Dolar

34,8725

Euro

36,7333

Altın

3.035,83

Bist

10.058,47

İstiklal Mahkemelerinin 95 yıllık esrar perdesi bir bir aralanıyor

Çoğu kez kendi kuruluş yasalarına aykırı tutum ve davranışlar içine giren mahkemeler, temel yasada idamlarda TBMM onayı aranırken, birçok olayda “hadisenin vehameti ve aciliyeti” gerekçesiyle, bu şartı askıya aldı. Meclis onayı olmadan idam kararları verildi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-21 10:21:41

İstiklal Mahkemelerinin 95 yıllık esrar perdesi bir bir aralanıyor

Sabah'ın haberine göre, TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı tarafından yapılan İstiklal Mahkemeleri zabıtlarına ilişkin tasnif çalışmaları neticesinde, 95 yıllık esrar perdesi aralandı. 11 Eylül 1920 tarih ve 21 numaralı "Firariler Hakkında Kanun" ile kurulan ve pek çok yerde "seyyar mahkeme" hüviyeti kazanan bu mahkemelerin daha sonra kapsamının adım adım genişletildiği görülüyor.

Ayrıca söz konusu mahkemelerin, "dönemin iktidar güçlerine karşı gelişen muhalefete yönelik 'özel ve siyasi' yargılama/cezalandırma mekanizmasına dönüştüğü" iddiaları da bizzat bu mahkemelerin zabıtlarıyla gün yüzüne çıkmış oluyor.

MECLİS'İ YOK SAYDILAR

İstiklal Mahkemelerinin görevleri ve bakacakları davaların konuları, farklı zamanlarda çıkan kanunlarla belirlendi. Bu kanunlara ilişkin Meclis'teki yasama çalışmaları da oldukça enteresan bilgiler sunuyor. Bu mahkemelerin, çoğu kez kendi kuruluş yasalarına aykırı tutum ve davranışlar içine girdiği, idamlarda TBMM'nin onay şartının dönemsel olarak kaldırıldığı, yine yasayla belirlenen mahkeme heyetinin üye sayılarının "duruma göre" değiştirildiği görülüyor.

MAHKEME ÜYELERİ SEÇİLDİ

İstiklal Mahkemeleri Kanunu kabul edildikten sonra 20 Eylül 1920 tarihinde mahkeme üyelerinin seçimine karar verildi. Buna göre yirmi bir kişinin İstiklal Mahkemelerine toptan seçilmesine ve yedi mahkemeye üçer üçer dağıtılmasına dair teklif sunularak kabul edildi. Bu teklifin ardından seçimlere geçildi. 144 milletvekili oy kullanırken, bunlardan 14'ü çekimser kaldı. Buna göre 72 ve üzeri oy alan milletvekilleri üye olarak seçildi fakat diğer on beş üye için yeniden seçim yapılmasına karar verildi. Bu oylamada 21 Eylül 1920 tarihli görüşmelerde üye seçimine yeniden devam edildi.

KILIÇ ALİ YETERLİ OYU ALAMADI

Bu oylama sonucuna göre, Antalya Milletvekili Rasih Efendi (65), Ayıntab Milletvekili Kılıç Ali Bey (58), Bursa Milletvekili Osman Nuri Bey (57), Bursa Milletvekili Necati Bey (56), Canik Milletvekili Emin Bey (55), Menteşe Milletvekili Tevfik Rüşdi Bey (45), Cebelibereket Milletvekili İhsan Bey (45), Elaziz Milletvekili Hüseyin Bey (41), Kastamonu Milletvekili Suad Bey (41), Biga Milletvekili Hamdi Bey (41), Bayezid Milletvekili Atıf Bey (37), Kozan Milletvekili Fikret Bey (37), Isparta Milletvekili Hacı Tahir Efendi (31) oy aldı. 22 Eylül 1920 tarihli üçüncü oylamada ise 144 milletvekili oy kullandı ve 67'sinin çekimser olduğu görüldü. Bu seçimde tüzük gereği en çok oy alanların seçilmesi gerektiğinden oylama sonucunda Antalya Milletvekili Rasih Bey (65), Ayıntab Milletvekili Kılıç Ali Bey (58) oy aldı. Yani yeterli oy sayısı olan 75'i, bu mahkemelerin simge isimlerinden Kılıç Ali dahil kimse alamadı.

MUSTAFA KEMAL MECLİS'E GELDİ

Bazı üye milletvekilleri aldıkları oyların çekimser sayısından bile az olduğunu, çekimser sayısının gittikçe yükseldiğini ve böyle bir sorumluluğu kabul edemeyeceklerini söyleyerek istifa etmek istedi. İstifa edenlerin istifaları kabul edilmedi ve görüşmelerin 25 Eylül'de yapılmasına karar verildi. 25 Eylül'deki görüşmelerden de bir sonuç alınamayınca 26 Eylül'deki oturuma Mustafa Kemal bizzat katıldı. Verilen yeni tekliflerle bazı çekinceler giderildi.

GÖREV ALANI GENİŞLEDİ

"İstiklal Mehakimi Kanunu" yasasında idamlarda TBMM onayı aranırken, birçok olayda "hadisenin vehameti ve aciliyeti" gerekçesiyle, bu şart çoğu kez mahkemeler tarafından askıya alındı. Mahkemelerin görev kapsamına sırasıyla 29 Nisan 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun içine aldığı suçlar girdi. 4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sükûn Kanunu'na göre irtica, isyan, memleketin huzur ve güvenliğini bozmak isteyen hareketler, yayınlar Hükümet tarafından yasaklandı ve gerekirse İstiklal Mahkemelerine gönderildi.

SİVİLLERİ DE YARGILADI

1925'e gelindiğinde, Takrir-i Sükun Kanunu ile "irticayla mücadele" adı altında başlatılan süreçte seri yargılamalar yapacak ve pek çok idam kararlarına imza atacak olan Ankara İstiklal Mahkemesi 4 Mart 1925 tarihinde 117 numaralı Meclis Kararı ile kuruldu. Kurtuluş Savaşı koşullarında sadece asker kaçaklarını yargılamak için çıkarılan "İstiklal Mehakimi Kanunu"na daha sonra eklenen yeni maddelerle siviller de bu mahkemelerde yargılanmaya başlandı.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara