Tekin için Üsküdar'daki Selimiye Camisi'nde ikindi vakti cenaze namazı kılındı.
Namaz öncesi taziyeleri, Tekin'in eşi Müge Tekin ile kızı Özge Tekin kabul etti. Müge ile Özge Tekin, Muzaffer Tekin'in Türk bayrağına sarılı tabutunun üzerine KKTC bayrağı koyarak, tabutu öptü. Sedat Peker de tabutun başında dua etti.
Cenaze namazına, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, MHP İstanbul Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek ve Tuncay Özkan'ın yanı sıra Kıbrıs gazileri, askeri erkan ve vatandaşlar katıldı.
Tekin'in Türk bayrağına sarılı tabutu, kılınan cenaze namazının ardından askerlerin omuzlarında cenaze aracına konuldu. Cenaze alkışlar eşliğinde camiden çıkarılırken, cenaze namazına katılanlar sloganlar attı.
Muzaffer Tekin'in cenazesi, Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedildi.
Bu arada, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucularından Leman Fırtına için de aynı camide cenaze namazı kılındı. Fırtına'nın tabutuna, cenazeye katılan kadınlar omuz verdi.
- "Türk milleti kahramanına sahip çıkıyor"
İlker Başbuğ, cenaze töreninin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Muzaffer Tekin'in hastalığının ilerlediğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Ahlaksızca ve iftira ile özellikle de menfur Danıştay cinayetiyle ilişkilendirilmesi belki de bugüne giden ilk adımı teşkil etti. Ortada hiçbir delil, hiçbir şey yok iken, tamamen bir senaryo icabı Muzaffer'i ve tabii diğer arkadaşlarımız da var, bu menfur Danıştay cinayetiyle ilişkilendirmek dünyanın en büyük suçudur, ahlaksızlıktır, namertliktir. Kelime bulamıyorum çünkü bu, yürekten inanıyorum bu hastalıkla karşı karşıya kalmasında o ağır suçlamanın çok büyük rol oynadığını düşünüyorum. Bu suçlamaları yapanlar, yazanlar, çizenler konuşanlar ne düşünüyorlar? Onlarda vicdan yok, zaten vicdan olsa en azından gelirler, bir özür dilerler. Vicdansız onlar, taş yürekliler. Utanma da yok. Ama şurada gördünüz, Türk milleti her zaman olduğu gibi kahramanına -o da bir şehit, bu süreçte verdiğimiz son şehit- sahip çıkıyor. Buradaki halk bunu gösteriyor. Tabii ki bu olaylara neden olanlar, mutlaka yargı karşısına çıkartılacaktır ve cezalarını görecektir. Ancak o zaman biz de rahat ederiz, huzura ereriz."
Herkesin olayların takipçisi olacağını, kendisinin de birey olarak takip edeceğini belirten Başbuğ, "7 Mart 2014'te de aynı şeyi söylemiştim, bugün de aynı şeyi tekrarlıyorum. Takip edeceğiz ama milletimiz de biraz bu olaylara sahip çıksın, ki burada bunun güzel bir örneğini gördük. İfade etmek istediğim şu; bu kumpasları kuranlar, bu iftiraları yapanlar, bu ahlaksızlar mutlaka ortaya çıkmalı, dökülmeli ve gereken cezalarını görmeli. Çok kimse hayatını kaybetti cezaevlerinde, onlara karşı da bir borç" diye konuştu.
Başbuğ, "Başta ailesine başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle Türk milletine de başsağlığı diliyorum. Babasına kavuşuyor. Babası da çok asil bir subaydı. İnanıyorum ki şimdi oğluyla o da gurur duyuyordur. Hepimizin başı sağolsun" dedi.
Engin Alan da "Milletimizin, ailesinin, silah arkadaşlarının, hepimizin başı sağolsun. Kıbrıs'ta savaşan yiğit bir subaydı" ifadelerini kullandı.
- Muzaffer Tekin
Çankırı'da 1950'de doğan Tekin, 1972'de Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan Tekin, Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarının ardından 19 Haziran 2007'de tutuklandı.
Ergenekon davası kapsamında, Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması ve Danıştay'a saldırıyla ilgili suçlanan Tekin, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 117 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu dava kapsamında en yüksek cezayı alan Tekin, Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ hakkındaki ihlal kararı ile kamuoyunda özel yetkili mahkemeler olarak bilinen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması ve 5 yılı aşkın süredir tutuklu olması nedeniyle 10 Mart 2014'te tahliye edildi.
Tekin, kendisine kumpas kurulduğu iddiasıyla, 24 Ekim 2014'te Ergenekon davasının mahkeme heyeti ve savcılarından şikayetçi olmuştu.