İran ile 5+1 ülkeleri arasında yaklaşık 18 aydır devam eden müzakerelerde en önemli adım dün geldi. İsviçre'nin Lozan kentinde sekiz gündür süren görüşmelerin ardından açıklanan uzlaşı, İran'ın nükleer teknolojiyi barışçıl amaçlarla kullanmasını garanti altına alırken, nükleer silah elde etmeye çalıştığına dair endişeleri de önemli ölçüde bertaraf edecek. Taraflar, nihai anlaşmanın imzalanacağı 1 Temmuz'a kadar uzlaşılan hususların uygulanmasıyla ilgili teknik konuları ele alacak ve nihai anlaşmada yer alacak takvimi belirleyecek.
Dünkü anlaşmanın bölge güvenliği açısından en önemli sonucu İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) ek protokolünü uygulamayı kabul etmesi oldu. Ek protokol, BM'ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) İran'da kapsamlı denetimler yapma imkanı tanıyor. Buna göre, uluslararası denetçiler UAEA'ya bildirilip bildirilmediğine bakılmaksızın habersiz denetimlerde bulunabilecek.
UAEA, denetimlerin yanı sıra madenlerden uranyum zenginleştirme tesislerine, stok miktarından atıkların durumuna kadar İran'ın nükleer programıyla ilgili her konuda bilgi ve belge talep edebilecek, gerekli gördüğü hallerde nükleer santrallerin güvenlik kamerası görüntülerine ulaşabilecek.
- Uranyum zenginleştirmeye sıkı denetim -
Dünkü uzlaşma, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine ciddi kontroller getirilmesini de içeriyor. İran, gelecek 10 yıl boyunca sadece Natanz nükleer tesisinde uranyum zenginleştirebilecek. Şu anda 19 bin civarında olan aktif santrifüj sayısını üçte iki oranında azaltarak 6 bin civarına indirecek ancak bunların sadece 5 binini zenginleştirme işleminde kullanabilecek.
Zenginleştirme işleminde verimi nispeten düşük olan IR-1 santrifüjleri kullanılacak. Yeni nesil santrifüjlerin kullanımı tamamıyla engelleneceği gibi santrifüj teknolojisiyle ilgili araştırmalar da sıkı denetime tabi tutulacak. İran, gelecek 15 yıl süresince yeni uranyum zenginleştirme tesisi inşa edemeyecek.
Bunun yanı sıra uranyum zenginleştirme işleminde üst limit 15 yıl süreyle düşük sayılan ve nükleer santrallere yakıt sağlayacak seviye olan yüzde 3,67'de tutulacak. Bu oran sivil amaçlı nükleer faaliyetler için yeterli. Nükleer silah yapımı için bu uranyumun yüzde 90 düzeyinde zenginleştirilmesi gerekiyor.
İran, halihazırda 10 bin kilogram olan zenginleştirilmiş uranyum stokunu 300 kilograma indirerek 15 yıl süreyle bu miktarda tutacak.
İran, daha önce limit fazlası zenginleştirilmiş uranyumu Rusya'ya göndermeyi kabul edebileceğini açıklamıştı. İran'ın Buşehr'deki nükleer santralinin yapımı ve işletmesini üstlenen Rusya, geçen aylarda İran'la yeni nükleer santrallerin inşası konusunda anlaşmaya varmıştı.
- Fordo araştırma reaktörüne çevrilecek -
İran, UAEA'ya bildirmeksizin yer altında inşa ettiği ve dışarıdan gelecek saldırılara korunaklı durumdaki Fordo nükleer tesisinde 15 yıl süreyle santrifüj ve fisil madde bulunduramayacak ancak bilimsel deney yapabilecek.
Arak ağır su reaktörü UAEA denetçileri nezaretinde hafif su reaktörüne çevrilecek. İran, gelecek 15 yıl boyunca yeni ağır su reaktörü inşa edemeyecek. Reaktörün faaliyette bulunduğu sürece tüm kullanılmış yakıtı ülke dışına çıkarılacak.
Ağır su reaktörü nükleer silah yapımında kullanılan plütonyum üretmekte kullanılıyor.
Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle İran nükleer silah konusunda fikir değiştirse bile bunu başarması bir yıldan fazla bir süre alacak. İran'ın şu anda nükleer silah elde etmek için 2-3 aya ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
- Yaptırımlar askıya alınacak -
İran'ın atacağı bu adımlar karşılığında İran'a yönelik yaptırımlar UAEA'nın raporları doğrultusunda kademeli olarak askıya alınacak. İran'ın anlaşmaya riayet etmemesi durumunda yaptırımlar tekrar uygulamaya girecek. Yaptırımların tamamen kaldırılması İran'dan gelecek adımlar doğrultusunda 10 yıl gibi bir zamana yayılacak.
Hassas teknoloji transferi ve nükleer faaliyetleriyle ilgili İran'a yönelik BM yaptırımları ise anlaşmanın imzalanmasının ardından gözden geçirilecek. İlgili BM kararlarında değişiklik yapılabilecek.
"Her konuda anlaşılmadan hiçbir konuda anlaşılmış sayılamaz" esası üzerine yürütülen müzakerelerde nihai karar 30 Haziran'da verilecek. Ancak mutabakat İran ile Batı arasındaki yakınlaşma ve işbirliğinin de önemli bir kilometre taşı olacak.
İran'da Hasan Ruhani'nin cumhurbaşkanı seçilmesi Batı ile İran arasında 2003'ten beri aralıklarla devam eden nükleer müzakerelerde dönüm noktası olmuş ve taraflar uzun süren anlaşmazlığın ardından yeniden müzakere masasına oturmuştu.