Dolar

34,9449

Euro

36,7036

Altın

2.990,69

Bist

10.125,46

Göçmenlerin yürek burkan hikayesi

Kaçak yollardan İngiltere'ye gitmeye çalışan göçmenler zorlu koşullarda hayat mücadelesi veriyor.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-20 13:22:25

Göçmenlerin yürek burkan hikayesi
 
Fransa'nın İngiltere'ye açılan liman kenti Calais'de sayıları iki bini aşan ve her geçen gün artan göçmenler kaçak yollardan İngiltere'ye gidecekleri günü beklerken, kaldıkları bölgedeki zorlu koşullarda hayat mücadelesi veriyor.

İngiltere'ye geçmek için, yaklaşık 15 yıldır Fransa'dan İngiltere'ye giden feribotların kalktığı Calais kentine gelen göçmenler, geçtiğimiz sonbaharda Fransız hükümetinin aldığı karar sonucu yerel halk ve limandan uzak, "jungle" (Orman) adını verdikleri kumluk alanda bekleyişlerini sürdürüyor.

Çoğunluğunu siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı Sudan, Eritre ve Afganistan'dan kaçan erkeklerin oluşturduğu gruptakiler, Manş Denizi'ni geçen tırların içinde saklanıp, İngiltere'ye ulaştıklarında mülteci statüsü alma umudu taşıyor.

Göçmenlerin yeni taşındıkları alanda Nisan'da bir yardım merkezi açılmış olmasına rağmen yaşam koşulları kaydadeğer bir ilerleme kat etmiş değil. Yardım merkezinin günde yalnızca bir kez yemek dağıtması ve akşam 19.00'da kapılarını kapatmasından dolayı göçmenler çoğu zaman kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyor.

AA muhabirine konuşan göçmenler, temiz su ve yemek olanaklarının çok kısıtlı olduğu bir noktada yaşam mücadelesi vermelerine rağmen ümitlerini kaybetmediklerini ve düzensizlik içinde kendi düzenlerini oturtmaya çalıştıklarını ifade ediyor.

"Koşullarımız zor ama geçici"

Konuşmayı kabul eden göçmenlerin büyük bir kısmı şu anki durumlarından hoşnut olmasalar da kendileriyle aynı uyruktan insanların yanına yerleşerek ortama uyum sağlamaya çabaladıklarını belirtiyor.

Henüz üç gün önce Calais'ye ulaşan Eritreli Muhammed kendini tanıtırken gülümseyerek, "Yeniyim burada" diyor. Fransa'da, dil engeliyle karşı karşıya kaldığı için İngiltere'ye gitmek isteyen Muhammed, "Koşullarımız zor ama geçici" diye konuşuyor.

Muhammed'le aynı çadır bölgesinde kalan Sudanlı Ahmet ve Mustafa ise Calais'ye ilk geldikleri günlerle kıyasladıklarında artık yemek imkanları olduğunu dile getiriyor. Geçen Ekim ayından beri Calais'de olan Ahmet ve aynı şekilde dört aydır çadırlarda yaşayan Mustafa, Fransa'da iş olanaklarının kısıtlı olduğunu belirterek İngiltere'de ve özellikle başkent Londra'da şanslarını denemek istediklerini vurguluyorlar.

"Para meselesi değil"

Dört gün önce Calais'e yerleşen Sudanlı Muhiddin ise yanındaki çoğu göçmenden farklı olarak "Kaçışım siyasi sebeplerden, para meselesi değil" diyor.

Diğer Sudanlılarla etraftan topladıkları odunlarla ev inşa etmekte olan Muhiddin, arkadaşlarının aksine Fransa'da kalmayı arzuluyor. Fransa'dan göçmen kartı almak isteyen Muhiddin, Paris, Monako veya Lyon'da şansını denemek istediğini belirtiyor. Fransa'yı sevdiğini söyleyen Muhiddin, olabildiğince kısa sürede yasal bir statüye kavuşmayı hedeflediğini sözlerine ekliyor.

"İngiltere'ye gitmek kısmet meselesi"

İki aydır çadır bölgesinde yaşayan Reyhan, Avrupa'da birçok ülkede iş imkanlarını zorladıktan sonra İngiltere'ye yerleşmek istediğini vurguluyor. İtalya'dan mülteci statüsü alan Reyhan, hem İtalya'da hem Belçika'da iş bulamadıktan sonra Calais'ye gelmeye karar verdiğini ifade ediyor.

Reyhan, tırların içinde saklanıp İngiltere'ye gidenlerin bazen polis kontrolüne yakalanmaksızın iltica ettiklerini bazen de İtalya'ya geri gönderildiklerini anlatıyor. Daha önce beraber çalıştığı Türklerden öğrendiği Türkçe'yle kendini ifade eden Reyhan, şöyle konuşuyor :

"Burası güzel değil ama çare yok. İngiltere, Fransa'ya göre daha iyi çünkü orada iş var, hayat iyi, her şey var. İş olmazsa hiçbir şey olmaz, parasız hiçbir şey olmaz. İngiltere'ye gitmek kısmet meselesi. Bir günde geçen de var, aylarca bekleyen de. Kısmetimizi bekliyoruz."

Afganistan'daki savaştan kaçtığını belirten Reyhan, etrafındaki diğer Afganlarla birlikte yanlarında para getirdiklerini ve civardaki marketlerden alışveriş yaptıklarını belirtiyor.

Yakın zamanda yardım merkezinde 60 kişilik banyo yeri yapıldığını anlatan Reyhan, bölgede iki yüz ile üç yüz arasında Afgan olduğunu ve Pakistanlı ve Kürt mültecilerle beraber kaldıklarını sözlerine ekliyor.

Düzensizlik içinde kurulan düzen

Mülteciler, bekleyiş sürelerince, etraftan buldukları ve kimi zaman da yardım kuruluşlarının verdikleri malzemelerle yaşam koşullarını iyileştirmeye çalışıyor. Yerleşim yerinden uzakta kalan göçmenlerin edindikleri bisikletler, kendilerine birkaç kilometre uzaktaki temiz su noktası ve marketlere ulaşımlarını kolaylaştırıyor. Yakın noktalarda konuşlanmış Fransız evsizler ise gün içerisinde mülteci grupların yanına gelip onlarla iletişim kuruyor.

Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu mülteci grup, aynı zamanda "Hamza Mescidi" adını verdikleri çadırda ibadetlerini gerçekleştiriyor.

Mültecilerin yarısı üst düzey meslek sahibi

Fransız yardım derneği Secours Catholique'in geçtiğimiz hafta yayımlanan, 54 mülteciyle yaptığı görüşmelerden hazırladığı rapora göre, Calais'ye gelenler bölgede ortalama 75 gün kalıyor. Rapor aynı zamanda, gelenlerin yaş ortalamasının 27 olduğu ve bakmakla yükümlü bulundukları aileleri olmadığı çıkarımında bulunuyor.

Rapora göre, göçmenlerin yarısı mühendis, öğretmen ve bankacı gibi üst düzey meslek sahibi ve büyük bir çoğunluğu ülkelerinde zulümden kaçtıklarını ifade ediyor.

Raporun ortaya çıkardığı bir diğer bulguya göre de göçmenlerin Calais'ye yolculukları kendilerine yaklaşık 3 bin avroya mal oluyor.
SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara