Tezcan ve Oran, avukatlarıyla birlikte gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında Ankara Adliyesi önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Bülent Tezcan, partilerine, Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'na ve Umut Oran'a, "belirli basın kuruluşlarınca sistematik şekilde iftira kampanyası yürütülmesi" üzerine daha önce suç duyurusunda bulunduklarını, ziyareti de buna ilişkin gerçekleştirdiklerini belirtti.
"Bu iftira kampanyaları, büyük bir senaryonun parçasıdır" diyen Tezcan, Oran başta olmak üzere bir taraftan CHP milletvekillerinin hedefe konulduğunu, öbür taraftan Kılıçdaroğlu ve partilerinin, "suç ilişkilerinin parçası" gibi gösterilip, kapatma sürecine kadar gidecek bir tezgahın ilk işaretinin bu haberlerle verildiğini savundu.
Tezcan, "Aradan geçen sürede bu suç duyurularının akıbetiyle ilgili sağlıklı bilgi alamamıştık. Bunları görüşmek üzere Sayın Ankara Cumhuriyet Başsavcısını ziyaret ettik. Yanında konuyla ilgili başsavcıvekilleri de vardı. Biz, bu haberlerin basit bir iftira olmasının ötesinde, suç işlemek için örgüt kurma niteliğinde bir eylem olduğu iddiasındayız. Suç duyurularından birisi de suç işlemek için örgüt kurma, açıkça bir örgüt faaliyeti çerçevesinde iftira atma ve bu çerçevede anayasal düzene yönelebilecek çeşitli girişimlerin bu örgüt eliyle hazırlığı, diye düşündük" ifadelerini kullandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, şikayeti, söz konusu basın kuruluşlarının merkezlerinin bulunduğu İstanbul'a gönderildiğini anlatan Tezcan, sürecin Ankara'da da yürüyebileceği konusundaki görüşlerini Başsavcı Kodalak ile paylaştıklarını söyledi.
Başsavcı Kodalak'ın, "iktidar tesiri altında değil, hukuk sınırları içinde soruşturma yürütecekleri" güvencesi verdiğini söyleyen Tezcan, "Ankara Cumhuriyet Başsavcısının bu güvencesinin dikkate alınıp, takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, bu soruşturmaları çok hızlı şekilde tamamlaması ve failler hakkında gerekli hukuki girişimi yapıp, kamu davalarını açmasını bekliyoruz. Ortada bir çete vardır ve bu çete, eğer hukuk, gerekli girişimi yapma konusunda gecikirse, seçim öncesinde aynı pervasızlıkla iftiralara, hakaretlere ve kurgularına devam edecektir" diye konuştu.
-Oran'ın sözleri
Oran da seçimlere 64 gün kaldığına işaret ederek, "medya görünümü altında yapılan çirkin saldırılar" ile ilgili gerekli hukuki girişimlerin bir an önce yapılarak, soruşturmanın tamamlanmasını istediklerini dile getirdi.
Milletvekillerinin yasama faaliyetlerini özgür şekilde yapabilmeleri için hukukun, "bu iftiraları, yalanları, hakaretleri, hedef göstermeleri, çirkinlikleri ortaya koyan bu çeteye karşı yaptırımı olması gerektiğini" söyleyen Oran, "Bir ayağı medya olsun, ister siyaset olsun, ister bürokrat olsun, ne olursa olsun bu çetelerden Türkiye'yi kurtarmak, CHP olarak temel görevimiz. Türkiye'de temiz, ahlaklı, etik siyaseti hakim kılmak bizim görevimiz. Onun için sonuna kadar gideceğiz. Bu suçu işleyenler ve üretenlerden bu iftiraların hesabını adalet önünde soracağız" dedi.
Bir gazetecinin, "MİT'e çok ciddi suçlamalarınız oldu. Bugün de ilk kez örgütten bahsettiniz. İşletilen süreçte sorumlularla ilgili izin talebi olmuş mu?" sorusunu yanıtlayan Oran, örgütten ilk kez bahsetmediklerini, haberlerin yayımlanmasının hemen ardından bulundukları suç duyurularında buna yer verdiklerini anlattı.
Kılıçdaroğlu'nun da bu konuyla ve MİT ile ilgili açıklamaları olduğuna işaret eden Oran, "Ama, ana muhalefet partisinin bu kadar önemli açıklamalarının, şu ana kadar dikkate ve ciddiye alınmadığını görüyorum" diye konuştu.
Tezcan da izin talebiyle ilgili bir bilgileri olmadığını, şikayetin işlem yapılmadan İstanbul'a gönderildiğini kaydetti.
"Seçim öncesinde süreç hızlanmazsa benzer süreçlerin yaşanabileceğini ifade ettiniz. Yol haritanız nedir?" sorusunu yanıtlayan Tezcan, "Bizim tek yol haritamız hukuk. Devletin savcısı, cumhuriyetin savcısı takip edecek. Biz bir siyasi partiyiz, hukukun hakim ve etkili olmasını istiyoruz. Bunun ötesinde bekleyeceğimiz, yapabileceğimiz bir şey yok. Gerisi milletin takibinde" dedi.