Başbakan Davutoğlu, TOBB Genel Merkezi'nde düzenlenen 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuştu. Başbakan olarak TOBB'da 4. kez bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "TOBB'da bize de bir oda tahsis edilecek ki daimi olarak iş dünyasıyla temas halinde olalım" dedi.
Davutoğlu, çok doğru bir zamanlama, doğru bir yöntem ve muhtevayla bir arada bulunduklarını belirterek, "Çünkü Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerin kalkınmada dinamizmi sürdürebilmeleri için en önemli hususlardan birisi, siyaset yapımcılarıyla ekonomide bunun uygulayıcıları arasında sağlıklı bir iletişim kurulmasıdır" diye konuştu.
Siyasetin, ekonomiden bağımsız, soyut ve izole edilmiş bir alan olmadığını ifade eden Davutoğlu, siyasetin esasının, halkın mutluluğu ve refahını temin etmek olduğuna vurgu yaptı.
Davutoğlu, siyasetin adaleti temin etmek gibi bir amacı daha bulunduğunu, vatandaşlar arasındaki sosyal adaletin temel amacının ise ekonomide sağlanacak gelir dağılımı adaletiyle söz konusu olabileceğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla siyaset makamlarıyla ekonomi temsilcilerinin sık sık bir araya gelmesi ve sadece ekonomimizin geleceğini değil, ülkemizin geleceğini birlikte istişare etmelerinden daha doğal bir durum yoktur. Bu şura, en geniş katılımlı, en derinlemesine tartışmaların yapıldığı şuradır. Bu AK Parti dönemlerinde başlamış olan bir gelenek ve Sayın Başkan Rıfat Hisarcıkloğlu'nun daha önceki Başbakanlarımız Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'dan beri devam eden, şimdi de benimle devam edecek olan, hiçbir zaman ara vermeyeceğimiz gelenektir. Bu süreklilik demektir."
-"Son 12 yıl bir başarı öyküsüdür"
TOBB'da yapılan şuralarla ilgili kayıtların, Türkiye ekonomisinin geldiği noktanın anlaşılması açısından önemli olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi kayıtları açsak ve 2003'teki ilk şurayı, o günkü tartışmaları önümüze alsak, 12 yıl içinde Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görürüz. Aslında bunların birlikte yayınlanması lazım. Belki TOBB Üniversitesinin yüksek lisans ve doktora tezi olarak bütün bu şuralarda hangi konular gündeme gelmiş, hangi konular şehirlerimizin, odalarımızın dilekleri temennileri perspektifi olarak yansımış ve hayata geçirilmiş, bunların bir analizini yapsak, Türkiye'nin en geniş kapsamlı ekonomik ve siyasi analizi olur.
Son 12 yıl bir başarı öyküsüdür. Kim ne derse desin, hangi gerekçelerle hangi siyasi mülahazaları yaparsa yapsın, 12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür. Düşük gelirli grubundan orta gelirli grubuna çıktık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 10 binler seviyesine çıkardık. 240 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara çıktık. 36 milyar dolar ihracattan 160 milyar dolarlara çıktık. Bu arada, 2008'den bu yana dünyanın belki de son 100 yılın en büyük, 1929 krizinden sonraki en büyük krizinin yaşadığını da unutmayalım. Dünya kriz yaşarken biz büyümüşsek, bunun sırrı, siyasi istikrardır, güvendir, alınan karaların uygulanması için bir siyasi vizyonun ortaya konmasıdır ama bunun kadar siyaset ekonomi arasında kurulan sağlam ağlardır. Yani bizlerle sizler arasında, sizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere bu yasama ve yürütme görevini yürüten mekanizmalar arasındaki sağlam ilişkiler tesis edildi."
Davutoğlu, "Bugün, dünyada birçok ülke ekonomik krizler üzerinden siyasi kriz yaşarken, Türkiye bir ateş çemberinin ortasında parçalanmış, ülkelerin arasında bir istikrar adasıysa, bunda ekonomimizin sağladığı geniş imkanlar ve bu imkanları en iyi şekilde kullanan, en iyi şekilde değerlendiren siyasi vizyon vardır. 2001 yılında yazar kasaların Başbakanlık önünde fırlatıldığı, esnafların dükkanlarını kapattığı bir Türkiye, ki o zaman dünyada bir ekonomik kriz yoktu, Türkiye'de bir ekonomik kriz vardı, o tablolar siyasi istikrarsızlıklara yol açtı. Siyasi istikrarın esası siyasi vizyondur, siyasi vizyonun hayata geçirilmesinin esası da TOBB gibi iş dünyasını bünyesinde barındıran kurumlarımızla hükümetimiz arasındaki yakın ilişkidir" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, 62. Hükümeti kurar kurmaz, bir taraftan makro ekonomik tedbirlerle Türkiye'nin makro ekonomik geleceğini 2023'e kadar planlarken, çok önemli dönüşüm programlarıyla da gelecek vizyonunu şekillendirdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer taraftan da bu vizyonun ülke sathına yayılması için yoğun bir faaliyet içinde olduk. 7 ay içinde 52 ilimizi ziyaret ettim, yurtdışı ve Ankara'daki faaliyetler dışında. Bu il ziyaretlerimizin sebebi, sadece kongrelerimizi yapmak değildi, sadece hakla buluşmak değildi ama aynı zamanda her bir ilimizde oda temsilcilerimizle, STK temsilcileriyle bir araya geldik, her ilimizin sorununu doğrudan görme, tanıma imkanı buldum. Birçoğunuzla bu toplantılarda beraber olduk. Bu toplantılara ev sahipliği yaptı odalarımız, borsalarımız. Ben hepinize müteşekkirim. Bu ziyaretlerimizde her ilin ekonomik ihtiyacını görebilmek için yoğun çaba içinde olduk. Nihayetinde, ekonomi nasıl siyasetten ayrıştırılamazsa, nasıl siyaset izole bir alanda yapılamazsa, şehir ekonomileri de ulusal ekonomiden ayrıştırılamaz. Eminim öğleden sonra, açılıştan sonra her bir il sunuş yaptığında, o ilin sorunlarını anlatmak yanında, o ilin Türkiye ekonomisi içindeki, genel ekonomi içindeki önemini de vurgulayacak. Nihayet küresel ekonomi, ulusal ekonomi, kent ve yerel ekonomi, birbiriyle irtibatlıdır."
-"Türkiye ilk 10 büyük küresel ekonomi arasına girecek diyorsak..."
"Eğer biz, Türkiye ilk 10 büyük küresel ekonomi arasına girecek diyorsak, bunu söylem, bunu bir şiar, bunu slogan gibi söylemek değil, onun altyapısını kuracak şekilde her bir şehrimizin dönüşümünü sağlamak durumundayız" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye, 'Asya'nın, Afrika'nın, Avrupa'nın ekonomik merkezi üretim üssü olacak' diyorsak, bunu dediğimiz andan itibaren Trakya'yı Balkanlar'a ve Avrupa'ya, bütün Ege'yi Akdeniz'e, Güneydoğu'yu Ortadoğu'ya, Doğu Anadolu ve Karadeniz'i Kafkaslar'a ve Asya'ya açılacak büyük bölge ekonomileri halinde düşünmemiz lazım. GAP, KOP, DOKAP, DAP, bölge ölçekli projeler. Tek tek bu ülkenin her bir şehrinin can damarlarına girerek, o can damarlarından bir hayat, yeni bir yükselişin izlerini bulmaya çalışacağız. İlmek ilmek döşeyeceğiz. Onun için, bu yöntem olarak ticaret ve sanayi şurası da doğru bir yöntemle çalışıyor. 81 il, 160 ilçeden gelen temsilcilerimiz ki birçoğunuzla zaten alanda tanışıyoruz, 365 oda ve borsa temsilcisi, bin 825 sorunu bugün gündeme getirecek. Bunun çözüm yollarını da Bakan arkadaşlarımızla bunları tek tek not alacağız. Emin olunuz ki hiçbir değerlendirme karşılıksız kalmayacak. Her birini demokratik kurallar içinde, Türkiye'nin genel siyasi işleyişinde nasıl hayata geçireceğimizi birlikte düşüneceğiz."
Davutoğlu, TOBB'daki toplantının hemen ardından, Bakanlar Kurulu'nun toplanacağına işaret ederek, 'Aslında çok ilginç, güzel tevafuk. Bugün Bakanlar Kurulunu toplayacağız. Dikkat edin Bakanlar Kurulunun yarısı burada. Bir Bakanlar Kurulunun toplantısını ekonomik anlamda burada yapıyoruz. Odalar Kurulu toplantısından Bakanlar Kurulu toplantısına geçeceğiz. Sadece bu bile sembolik olarak ticaret ve sanayi şurasına verdiğimiz önemi gösteriyor" diye konuştu.
(Sürecek)