Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Almanya o DHKP-C'liyi neden bırakmıştı?

Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Diriliş Postası'ndaki ''BND VE SURİYE VE İÇİMİZDEKİLER'' yazısında çok ciddi bilgilere yer veriyor. Suriye üzerinden Türkiye’nin en azından belirli bölgelerinin Lübnanlaştırılmak istendiğini belirten Çiçek, bugün yaşanan olayları doğru okumak için geçmişe gidilmesi belirtiyor ve Almanya'yı da ilgilendiren hayati bilgiler veriyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-03 13:47:36

Almanya o DHKP-C'liyi neden bırakmıştı?

İşte Nevzat Çiçek'in o yazısı;

BND VE SURİYE VE İÇİMİZDEKİLER

Önce Adımlar Dergisi’ne baskın yapıldı ve bir kişi öldürüldü, eylemi piyasaya çıkarılan veya olup olmadığı bile belirsiz, ismi olmayan bir örgüt üstlendi… Bu eylemde DHKP-C ismi ortaya atıldı örgüt eylemi üstlenmedi ama “Hedefimizdeler” dedi.
İmam Hatip’li ve geldiği geleneği belli olan savcı Mehmet Selim Kiraz adliyede kendi odasında şehit edildi (İnşallah). Berkin Elvan’ı öldürenlerin tespitinden ziyade, Gezi’nin arkasında kimlerin olduğuna dair çalışmalarında sona yaklaşıyordu.

“Gezi olayında ölen yurttaşlarımızın tamamının Alevi kökenli olması bir tesadüf müdür; yoksa bilinçli bir seçim midir? Böyle bir tesadüf olamaz. Gezi’de Kürtler harekete geçirilemedi, Aleviler üzerinden bir toplumsal muhalefet inşa edilmek için Alevi gençler bilerek öldürüldü” tezinin ne kadar sahih olduğuna merhum savcı çok yaklaşmıştı.

DHKP-C savcının odasını bastıktan sonra, savcının odasından yargılanacak olan polislerin adres bilgileri ve fotoğrafları dışarıya çıkartıldı ve bir yerlere ulaştırıldı.

Akşam İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne silahlı saldırı yapıldı ve saldırgan kamuoyunca tanınan ve aranan Elif Sultan Kalsen çıktı.

Suriye üzerinden Türkiye’nin en azından belirli bölgelerinin Lübnanlaştırılmak istendiğini biliyoruz. Bu nedenle özellikle DHKP-C’nin bu anlamda her zamanki gibi piyasaya çıkarılması bizi şaşırtmamalı.

Anadolu Halk Hareketi ile Alevilerin bir kısmı bu halk hareketinde kullanılmak isteniyor ve DHKP-C bu ortamı sağlamakla yükümlü kılınmış. Devrimci Alevi Komitesi (DAK)’ın oluşum sürecine bakıldığında Alevi halkının demokrat haklarının talep edildiği bir komite olduğu görülüyor. Fakat DAK’In devre dışı bırakılması ve “Aleviler Birliği” ile illegal bir örgütleme oluşturulmaya çalışıldığı, bununla da siyasetin sokaklardan şiddetle dizaynı isteniyor.

Kobani açıklaması nedeniyle PKK ile sorun yaşayan DHKP-C, eylemleriyle Gezi’de sahaya süremedikleri Kürtleri de sahaya sürmek için eylemlerini bu noktaya doğru kaydırabilir.

 Elif Sultan Kalsen gibi, 19 Aralık hayata dönüş operasyonunda yaralanan, çeşitli ameliyatlar geçiren bir bayanında (B.K) Türkiye’ye getirildiği ve eylem yapacağı iddia ediliyor.
Bu bakımdan 1 Mayıs öncesi Türkiye’yi ciddi anlamda sokak siyaseti üzerinden şiddetle sıkıştırmak için yeni koalisyonların kurulduğu ve bunların aktifleştirildiği iddiası çok güçlü olarak dolaşıyor…

Peki, bu koalisyonların adresi neresi? Bunu anlamak için biraz geriye gitmemiz gerekiyor.

Geçen yıl şubat ayında Almanya’nın Duesseldorf Eyaleti’nde Türkiye’yi de ilgilendiren önemli bir gelişme yaşandı. 2007 yılından bu yana hapis yatan Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) üyesi Faruk Ereren delil yetersizliğinden tahliye edildi. 59 yaşındaki Ereren’in örgüt içerisinde önemli bir ağırlığı bulunuyor. 2008 yılında Hollanda’da ölen DHKP-C lideri Dursun Karataş’ın sağ kolu denebilecek bir kişiydi. 14 yıl boyunca Almanya’da polise yakalanmadan yaşadı.

Son dönemde Faruk Ereren’in tekrar komitede ağırlık kazanması ve Zerrin Sarı’nın ilişkilerinin askıya alınması DHKP-C ve Türkiye açısından yeni bir dönemin işareti. Özellikle DHKP-C’nin Yunanistan’da sıkıştırılması, son olarak bir örgüt evinin deşifre edilerek 4 DHKP-C’linin mühimmatlarıyla yakalanması ile birlikte örgüt Suriye’ye daha fazla ağırlık vermeye başladı. Örgütün hâlihazırda Suriye’de iki kampının bulunması ve bu kamplarda Türkiye’den “devşirilen” militanların eğitilmesi ve bunların rahatlıkla Türkiye’ye gönderilmesini iyi okumak ve hazırlıklı olmak gerekiyor.

DHKP-C üzerinden bütn Alevileri hedefe koymak, IŞİD üzerinden bütün Sünnileri hedefe koymak gibidir, bu bir tuzak ve mezhepçiliktir...Bu tuzağa düşmemek gerekiyor

Haber Ara