Merve hanım ve bayan vekiller
Timeturk yazarı Müzeyyen Taşçı bugünkü yazısında Meclis'te yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı'yı ele aldı
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-04-10 14:34:26
AYŞE MÜZEYYEN TAŞÇI | TİMETURK
Hatırlanacağı üzere siyasette ciddi anlamda ilk örgütlü kadın varlığı Refah Partisi Kadın Kollarının kuruluşu ile başlamıştır.
Kuruluş sürecinde kadınları bu yapının içerisinde yer almaya ikna edebilmek oldukça zor olmuştu. Cumhuriyet dönemi siyasetinde çok nadiren var olan, o da parlamentoda bulunan az sayıdaki kadın vekillerin dışında siyasi kimliğe sahip kadın portföyüne pek rastlanmadığı gibi İslamcı çevrelerdeki kadınların bu alana çekilmesi de kolay olmamıştı.
Ancak Rahmetli Erbakan Hocamızın desteği ile kısa sürede kadın kollarının ağı genişleyerek tüm Türkiye’de organize ve örgütlü ciddi bir siyasi yapılanma gerçekleşmişti.
RP Kadın kollarının varlığına pek çok kanaldan gelen şiddetli eleştirilerin yanı sıra İslamcı kesimin okumuş-yazmış Kadınlarından da son derece acımasız ve alaycı tepkilere maruz kalındığını da ifade etmeden geçemeyeceğim.
Bir zamanlar Şule Yüksel Şenler'in kalem ve hitabi başarılarına hased edip “o ilkokul mezunu tüm bunları yapması imkânsız başkasına yazdırıyor” diyen mürekkep yalamış bazı Muhafazakâr kadınlar gibi, Refah partisine akın akın katılan hanımları “cahil ve evinden çıkma heveslisi “ olarak nitelemişlerdi dönemin ehilleri(!)
Onlara göre “RP bir varoş partisiydi ve kadın kollarında yer alanlarda varoşların ezilmiş cahil” kadınlarıydı.
RP Kadın Kolları tahmin edilenin üzerinde bir başarı ile ve üstelik dünyanın en örgütlü ve sistemli teşkilatını oluşturarak tüm Türkiye’yi siyasi bilinçlenme hususunda ince ince işlemişti.
Çeşitli Avrupa ülkelerinden gelen akademisyen ve araştırmacılar bu başarının sırrını öğrenmek için bir birleriyle yarışsalar da bunu anlamaları mümkün olmadı.
Zira bu olağanüstü yapılanmanın Üstadı Prof. DR Necmettin Erbakan, mimarları ise "adanmış" kadınlardı..
Elbette zamanla okumuş yazmış akademik kimliğe sahip adanmış kadınlarda bu hareketin içerisinde yer almaya başladılar.
Nitekim Bunlardan birisi ve beklide en önemlisi Merve Safa Kavakçı hanımefendiydi.
Merve Safa Kavakçı, o dönemde Genel Merkez kadın Kollarında Dış ilişkiler Başkanlığı görevinde olup Kadın kollarının uluslararası alandaki tüm dış temsilciliğini büyük başarı ile ve üstelikte gönüllülük esası üzerinden yürütmekteydi.
Akademisyen ama İslami duruşu sağlam bir Anne Babanın kızıydı Merve. Eğitimli yetenekli, idealist aynı zamanda son derece de mütevazı bir kişiliğe sahipti.
Erbakan Hoca’nın feraseti ondaki sağlam iradeyi, idealist dünya görüşünü ve asil kişiliğini keşfetmekte gecikmeyerek ona ağır bir vazifenin sorumluluğunu verevekti.
Türkiye’de uzun yıllardır devam eden Başörtüsü yasağını mecliste çözebilmek için Merve Safa Kavakçı’ya son derece önemli ve ağır bir misyon da yüklendi.
Ki, o zaten aile geleneğinden almış olduğu anlayış ve kişisel duruş olarak bu misyonu onurla taşımaktaydı.
Aynı zamanda kendisi başörtüsü yasağından dolayı Amerika’ya hicret etmek zorunda kalan eğitimci bir ailenin yine başörtüsü yasağından dolayı Ankara’da okuduğu Tıp Fakültesinden ayrılmış sonrasında lisans eğitimini Dallas Üniversitesinde tamamlamış kızıdır.
Yıl 1999, ülke 28 Şubat’ın estirdiği rüzgârların tesirini henüz üzerinden atamamışken 30 yaşında genç bir Milletvekili adayı olan Merve hanım ile tanıştı.
Üniversite yıllarında Kur’an Hafızı olan Merve Kavakçı iki küçük kızı ile de Ankara’ya yerleşmiş, iyi eğitimli, yabancı dil bilen, İslami donanımı yüksek 30 yaşında genç Bir Milletvekili adayıdır.
Merve Safa Kavakçı ‘nın İstanbul teşkilatlarına takdim ediliş sürecinde kendisi ile birlikteydim. İlçe ilçe dolaşıyor, tanıtım programlarına katılıyoruz. Tüm teşkilatlar bu güçlü kişiliği ve aynı zamanda duygusal yönü ile kendileriyle hemence kaynaşıveren vekillerini bağırlarına basıveriyorlardı.
Merve Safa Kavakçı’nın Varoş Partisi’nin(!) Amerika’da yaşamış, iyi eğitim almış ama İslam terbiyesi ile yetiştirilmiş Vekil adayı, kendini “ bu güruhtan” ayrıştırma derdinde olan okumuş yazmış muhafazakâr kadınları tarafından dudak bükülerek izlenimişti.
Büyük bir olgunlukla temsil ettiği, kadınlara verdiği söze- canı pahasına- sonuna sadık kalan bu genç hanımın duruşu “ neden Merve Kavakçı” sorusunun en güzel cevabı olsa gerekti.
Tehditler aldı, hakaretlere uğradı, ailesine saldırıldı, çocuklarına linç girişimlerinde bulunuldu.. Ailesi ve dostlarının da hep yanında olması ile o daima başı dik bir şekilde yolculuğunu sürdürdü.
Kadın örgütleri, bazı siyasi partilerin teşkilatları sürekli olarak her kanaldan sözlü ve fiili tacizlerine devam etmekle beraber bir kısım “varoş olmayan” örtülülerde aynı mantıkla eleştirmeye, yaftalamaya, karalama kampanyalarına omuz verdiler.
Çok zordu, kabus dolu günlerdi.. Ama o inandı yürüdü ve başardı..
Verdiği sözü tuttu ve örtüsü ile meclise giren ilk bayan Milletvekili oldu.
Meclise yemin etmek üzere girişi esnasında dışarıda oluşturulan insan barikatlarını ve içeride “şu kadınına haddini bildirin” diyen sözde halk temsilcilerini dudakları arasına sıkıştırarak okumaya devam ettiği duaların rahmetiyle aşıp geçti.
Evet, Yol açılmış örtü emrini icra eden kadınlara uygulanan toplumsal ve kurumsal abluka yarılmıştı. Bedeli ağır olmuş olsa da.
Sonrası;
Özlük haklarından men, vatandaşlığa son ve ülkeden sürgün!..
Onun ardından uzun yıllar dostları olarak devam ettirilen hakaret ve karalamalara, itibarsızlaştırma kampanyalarına karşı göğsümüzü şerefle siper ettik.
O ise sürgünde geçen zorlu yıllarda mücadelesine devam etti. Ülke ülke dolaşıp Başörtüsü mücadelesinin temsilcisi oldu. Bir yandan da kariyerini devam ettirdi, Doktorasını tamamladı Washington Üniversitesinde öğretim görevlisi oldu.
Kıymetli Ağabeyimiz DR Cihangir İslam İle mutlu bir evliğin ardından bir süre daha kalmak zorunda olduğu Washington’dan geçtiğimiz yıl ülkesine dönme şansını yakaladı.
Şimdi Üsküdar Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim Üyesi olan Dostum yardımcı Doç.Dr. Merve Kavakçı İslam Aynı zamanda Üniversite bünyesinde kurulan “Postkolonyal Çalışmalar ve Araştırma Merkezi” Müdürüdür.
O hizmet hayatına akdemiysen olarak devam etmekten son derece memnun olsa bile, biz dostları hala onun gasp edilen özlük haklarının geri verilmesi ve iade-i itibarının gerçekleştirilmesini beklemektydik.
Ne var ki, onun aday olduğu partiyi “varoş!” gören,siyasi temsilini istihza ile dillendiren, bu çetin imtihanın da yanında değil de karşısında yer alan pek çok kompleksli kimliğin vekillik için birbirleriye yarıştıklarına, ve bir kısmının vekilliğinin onaylandığına şahit olduk..
Söyleyecek çok sözümüz olsa da yutkunmayı başarıp sadece gönül dilimizle deriz ki
Yollara döşenen mayınlar temizlendikten sonra yola revan olanlar ne kadar samimiyetsiz ve fırsatçı ise, insanlık ve ümmet adına mayınların üzerine basmayı göze alanlarda o denli onurlu ve kıymetlidir.
Onurlu ve kıymetlilerden olmak niyazı ile.
SON VİDEO HABER
Haber Ara