Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV kanalında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Balyoz mağdurları ile görüşmeyi düşünür müsünüz?" sorusuna Davutoğlu şöyle cevap verdi: "Ben her bir vatandaşımla, her yerde bir araya gelirim, konuşurum, dertlerini dinlerim. Bunun için bir davada mağdur olmak da gerekmez. Bizi savunup savunmaması da gerekmez. Böyle bir ayrım da gözetmem, her an bir araya gelip, oturup sohbet edebiliriz. Bunların bir kısmı da benim Harp Akademilerinden derslerimde bulunmuş birçok subay da olabilir. Ben o konuda hiçbir ayrım gözetmem. Ama hukuki süreç, devam eden bir süreç bitti ama tam temyiz ve diğer şeyler tamamlanmadığı için söylüyorum."
- "Yargı sistemin tuzudur, kokuyu yok edecek odur"
Türkiye'de siyaset dışında güç kullanmak isteyenlerin, kontrol etmek istedikleri şeyin hukuk olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Yani; 'yargıyı kontrol edelim onun üzerinden güç kullanalım'. Bugün bu paralel yapının yaptığı bir iştir. Ondan önce 28 Şubat'ta yargı mensuplarını Genelkurmaya çağırıp brifing verenlerin yaptığı iştir. Ondan önce 12 Eylül'de Anayasa profesörlerini Ankara'ya çağırıp 'şu anayasayı yazacaksınız' diyenlerin yaptığı iştir. Ondan önce 27 Mayıs'ta 'sizi buraya getiren irade böyle işliyor' deyip, Adnan Menderes'i idam sehpasına gönderen yargı mensuplarının yaptığı iştir" diye konuştu.
Yargının sistemin tuzu olduğunu ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kokuyu yok edecek odur. Ama maalesef Türkiye'de şu veya bu kesim, şu veya bu gerekçeyle yargıyı denetim altına almaya çalıştı. Biz bu denetim ortadan kalksın diye, 2010 referandumuyla 'bir kişi bir oy sistemini' getirdik HSYK'da, ki herkes bir şekilde sisteme dahil olsun. Anayasa Mahkemesi onu listeye çevirdiğinde, bu yapı bütünüyle listeyi kontrol altına aldı."
- "Yeni 'Yargı Reformu Stratejisi' hazırlıyoruz"
Yeni bir 'Yargı Reformu Stratejisi' hazırladıklarını bildiren Davutoğlu, bu çalışmanın geçen hafta Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu, önümüzdeki günlerde de kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti. Bu çalışmaların bir kısmının, AK Parti Seçim Beyannamesinde de yer alacağını açıklayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yargıyı mutlaka bu tür konjonktürel müdahalelerin dışında tutmak lazım. Ama bu şu anlama da gelmiyor; 12 yıl içinde 'AK Parti iktidarları süt liman, hiçbir darbe teşebbüsünün olmadığı bir yerden gelerek bugünlere geldi, bütün bunların arkası yoktur' da diyemez kimse. Mağdurlar vardır. Gerçekten bu mağdurların kapsamı genişletilerek bir kumpasa dönüştürülerek mağdurları arttıranlar vardır. Burada bir dizayn var. Ama şunu da bilelim ki biz yaşadık son 12 yılı. Ben Başdanışman olarak yaşadım. Dışişleri Bakanı olarak, şimdi Başbakan olarak, Genelkurmay Başkanımızla son derece seviyeli bir ilişkimiz var. Ama unutmayın ki 27 Nisan e-muhtırasını da yaşadık, ona da muhatap olduk biz. Bu şu anlama da gelmiyor: Bunun bir kumpas olması, Türkiye'de asker-sivil ilişkisinin son 12 yılda da hiç sorunsuz yürüdüğü anlamına gelmiyor. Bazı unsurların tümüyle masum olduğu anlamına da gelmeyebilir, bunu ben yargılayacak değilim. Bu ilişkileri rayına oturtmak kolay olmadı. Şu anki komuta kademesinde, başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere bütün arkadaşlara bu anlamda ben hep takdirlerimi ifade ettim."
- "Yargının herhangi bir etkiden bağımsız olması lazım"
Başbakan Davutoğlu, 28 Şubat döneminde Milli Güvenlik Kurulu toplantılarındaki oturma düzenini kendisini çok zedelediğini vurgulayarak, "Bir tarafta askerler hesap soran makamda, bir tarafta siviller hesap veren makamda. Böyle bir oturma düzeni ne zaman değişti? 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün, hepimizin de konuştuğu biçimde... Ne güzel oldu şimdi. Herkesin hakettiği yere verilmesi. Herkes bulunduğu yerde oturuyor. Bir askerin yanında bir sivilin olması. Bu devletin uyuştuğunu gösteriyor. Ama biz ilk MGK toplantılarını da hatırlarız. Benim katılmadığım ama psikoloji olarak aktarılan, şimdi buraya geldi hepimizin gayretiyle" dedi.
Bundan bir daha geri dönüş olmayacağını dile getiren Davutoğlu, yargının önce hükümetten veya yürütmeden bağımsız olması gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, "Ama herhangi bir başka etkiden de bağımsız olması lazım. Şu mezhepten ya da bu mezhepten, şu kökenden ya da bu kökenden, şu cemaatten ya da bu cemaat karşıtı olandan değil, gerçek yargı mensuplarından oluşması lazım" diye konuştu.
- "Anayasayı küçük küçük şeylerle yamadık"
Davutoğlu, HSYK seçimleri için anayasa değişikliliğinin söz konusu olup olmadığına yönelik bir soruya, "Anayasa söz konusu olduğunda artık eklektik düşünmemek lazım. Şimdiye kadar eklektik düşündüğümüz için Anayasa'yı küçük küçük şeylerle yamadık, bir sonuca varamadık. Baştan itibaren sistemin bütününü soğuk kanlı biçimde, ideolojik kutuplaşmaya varmadan hep beraber oturup konuşalım seçim sonrasında. Ümit ederiz yeni Meclis, temsil kabiliyeti bu anlamda yüksek bir Meclis olur. Hep beraber ama önümüzdeki yüzyılın Türkiye'sini düşünerek davranmamız lazım. On günün, on ayın, on yılın Türkiye'sini değil. Bir kere yapalım Anayasa'yı, bir daha değiştirmek zorunda kalmayalım. Ümit ederiz bu güne ulaşırız" karşılığını verdi.
- "Genelkurmay Başkanımızla görüşüyoruz"
"Balyoz davası mağdurları için iktidarın bir telafi girişimi olabilir mi?" sorusu üzerine Davutoğlu, "Bu konuları değişik vesilelerle Genelkurmay Başkanımız ile konuşuyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi içinde bir işleyişi ve hukuku var. O süreçler neyi gerektiriyorsa, normal olması gereken neyse o olur. Onun dışında bir talebin gündeme gelmemesi, o işleyişi bozmamak lazım. Ama dediğim gibi, nihai kertede bir mağduriyet söz konusu olduğunda da bunu taraflarla rahatlıkla konuşabilmek lazım. Bu komutanlarımızın büyük bir kısmıyla Dışişleri Bakanı ve başdanışmanken de çalıştım. Çok kıymetli insanlar. Ama ola ki içlerinde bu tür anti demokratik süreçler içinde olmuş olanlar vardır. Bunları bizim şimdi değerlendirmekten çok, sivil-asker ilişkisinin bir daha zedelenmeyecek demokratik bir temele oturtulması önemli. Şu anda bu temele oturmuştur. Süreci bu anlamda doğru eksende yürütmek lazım" ifadelerini kullandı.
- Üç dönem kuralına takılanlar
Başbakan Davutoğlu, soru üzerine, üç dönem kuralı nedeniyle aktif siyasetten ayrılacak olan Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Ali Babacan, Mehmet Ali Şahin gibi isimler için de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir kere yanımızdan ayrılmıyorlar. Koltuklar yan yana durur. Ama kişiler esas ise, o koltukta olsalar da yan yanadır, olmasalar da yan yanadır. Nasıl ayrılabiliriz şimdi Ali Bey ile Bülent Bey ile aynı şekilde. Beşir Bey'le çok daha öncesinden, entelektüel üniversite hayatından da birbirimizi tanırız. Bu makamlara bağlı ilişkiler değil ki birbirimizden ayrılmış olalım. Ne ayrılırız, ne ben kendimi yalnız hissederim. Bütün vatandaşlarımızın da buna dikkat etmesini rica ederim. Üç dönemle ilgili ne senaryolar çizildi. Küskünler grubu oluşacak, kırılacaklar, geçen hafta içinde 'AK Parti'de kıyamet kopacak' diye manşet atanlar oldu. Hiç kıyamet koptu mu? Bence bu üç dönemlik arkadaşlarımın hepsi, bir ahlak abidesi sınavı verdiler, bir ahlak abidesi olarak Türk siyasetine geçtiler."
- "Siyasi tarihimize altın harflerle geçtiler"
Parti listelerinde yer alamayan Anamuhalefet partisi milletvekili aday adaylarına değinen Davutoğlu, "CHP'de en ufak bir kaymanın nasıl fırtınalara yol açtığını, ne tür tweetler atıldığını, son iki gün içinde CHP'nin omurgasında durduğu zannedilen insanların bir anda nasıl savrulduklarını gördünüz" diye konuştu.
AK Parti içinde de böyle kırgınlıkların olabileceğini ancak olmadığını ifade eden Davutoğlu, olsa da bunu insani olarak doğal göreceğini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Olmaması, bu mayanın sağlamlığını gösterir. Buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Üç dönemi doldurup da bu görevi onurla devreden arkadaşlar, göreve devam edeceklerden daha fazla bence siyasi tarihimize geçtiler. Göreve devam edecek olanların başarı ya da başarısızlığını şu andan bilemiyoruz. Ama onların hepsi onurla görevlerini yapıp, siyasi tarihimize altın harflerle geçtiler. Ama tarihe mal olmadılar. Dört yıl sonra hepsi yeniden milletvekili adayı olabilirler. Şimdi biz, 22-23. Dönem'den milletvekili adayları yaptık. Bu dört yıl içinde de benim en fazla güvendiğim, en fazla akıllarına başvurduğum, zor dönemde 'acaba ne yapsak doğru olur' diye soracağım akil insan anlamında en yakın dostlarım devam edecek. Bir mekanizmayla onları devam ettirebilir miyim, bu da olabilir. AK Parti Olağan Kongresi var. AK Parti Olağan Kongre'de MKYK, MYK içinde yer alırlar, başka mekanizmalar içinde devrede olurlar. Ama kesinlikle süreçten düşmeyecekler."
- "Dışarıdan Bakanlık ihtimal dışı değil"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, üç dönem kuralı nedeniyle milletvekili adayı gösterilmeyen isimlerin dışarıdan bakanlık ihtimaline ilişkin soru üzerine, "Dışarıdan Bakanlık bizzat benim de yaşadığım bir süreç, bunlar ihtimal dışı değil. Seçimler yapıldıktan sonra da bir veya iki istisna için bu olabilir, oldu geçmişte de. Kabinenin dokusu bir taraftan da yeni siyasete girmiş arkadaşlara veya siyasette şu ana kadar bulunan iki dönemlik arkadaşlarda çok kıymetli arkadaş var. Onların da önünü açmak lazım. Teşkilatlar da büyük bir yenilenmeye sebebiyet veriyor" dedi.
(Sürecek)