Dolar

34,8736

Euro

36,7156

Altın

3.035,88

Bist

10.124,00

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-01 21:51:00

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terör saldırısı sonucu şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın cenaze törenine ilişkin, "Keşke orada bütün partilerin katıldığı bir cenaze töreni olmuş olsaydı ve hep beraber bizim teröre karşı duyarlılığımızı bir kere daha cümle aleme ilan etmiş olsaydık" dedi.

Kurtulmuş, TGRT Haber televizyonundaki "Neler Oluyor" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Kiraz'ın cenaze törenine katıldığı hatırlatılarak, oradaki duygularının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Çok hazin bir tablo, çok acı bir durum. Hem ailesi, hem adalet camiası bakımından hem de milletimiz açısından hakikaten son derece acı bir tablo. Orada kendimizi zor tuttuk" yanıtını verdi.

Yaşanan saldırıların ardından terörün yeniden düğmeye basıp basmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Ne yazık ki bu memlekette zaten birilerinin elinde bu terör düğmesi hep oldu, yıllardır, on yıllar boyunca oldu. Türkiye ne zaman güçlense, ileriye doğru bir atak yapsa, ne zaman Türkiye kendi içerisindeki sorunları aşıp dünyanın birçok yeriyle ilgilenmeye başlasa, yeni bir ufuk ya da vizyon sahibi olmaya başlasa birileri maalesef bir takım taşeron örgütleri, bir takım terör örgütlerini devreye sokuyor ve Türkiye'nin ayaklarına çelme takmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.

İstanbul Adliyesindeki terör saldırısını gerçekleştirenler için sosyal medyada ve bazı televizyon kanallarında "eylemci" ifadesinin kullanıldığı belirtilerek, buna yönelik değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Çok açık söylüyorum, olayın olduğu andan itibaren Allah'tan bir müddet yasak konuldu ama maalesef özellikle sosyal medyada, arkasında bazı televizyon kanallarında, bazı gazete haberlerinde hakikaten insanın kanını donduran, hiçbir akla, vicdana sığmayacak, bırakın insaf, adalet, insanlık gibi duygular, onlar insan olanların taşıdığı duygular. Hiçbir akla, mantığa sığmayacak şekilde yayınlar yapanlar oldu. Neredeyse şunu şuraya getirenler oldu, 'Bakın görüyor musunuz, işte Berkin Elvan'ın da böyle intikamı alındı' üslubuna benzer, bu üslupla, işi maalesef Berkin Elvan meselesinin bir intikamı gibi neredeyse görmeye, hatta bundan dolayı 'eylemci' tabirini de kullanarak mazur görmeye çalışan bir takım çevreler oldu. Maalesef bu sanki böyle bir anlayışla, algıyla buradan bir mesele ortaya çıkarmaya çalıştılar. Fevkalade hazindir, anlamsızdır. Buradan siyaset üretmeye kalkanlar oldu. Bunlar ayıptır. Bu tür hazin olaylar üzerinden, insanların ölümleri üzerinden, bu tür vahşet üzerinden hiçbir şekilde bir ayrılık, bir farklı siyaset, farklı bir siyaset diliyle ayrışma üretmemek gerekir."

Kurtulmuş, "Sosyal medyaya düşen o resim, arkasından çok kısa süre içinde Sayın Savcımızın şehit edildiği haberleri, ondan sonra da maalesef bu olay üzerinden böyle bir siyaset üretme telaşında olan marjinaller ve marjinallerin destekçileri, bunlar Türkiye'ye yakışmıyor" diyerek, yaşananın ardından herkesin bu terör karşısında bir arada durmasının önemini vurguladı.

- "Keşke olsalardı"

Şehit edilen savcının cenaze töreninden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bulunmamasına ilişkin görüşü sorulan Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Keşke olsalardı, çok güzel bir tablo olurdu. Bu çünkü siyaset üstü bir mesele. Allah muhafaza biz bunu yaşadık, Türkiye'de 30 yıl PKK dolayısıyla Türkiye silahlı bir çatışma ortamı yaşadı. 1970'li yıllarda sağ-sol çatışma ortamını yaşadı. Allah muhafaza silahların ateşlendiği, toplumun bölündüğü, terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke haline geldiği bir Türkiye, ne CHP'ye ne MHP'ye ne HDP'ye ne de başka kimseye yarar. Dolayısıyla burada gerçekten siyaset yapmak istiyorlarsa herkesin demokratik siyaset anlayışı çerçevesinde önce teröre, silaha, baskıya, insanların öldürülmesine, insanların gerçekten tehdit altında tutulmasına karşı yekvücut, omuz omuza olması lazım. Türkiye'de zaman zaman kullanılan bu karanlık terör örgütlerinin arkasına takılıp, onların jargonlarıyla konuşmak ya da onların yaptığı işleri mazur göstermeye çalışan, buradan bir siyaset dili üretmeye gayret etmek, önce siyasi mantıkla bağdaşmaz. Dolayısıyla keşke orada bütün partilerin katıldığı bir cenaze töreni olmuş olsaydı, bütün parti temsilcilerinin katıldığı cenaze töreni olmuş olsaydı ve hep beraber bizim teröre karşı duyarlılığımızı bir kere daha cümle aleme ilan etmiş olsaydık."

