Papa'nın 'Ermeni Soykırımı' ifadesi ne anlam taşıyor?
Timetürk yazarı Furkan Azeri, Papa'nın 'Ermeni Soykırımı' açıklamasını değerlendirdi ve sordu: Vatikan zaten kurulduğu günden beri tutumu belli bir kurum değil mi? Ne bekliyorduk?
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-04-16 14:11:21
TİMETÜRK | FURKAN AZERİ | @furkan_azeri
Geçtiğimiz günlerde Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, 1915 olaylarının 100. yıldönümü sebebiyle Vatikan'da düzenlediği ayinde, "20. yüzyılın ilk soykırımının Ermenilere yapıldığını" söyledi. Üstü kapalı bir şekilde : "Müslümanlar katliam yapmıştır, Hristiyanlara büyük zulümler etmiştir" demeye getirdi. Bu açıklamadan sonra hemen batı harekete geçti AP (Avrupa Parlamentosu) Başkan Yardımcısı AntonioTajani, tüm Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin 'Ermeni Soykırımı'nı tanımasına ilişkin tasarı hakkında açıklamada bulunarak: "Türkiye Ermeni soykırımını kabul etmekle önemini yitirmez" dedi. Nitekim Avrupa Parlamentosu de bu tasarıyı kabul etti.
Tabi zamanla bu açıklama; özür dilemek, Ermenilere bazı pozitif haklar tanımak ve Türkiye’nin yüklü miktarda tazminat ödemesi gibi taleplere de evrilebilir.
Papa'nın bu açıklaması dünyada yankı buldu ve Ermeniler için büyük bir diplomatik zafer oldu. Hristiyan dünyası da Papa'nın bu açıklamasını takdirle karşıladı.
İslam dünyası ise doğal olarak şaşırdı. Çünkü öyle bir asır geriye gitmeye falan gerek yoktu. Sadece son yirmi yıla bakıldığında, Batı'nın İslam dünyasında yüz binlerce Müslümanı katlettiği ortada. Fakat Papa, Müslümanların acısı ile ilgili tek bir cümle kurmuyor. Bosna, Irak, Afganistan, Çeçenistan, Orta Afrika ve diğer bölgelerde yapılan katliamlar ayan beyan ortadayken Papa'nın gündeminin Ermeniler ile ilgili iddialar olmasını doğru tahlil etmeliyiz.
Dikkatinizi çekip çekmediğini bilmiyorum ancak Papa bu açıklamayı yaparken Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu 2. Karekin ve Kilikya Katolikosu da ayinde hazır bulunuyordu.
Peki, kim bu SerjSarkisyan? Ya da Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu?
Hani daha dün Hocalı'da, bütün dünyanın gözlerinin önünde, görüntüleri ve canlı tanıklarıyla da tasdiklenen bir soykırım yaşanmış, binlerce insan katledilmişti ya…
Hani hep diyoruz: faili meçhul değil ‘’meşhur’’ bir katliamının hikâyesi diye…
İşte o meşhur adam; Hocalı'da katliam yapıldığı zaman o suçları işleyenlerin komutanıydı. Evet, o adam dün Papa, "Ermenilere soykırım yapıldı" dediği zaman o ayinde hazır bulunan zatın ta kendisiydi. Resmi statüsü Ermenistan Cumhurbaşkanı olsa da elleri kirli adam Serj Serkisyan'dı.
Peki, o ayinde sahte gözyaşı döken Ermeni papazların Karabağ işgalinde ve katliamında rolleri neydi? Yoksa daha dün soykırım yapanların hepsi birden o ayinde miydi?
Bu soruları neden kimse sormuyor?
Papa Francesco'nun, dünkü açıklaması ile alakalı üzerinde durmak istediğim bir kaç konu daha var:
İslam dünyasının hali…
Onların her konuda birlikte hareket etmelerine karşı İslam dünyasının hiçbir konuda birlik olamaması.
Adamlar yüz sene önce olmamış katliamların "Belki olmuş olabilir" diye hesabını soruyorlar, bizim ise an itibarıyla katledilen ve hatta katledilmekte olan binlerce Müslüman için kılımız bile kıpırdamıyor.
Onların dini liderleri bir asır önce kendilerine zulmedildiğini iddia ederek toplumlarını harekete geçiriyor.
Bizim dini liderlerimiz ise Müslümanlara karşı yapılan bu kadar ağır cinayetler karşısında adeta üç maymunu oynuyor.
Onların dini liderleri bütün siyasi meselelerde fikir bildiriyor, tavır ortaya koyuyor. Bizimkiler ise; insan bedeninden kan çıkması abdesti bozar mı bozmaz mı, meleklerin kanadı var mı yok mu, rükûdan kalkınca eller kalkar mı kalkmaz tartışması yapıyorlar villalarında.
Bir başka garabet ise bizim Onlara yaranma çabalarımız ve komplekslerimiz.
Aman kızmasınlar, darılmasınlar, küsmesinler diye yaptığımız jestler.
Örneğin Azerbaycan’da Haydar Aliyev vakfı son yıllarda Vatikan’da birçok kütüphane, müze, heykel ve birçok tarihi eseri restore ettirdi.
Vatikan Apostol kütüphanesinde birçok el yazması eserin restorasyonu ve rakamsallaştırılması için belki de yüz binlerce dolar harcadı.
Ama bunlar hiçbir karşılık bulmuyor, kimse bizi dinlemiyor ve dikkate almıyor. Hatta onlar bizi anlasın diye yaptığımız maddi, manevi her türlü çabanın onların nezdinde hiçbir karşılığı olmuyor.
O zaman bizim bu çırpınışlarımız niye? Zaten kurulduğu ilk günden beri Vatikan’ın tutumu belli değil mi?
SON VİDEO HABER
Haber Ara