Metin Feyzioğlu, adalet saraylarına girişlerdeki güvenlik tedbirleri ve avukatların elle aranmasına ilişkin konuları Adalet Bakanı Kenan İpek ile görüştü.
Feyzioğlu, görüşmenin ardından gazetecilerin sorusu üzerine, "Öncelikle devir yapıcı olma devri. Herkes açısından yapıcı olma ve birlik olma devri. Biz kanunların tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Mevzuata ilişkin bir sıkıntı yok, uygulamaya ilişkin farklılıklar ve keyfilikler var" değerlendirmesinde bulundu.
Metin Feyzioğlu, Çağlayan Adliyesi'ndeki olayla ilgili, "Koluna avukat cübbesi almış teröristler, avukatlara mahsus girişten ve kimlik kartlarını okutarak değil, özel güvenliğin güvenlik şeridini kaldırıp 'yandan buyurun' demesiyle geçmişler. Bu da kare kare izlediğimizde sabit oldu, sizler de göreceksiniz" bilgisini paylaştı.
Avukatlara yönelik özel bir güvenlik zaafının bulunmadığını belirten Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Ama adliyelerimizde ve kamu kurumlarında genel olarak bir güvenlik zaafı olduğu aşikar. Bu noktada biz 'Türkiye terörle yaşamaya devam edecek gibi görünüyor, neler yapabiliriz' diye son derece yapıcı bir yaklaşım sergiledik. Dün büyük Bursa mitinginden sonra 40'a yakın baro başkanımızla toplandık ve tam bir fikir birliğine vardık neler yapacağımız konusunda. Bugün de yönetim kurulu kararına bağladık. Sabah da İstanbul Barosu Başkanımız, İstanbul Çağlayan'da Başsavcı ile görüştü. Onlar da el sıkıştılar dünkü baro başkanları istişare toplantısında varılan fikir birliği çerçevesinde."
-"Aksatılmasını istemiyoruz"-
Avukatların zaten çipli ve Türkiye'nin en güvenli kartı olan avukat kimlik kartını özel okuyucuya gösterdiğini, bunun her adliyede kullanıldığını ifade eden Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Turnikeden o şekilde geçecekler. Bu uygulamayı güvenlik görevlileri aksatmayacak. Biz zaten aksatılmasını istemiyoruz. Yani İstanbul'da aksatılan uygulama bir daha yapılmayacak. Güvenlik görevlileri, bu konuda bizim de talebimiz bu: hassas davranacaklar. Çantalarımızı x-ray'a koymakta bir sakınca görmüyoruz ve duyarlı kapıda da taramadan geçmekte bir sakınca görmüyoruz. Ancak Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin, yurttaşlarımızın sırlarını saklama yükümlülüğümüz gereği tam olarak uygulanmasından da asla feragat etmeyiz. Bu çerçevede çantamızın içini elle ve gözle aramaya izin veremeyiz. Çünkü sır saklama yükümlülüğümüz vardır, yani vatandaşımızın sırrını saklıyoruz. Bize emanet namusumuzdur o bizim ve üstü elle aramayı kabul etmiyoruz. Diyelim ki duyarlı kapıdan geçerken sinyal verdi duyarlı kapı. Duyarlı kapılar sadece silah boyutlarına sinyal verir şekilde ayarlanacak. Yani bir toplu iğneye, bir sütyen kopçasına, bir basit broşa sinyal verir değil. Silah yoğunluğuna sinyal verir şekilde ayarlanacak."
-"Duyarlı kapı kimsenin canını yakmaz"-
Duyarlı kapıdan geçerken sinyal veren metalin güvenlik görevlilerine gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Çıkarıp göstermek istemezse elbette üzerinde silahla bombayla hiç kimsenin girmesini adliyelere biz kabul etmiyoruz. Dolayısıyla çıkarıp göstermesi talep edilecek. Göstermese de o kendisinin tercihidir. Böyle bir 'hayır ben asla sinyal veren nesneyi göstermeyeceğim' diyen bir meslektaşımızın da olacağını sanmıyorum. Kuşkusuz aynı prosedüre zaten kanunen hakimler ve savcılar da tabiidir. Nitekim adliyelerde de bugün bu uygulamanın başladığı bilgisi de geldi. Duyarlı kapı kimsenin canını yakmaz. x-ray'a çantaların konması hiç kimsenin canını yakmaz. Bu konuda bir restleşme içinde, bir inatlaşma içinde olmanın da gereğini kimse herhalde şu ortamda görmüyordur. Önemli olan, adliyelerde hepimizin can güvenliğinin sağlanması. Tekrar ediyorum devir restleşme devri değil, keyfilikleri önleyerek güvenliği sağlama devri."
-"Sosyal medya çalkantısıyla hareket etmek doğru değil"-
Metin Feyzioğlu, bir gazetecinin "Kılıçdaroğlu, adli tıp raporlarının açıklanmasını talep etti. Sizin de bu konuda bir talebiniz oldu mu" yönündeki sorusu üzerine, "Hayır. Biz buraya adliye girişlerindeki sorunları sıkıntıları çözmek için geldik. Ama onunla ilgili şunu ifade edebilirim: Böyle bir spekülasyonla bir sosyal medya çalkantısıyla hareket etmek doğru değil" görüşünü paylaştı.
İstanbul Adliyesindeki üzücü olayı savcıların en titiz şekilde soruşturacaklarından emin olduğunu dile getiren Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Zaten soruşturan savcıların da en titiz şekilde soruşturmasını hem biz hem de bütün savcılar ve hakimler de titizlikle takip edecektir. Bu konuda bir endişeniz olmasın. Soruşturma tamamlandığında zaten dava noktasına geldiğinde hepimiz göreceğiz. Kaldı ki soruşturma dosyasına mutlaka müdahillikler olacaktır, savcının ailesi tarafından. Onlar da görecektir. Gizli bir şey kalmaz. Burada gizli bir şey kalacakmış endişesi içinde değiliz. Geçmişe yönelik olarak bu olayın hangi istihbarat zaafından kaynaklandığını bir daha kaynaklanmaması açısından doğru tetkik etmek lazım. Ve aşama aşama teröristlere karşı yapılan operasyonun masaya yatırılıp 'bir daha Allah göstermesin böyle bir üzücü olay gerçekleşirse acaba bir eksik var mıydı, daha profesyonel nasıl davranılabilirdi'yi çözmek açısından yine incelenmesi lazım. Birinin kusuru varsa da bunun üzerine gidilir, biz de takipçisiyiz tabii."