak yaptıkları düşmanlık ve kahpelik tarih sayfalarında saklı kalacaktır. Bunlara destek verenlerdeen az onlar kadar lanetli ve katildir. Kan ve göz yaşı üzerinden rant elde etmek ancak zavallı ve kalleşlerin yapacağı bir eylemdir.  
 
***
Ramazan’ın habercisi olan üç ayların başlangıcı tüm insanlığa ve İslam dünyasına hayırlar, bereketler ve barış getirmesini temenni ediyorum.
Peygamber efendimiz (s.A.V): "Allâhümmebâriklenâ fi Recebe ve Şa'bân ve belliğnâRamazân: Yâ Rabbi! Receb ve Şaban'ı bize mübarek eyle, bizi Ramazan'a kavuştur" diye dua etmiştir.
 
 
 

Haber Ara