Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan doktor, evindeki boya işlerini yapan kişinin polisle tartışmasına dahil olunca gözaltına alındı.
Hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kamu davası açılan doktor, üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunamadığından beraat etti. Beraat kararı Yargıtayca da onandı.
Doktor, olay sırasında polislerden biri tarafından tokatlandığını, ekip otosunun içinde polisler tarafından kendisine küfür edildiği, boş bir araziye götürülüp dövüldüğü, polis merkezinde de aynı muameleye maruz kaldığı iddiasıyla polislerden şikayetçi oldu.
Polisler hakkında açılan davada, polislerin 9 ay hapis cezasına çarptırılmalarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Bunun üzerine doktor, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan eziyet ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı yönünden haklarının ihlal edildiğine ve başvurucuya net 20 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Kararda, herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alındığı anlatıldı. Söz konusu düzenlemede insan onurunun korunmasının amaçlandığı belirtilen kararda, kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza ve muameleye tabi tutulamayacağının hüküm altına alındığı vurgulandı.
-CD kararı
Bir başka başvuru kararına göre, İzmir Kırıklar 1 No'lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumundaki bir hükümlü, ailesinin kendisine gönderdiği ve içeriğinde "Devrimden Sonra" adlı yerli sinema filminin yer aldığı CD'nin cezaevi yönetimince teslim edilmemesi nedeniyle İzmir İnfaz Hakimliğine şikayette bulundu.
Hakimliğin şikayetle ilgili başvurunun reddine karar vermesinin ardından, bu karara yapılan itiraz İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince de reddedildi.
Hükümlü, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Kararda, Anayasa'nın "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" kenar başlıklı 26. maddesine göre herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu açıklama ve yayma hakkı bulunduğu, bu özgürlüğün resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsadığı belirtildi.