Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Avusturya'ya 'soykırım' tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Avusturya parlamentosundaki partilerin 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlayan deklarasyonunu şiddetle reddettiğini bildirdi. Viyana Büyükelçisi de Ankara'ya çağrıldı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-23 00:23:19

Avusturya'ya 'soykırım' tepkisi

Avusturya parlamentosunda yer alan altı partinin ortak bir deklarasyona imza atarak 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlaması Türkiye'de tepkiyle karşılandı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Deklarasyon tarafımızda büyük bir infial yaratmıştır" denildi. Avusturya'nın Türkiye'ye suç isnat etme yetkisinin bulunmadığı belirtilen açıklamada, "Türkiye ve Türk milleti tarihine atılan bu iftirayı unutmayacaktır" ifadesi kullanıldı.

Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş’ün istişare için Ankara'ya çağrıldığı bildirilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Öyle anlaşılıyor ki ülkemizin insani ve somut açılımlarını görmezden gelmekte ısrar eden bazı çevrelerce yürütülen algı operasyonu tuzağına, Birinci Dünya Savaşı sırasında aynı saflarda savaştığımız ve yaşanan büyük trajedinin 'soykırım' olarak nitelendirilemeyeceğini en iyi bilecek durumda olan Avusturya da düşmüştür.

Ortak bildiride tüm Hristiyan grupların acıları paylaşılırken, bu süre zarfında hayatını kaybeden Müslümanlara hiç değinilmemiş olması, insaniyetten bahsedenlerin dini temelde yaptıkları ayrımcılığın üzücü bir göstergesini teşkil etmiştir. Bu tür ayrımcılıkların günümüzün sorunlarına çözüm üretebilmek bakımından ne denli yanlış olduğu açıktır. Avusturya Parlamentosu’nun başkalarına tarih dersi vermek gibi artık günümüz dünyasında yeri olmayan bu tarafgir davranışını reddediyoruz.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşananların tek taraflı bir bakış açısıyla, seçici ve ayrımcı bir anlayışla öne çıkarılması ve “soykırım” olarak nitelenmesi hukukun katlidir ve Türkiye tarafından şiddetle reddedilmektedir. İşlemediği bu suçu, siyasi baskılarla Türkiye’ye kabul ettirmek hiç bir şekilde mümkün olamayacaktır.

Avusturya Parlamentosu’nda açıklanan bu bildirinin Türkiye-Avusturya dostluğu ve ilişkileri üzerinde kalıcı olumsuz izler bırakacağı açıktır.

Bu konudaki görüşlerimiz, Avusturya’nın Ankara Büyükelçisine aktarılmış olup, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş’ün de istişareler için merkeze çağırılması kararlaştırılmıştır."

Yıldönümü öncesi gelen hamleler
Türkiye, 1915 olaylarının 24 Nisan'daki 100'ncü yıldönümü öncesinde Batı'dan gelen 'soykırım' kararlarıyla karşı karşıya. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde yaşanan olayları Ermenilere yönelik 'soykırım' olarak tanıyan karar tasarısını onaylamıştı. Almanya ve Avusturya parlamentolarının da bu hafta içerisinde benzer bir karar alması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa Parlamentosu'nun kararının yok hükmünde olduğunu söylemiş, hükümet de kararı reddettiğini bildirmişti.

Avrupa Parlamentosu'ndan önce, Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis de, Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı özel ayinde 1915 olaylarından 'soykırım' olarak söz etmişti. Türkiye Papa'nın bu sözlerine de sert tepki göstermişti. Dışişleri'ne çağırılan Vatikan'ın Ankara Büyükelçisi'ne Papa'nın sözlerinin iki ülke ilişkilerinde 'güven sorunu' yarattığı bildirildi. Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı da istişare için Ankara'ya çağırıldı.

Gözler Obama'da
Ermenistan 100'üncü yılında desteğini genişletmeye çalışırken, gözler ABD başkanı Barack Obama'nın 24 Nisan'da yapacağı açıklamada. Ancak Obama'nın 'soykırım' demesi beklenmiyor. Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü McDonough ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Rhodes’la bir araya gelen Amerika Ermeni Ulusal Komitesi, "McDonough ve Rhodes, Obama'nın konuşmasında 'soykırım' tanımlaması yapmayacağını teyit etti" açıklaması yaptı. Obama, daha önceki açıklamalarında Ermenice 'büyük felaket' anlamına gelen 'meds yeghern' ifadesini kullanmıştı.

1915 olayları
Ermeniler, 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı'nda bağımsız Ermenistan devleti kurma gayesi ile Rusların yanında saf tuttu. Rus ordusu, Doğu Anadolu'yu işgal ettiğinde gönüllü Osmanlı ve Rus Ermenilerinden büyük destek gördü. Osmanlı ordusunda görev yapan bazı Ermeniler de Rus ordusuna katıldı. Ermenilerin oluşturduğu birlikler ordunun lojistik kanallarını tahrip ederek Osmanlı ordularının ilerlemesini yavaşlatırken, Ermeni çeteleri de işgal ettikleri yerlerde sivillere yönelik saldırılara girişti.
Osmanlı Hükümeti'nin diyalog girişimleri sonuçsuz kalınca, 24 Nisan 1915'te Ermeni devrimci komitelerin kapatılması ve bazı Ermeni ileri gelenlerin tutuklanmalarına ve sürgün edilmelerine karar verildi. Ermenistan, tehcir sırasında ve saldırılarda ölümlerin sistematik olduğunu iddia ediyor ve Türkiye'nin bunu 'soykırım' olarak tanımasını ve tazminat önemesini istiyor.
"Soykırım" kavramı, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde ulusal, ırksal, etnik veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etme eylemi olarak tanımlanıyor.

Söz konusu olayların soykırım olarak tanımlanamayacağına dikkati çeken Türkiye, 1915 olaylarını her iki taraf açısından da bir "trajedi" olarak niteliyor. Türkiye, konunun siyasi çatışmalardan uzak, tarihe tek taraflı bakmadan, tarafların birbirlerinin neler yaşadığını anlama ve birbirlerinin hafızalarına saygı duyma şeklinde özetlenen "adil bir hafıza" perspektifinden çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Türkiye, tarafların arşivlerinin yanı sıra üçüncü ülkelerdeki arşivlerde de 1915 olayları konusunda araştırma yapılmasını, Türk ve Ermeni tarihçilerle diğer uluslararası uzmanlardan oluşan bir ortak tarih komisyonu kurulmasını teklif ediyor.

2009 protokolü hayata geçirilemedi
İki ülke ilişkilerin normalleştirilmesi için en önemli gelişme Ekim 2009'da yaşandı. Taraftlar, İsviçre'nin Zürih kentinde diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine yönelik iki ayrı protokol imzaladı.

Protokollerde karşılıklı güven tesisi ve mevcut sorunların çözülebilmesi için tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız, bilimsel incelenmesi konusuna yer verilirken, sınırların da karşılıklı olarak tanınması ve ortak sınırların açılması öngörülüyordu.
Türk hükümeti protokolü onaylanmak üzere doğrudan TBMM'ye gönderdi. Ermenistan hükümeti ise metinleri Anayasa Mahkemesi'nin incelemesine sundu. Mahkeme, protokollerin Anayasa'nın lafzına ve ruhuna uymadığına hükmetti.
Ermenistan Hükümeti protokollerin onay sürecini dondurduğunu Ocak 2010’da açıkladı. Bundan 5 yıl sonra da, Ermeni hükümeti tarafından geçen Şubat ayında geri çekildi.
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara