Erdoğan ile İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından iki lider Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ikinci toplantısına başkanlık etti.
Toplantı sonrası Sadabad Sarayı'nda Ruhani ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, sözlerine besmeleyle başladı.
Bugün çok anlamlı bir buluşmayı gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, Yüksek Stratejik Konsey Toplantısının ikincisinin Tahran'da gerçekleştirmenin mutluluğu içerisinde olduklarını dile getirdi.
Bu toplantıda 8 anlaşma ve bir mutabakat metninin de imzalanmasıyla önemli bir adım atıldığını aktaran Erdoğan, "Gerek siyasi alanda, ekonomik, ticari, kültürel bütün bu alanlarda neler yapabileceğimizi en geniş anlamda değerlendirme fırsatı bulduk" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu arada bölge adeta bir ateşten çember. Bunları aramızda konuşma imkanımız oldu. Terörle mücadele konusu değerlendirme fırsatımız oldu. Tabi siyasi noktada uluslararası alanda ne gibi adımları müşterek atabiliriz, bunları aramızda konuştuk. Ekonomik alanda ise belli bir hızı ne yazık ki kaybettik. Çok çok iyi giderken, son 2013, 2014'te bir düşüş söz konusu. Bir hedef belirlemiştik, 30 milyar dolar gibi. Maalesef bu hedefte şu anda geriyiz. 4 milyar dolar yaklaşık bizim ihracatımız. 10 milyar dolar İran'ın Türkiye'ye ihracatı söz konusu. Aramızdaki tabi ticaret açığı da İran lehine çok çok fazla. Tabi burada yaptırımlar oldu vesaire. Bütün bunlar maalesef bu tabloyu ortaya çıkardı ve tahrik etti."
Şimdi yeni dönemde çok daha farklı adımları dayanışma içerisinde birlikte atmak istediklerini belirten Erdoğan, "Aslında bu adımı atmak için her iki tarafta irade var. Ama biraz burada gecikmeler oluyor. Bu gecikmeleri aşmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu noktada ısrarla üzerinde durduğumuz konu, örneğin enerjide şu anda biz İran'ın doğalgaz ihracatının çok ciddi bir kısmını, yüzde 90-95 gibi, biz alıyoruz. Bu tabi önemli bir oran. Fakat fiyatlara gelince, fiyatlar noktasında şu anda en pahalı doğalgazı İran'dan ithal ediyoruz. Aslında bu fiyat şu anda aşağıya çekilmiş olsa biz tabii ki İran'dan alacağımız doğalgazı çok daha artırırız. Çünkü Türkiye, doğalgaz tüketiminde ilerleyen, özellikle sanayisinde ve bir de artık illerin dışında ilçelere dağılan şebekesiyle ihtiyacı var. Onun için de tabi bir taraftan çeşitlendirmeyi yapıyoruz. Ama bir taraftan da bu doğalgaz ihtiyacımızı uygun fiyatlarla karşılayacağız ki vatandaşımıza da ucuz doğalgaz verebilelim ve vatandaşımız da bu noktada mağdur olmasın."
Dost ve kardeş iki ülkenin bu noktada birbiriyle dayanışma içerisinde olması gerektiğini belirten Erdoğan, "Şimdi bu gerçeği ben burada söylemek durumundayım. Şu anda en pahalı doğalgazı biz İran'dan alıyoruz. Bu noktada olmak istemeyiz. Bunu uygun bir yere taşımamız lazım, getirmemiz lazım" dedi.
-"Aramızdaki kültürel ve inanç turizmini çok daha yaygınlaştıralım"
Erdoğan, "Tabi bir diğer konu da özellikle bizim enerji noktasında, elektrik enerjisini de İran'dan aldığımız düşünülürse bu noktada da ne denli bir dayanışma içerisinde olduğumuzu bu da gösterir. Fakat biz bu dayanışmamızı hiç bir zaman bir kenara koymak istemiyoruz. Bunu tabi ki devam ettireceğiz. Ama asıl hedef, diğer ürünler noktasında da 30 milyar dolarlık hedefi bir an önce yakalamamızdır. Çünkü biz birbirimize seslendiğimizde duyabilecek bir noktadayız. İşte Ankara'dan kalktık Tahran'a 2 saatte ulaştık mesafe bu" diye konuştu.
Medeniyet, inanç, kadim değerler noktasındaki birlikteliğin de işe katılması halinde İran ile müşterek yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Erdoğan, ulaşımda yaşanılan sıkıntılar olduğunu, bunların aşılması gerektiğini, büyük ölçüde de aşıldığını söyledi. Bürokrasinin bazı yerlerde işi engellediğini ifade eden Erdoğan, bürokratik oligarşinin bir felaket olduğunu, bundan da bir an önce kurtulmak gerektiğini kaydetti.
Bir diğer önemli adımın hava taşımacılığı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Olayı sadece Tahran, Tebriz, İsfahan, Meşhed, buralarda bırakmak istemiyoruz. İran ile aramızdaki bu kültürel ve inanç turizmini çok daha yaygınlaştıralım. Bizim özellikle turizmdeki birikimimiz tecrübemiz çok çok ileri, bunu paket turizmle İran'la da paylaşmak isteriz" dedi.
Erdoğan, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye'ye gelen turist sayısının 13 milyon olduğunu, şimdi ise 40 milyonu aştığını vurguladı.
Turizmin çeşitlendirildiğini, sadece hava, kum, denizin yeterli olmadığını bunlara kültür, inanç, termal, eğitim, kongre turizmini kattıklarını belirten Erdoğan, bir çekim alanı oluşturulduğunu, bunları daha da geliştireceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Döviz kuru noktasında biz başka paraların baskısı altında kalmayalım. Ekonomide İran'ın yerli parasıyla Türkiye'nin yerli parası bizim alışveriş noktasındaki aracımız olsun. Biz ne doların baskısı altında kalalım ne avronun baskısı altında kalalım. Bu konuda daha önce merkez bankalarımızı da milli bankalarımızı da görüştürdük ama hala adımı atamadık. Biz alımlarımızı İran'ın yerli parasıyla yapalım, İran Türkiye'den alımlarını yine aynı şekilde Türkiye'nin yerli parasıyla yapsın. O zaman biz böyle bir kur baskısı altında kalmayız. Çok daha güçlü bir şekilde hem bölgeye örnek oluruz hem uluslararası camiaya örnek oluruz, bunlar bize ayrı bir güç katacaktır diye düşünüyorum."
- "Tarih adeta katledildi"
Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmelerinde bölgesel sorunları da ele aldıklarını belirtti.
Bunların arasında Irak'taki sorunların da yer aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Irak bizim için hakikaten aslında kan ağladığımız bir yer" diye konuştu.
Türkiye'nin Irak ile 300-350 kilometre sınırının olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar orada yüz binlerce insan maalesef öldü. Tarih adeta katledildi, kültür katledildi. Hala katledilmeye devam ediyor. Aynı şekilde Suriye'de şu ana kadar 300 bin insan öldü. Ölen kim? Müslüman ve insan. Kim kimi öldürüyor diye baktığımız zaman ben burada mezhebe bakmıyorum. Beni ne Şia ne Sünni ilgilendirir. Beni burada Müslüman ilgilendiriyor. Ben insan odaklı olarak bakmak durumundayım. Çünkü bizi yaratan Allah, eşrefi mahlukat derken orada bu Müslüman'dır, Hristiyan'dır diye bir tasnif yapmıyor. Yaradılmışların en şereflisi insan diye, böyle bir orada tanımlama yapıyor. İnsan yaradılmışların en şereflisi. Ama yine insan çok acımasız ve bu kadar insan öldürülüyor. Bunu kabullenmek mümkün değil. Öyleyse bizim bir araya gelerek, oturarak, konuşarak bu işin müzakeresini, müşaveresini yaparak artık bu kana, ölüme hep birlikte bir son vermemiz lazım. Bu, birbiriyle vuruşanları bir araya getirelim ve bu arada bizler de bu işte, ne kadar bu işi kolaylaştırabiliyoruz, ne kadar arabuluculuk yapabiliyoruz, bunların üzerinde duralım ve buradan Rabbimizin de yardımıyla bir netice alalım diye düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "kardeşim" diye hitap ettiği İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye gösterdikleri misafirperverlikten dolayı da teşekkür etti.
Ortak basın toplantısının ardından şu antlaşmalar imzalandı:
"Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi ile İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına bağlı uluslararası ilişkiler okulu arasında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı. Sağlık ve tıp alanlarında işbirliğine dair mutabakat zaptı.
Çevre alanında işbirliği mutabakat zaptı. Demiryolları alanında niyet beyanı. KOSGEB ile İran Küçük Ölçekli Sanayi İşletmeleri ve Sanayi Bölgeleri Kurumu (ISIPO) arasında mutabakat zaptı.
Türk Patent Enstitüsü ile İran icra ve mülkiyet kaydı için devlet kuruluşunun fikri mülkiyet merkezi arasında işbirliği mutabakat zaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile İran Kadın ve Aile İşleri Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı arasında kadın ve aile faaliyetleri arasında niyet beyanı.
Türkiye ile İran arasında taşıtların ve eşyanın uluslararası dolaşımına dair elektronik veri değişim mutabak zaptı. Türkiye ile İran cumhurbaşkanları arasında ortak bildiri."
İmza töreninde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da hazır bulundu.