- "Allah akıl versin"

İstanbul Adliyesindeki terör saldırısının engellenmesine yönelik operasyonun başarısız olduğuna yönelik iddialar hatırlatarak, "Paralel yapı operasyonundan sonra paralelin sosyal medyadaki sözcüleri operasyonun başarısız olduğunu, uzman polislerin görevden alınması nedeniyle operasyonun başarısız olduğunu iddia ettiler. Sizce operasyonun başarısı, başarısızlığı, paralel yapı, bunda ne demek isteniyor?" sorusu üzerine Kurtulmuş, bunun kasıtlı bir değerlendirme olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, son ana terör örgütü militanlarıyla müzakere zemininin açık tutulduğunu belirterek, görüşmeler sürerken savcının vurulduğunu kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Silah sesinin duyulması üzerine zaten operasyon yapılıyor. Müzakereler devam ederken terör örgütü, bizim aldığımız bilgilerle, zaten adamlar bizim savcımızı şehit etmişler ya da ağır yaralamışlar. O silah sesleri duyulur duyulmaz çok kısa sürede özel harekat içeriye giriyor. Bunu açık şekilde ortaya koymak lazım. Fakat şunu da söyleyeyim, paralel yapının emniyet teşkilatı içinden veya bazı birimlerden temizlenmesi, 'Bu arkadaşlar artık burada çok durdular biraz başka yerlere geçsinler' diye tesadüfen verilmiş bir karar değildir. Paralel yapının içinde bulunan insanların özellikle istihbarat birimlerinden elde ettikleri bilgilerin acaba nerelerde kimlere peşkeş çekildiğini, kimlere bunun servis edildiğini biliyor muyuz? Kozmik oda soruşturması ortadadır. Ne olduğu ortaya çıktı. Acaba bilgiler bu paralel polisler marifetiyle elde edilen bilgiler nerededir, kimin elindedir, hangi grubun elindedir, kimlere servis edilmiştir bunları bilmiyoruz. Tam da bu şehit haberinin arkasından bu tür tweetler atmak, Allah akıl versin."

- Çözüm Süreci

"Yaşanan olaylar, PKK'nın da tekrar sahaya sürülmesi ihtimalini, tehlikesini oluşturur mu" sorusuna Kurtulmuş, "Böyle bir tehlike olabilir ama ben PKK'nın da artık bunca yıllık tecrübesinden sonra tekrar silahlı bir çatışma ortamına dönmeyeceği kanaatindeyim" ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Başından beri bu sürecin en kritik virajlara girdiği, 'Acaba duruyor mu, vaz mı geçiliyor' denildiği durumlarda bile örneğin 6-7 Ekim olaylarından sonra da ben bu iyimserliğimi hep korudum. Şundan dolayı korudum, yani Çözüm Süreci dediğimiz süreç tesadüfen ortaya çıkmış bir süreç değil. Bu bir takım iradeleri gerektirir. Bu iradeye karşı çıkanlar, tekrar Türkiye'de silahların ateşlenmesini isteyenler, Allah korusun Türkiye'de bir Türk-Kürt çatışmasını da körüklemek isteyenler, Alevi-Sünni çatışmasını körüklemek isteyenler de olacak ve var. Bunlar var diye bu süreç devam etmeyecek değildir."

Kurtulmuş, Çözüm Süreci'ne ilişkin siyasi iradenin bütünüyle var olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Kim ne provokasyon yaparsa yapsın biz bu sorunu çözmeye hazırız, sorunu çözmek istiyoruz. Bu irade buradadır. Terör örgütünün de aynı şekilde, ciddi bir şekilde artık silah bırakmak istediğini, elinde silah olanların artık bunu büyük oranda, evet içerisinde 'silahlı çatışma devam etsin' diyenler olabilir, onların da silahları bırakmak istedikleri görünüyor. Ancak daha önemlisi Türkiye kamuoyu Çözüm Süreci'ni destekliyor, bu iş bitsin diyor."

- "Korkunun olduğu yerde demokrasi olmaz"

"Çözüm Süreci ile ilgili kolay taraflar bitti şimdi daha zor kısmı var. Çok az bir kısım var ama zor bir kısım" diyen Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin uluslararası bir örneklik de teşkil ettiğini ifade etti.

Seçimlerden önce silahların gömülmesinin, bırakılmasının, terk edilmesinin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Seçim her şeyin sonu da başlangıcı da değil. Fakat seçime kadar en azından demokratik siyasetle ilgili açıklamaların olması, silahların bırakılacağına, toprağa gömüleceğine ilişkin bir kere daha iradenin net bir şekilde ortaya konulmasını açıkçası bekliyoruz. Bu hem işleri kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır hem bundan sonra atılan adımların daha sağlıklı şekilde atılmasının önünü açacaktır. Dolayısıyla seçim bakımından silahların bırakıldığı iradesinin tekrar ilan edilmesinin ne faydası var? Her seçim ortamı zaten bir siyasi mücadele ortamıdır. Tartışma olacak, siyasi mücadele olacak, herkes fikirleriyle projeleriyle yarışacak. Bunun olabilmesi için, barut kokularıyla sandık bir arada olmaz, silah sesleriyle seçim sonuçlarının zafer çığlıkları bir arada olmaz. Dolayısıyla silahları, bombaları bırakmak mecburiyetindeyiz ki seçim süreci sağlıklı işlesin. Herkes özgürce sandığa gitsin. Korku siyaseti olursa demokratik siyaset olmaz. Korkunun olduğu yerde demokrasi olmaz."

Haber Ara