Geçen yıl sonunda mahkemenin kuruluş anlaşmasını imzalayan Filistin'in üyeliği bugün itibariyle yürürlüğe girdi.
Filistin'in UCM'ye resmen üye olmasıyla mahkemenin Hollanda'nın Lahey kentindeki merkezinde basına kapalı bir tören yapıldı. Törene Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Malki başkanlığındaki bir heyet katıldı.
Filistin'in UCM üyeliğinin resmileşmesi ile savaş suçu işleyen İsrail vatandaşları hakkında dava açılabilecek. UCM'ye üyeliğiyle Filistin, doğrudan mahkemeye başvurarak suç işledikleri iddia edilen kişiler hakkında dava açabilecek. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi de oy birliğiyle UCM savcısına görev verebilecek. UCM başsavcısı da mahkemenin ön dava biriminden karar çıkartarak kendi inisiyatifiyle taraf devletlerde işlenen suçlarla ilgili dava açma yetkisine sahip.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, geçen yıl aralık ayında aralarında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin temelini oluşturan Roma Statüsü'nün de bulunduğu 20 uluslararası anlaşmaya taraf olmak için imza atmıştı.
Filistin, Roma Statüsü'ne katılım belgesini ocak ayında BM Genel Sekreterliği'ne sunmuştu.
UCM, 17 Temmuz 1998 tarihli "Roma Statüsü" ile kurulmuş ve 1 Temmuz 2002 yılında çalışmalarına başlamıştı. Soykırım, insanlığa karşı suç, savaş ve saldırı suçlarına bakan UCM, kuruluş itibariyle devletleri değil kişileri yargılama yetkisine sahip.
Mevcut anlaşmalara göre UCM, 1 Temmuz 2002'den önce suçlara bakamıyor. UCM'ye taraf olan ülkeler de üyeliklerinin başladığı tarihten sonra işlendiği ileri sürülen suçlar için dava açma hakkına sahip. Dolayısıyla Filistin yönetimi, üyeliğinin kesinleştiği tarihten sonra topraklarında işlenen olası suçları UCM'ye taşıyabilecek. Filistin'in, soykırım, insanlığa karşı suç, savaş ya da saldırı gibi suçların yanı sıra İsrail'in yerleşim yerlerini genişletme planları konusunda da mahkemeye başvurması bekleniyor. İsrail'in UCM'ye üye olmaması, Filistin'in üyelik sürecinde herhangi bir olumsuzluğa neden olmuyor.
Roma Anlaşması'na göre UCM, üye bir devletin topraklarında başka bir ülke vatandaşı tarafından işlenen suçlara bakmakla yetkili. UCM, suçu işleyen kişinin uyruğunda bulunduğu devletin üye olup olmadığını dikkate almıyor.
UCM'nin alanına giren suçların soruşturulmasında öncelikle taraf devletlerin ulusal yargı organları yetkili. Mahkemenin çalışma şartlarına göre suçlanan bireylerin önce kendi ülkelerinde yargılanması gerekiyor. Tamamlayıcılık ilkesi olarak adlandırılan bu durum göz önüne alındığında Filistin, üye olduktan sonra haklarında dava açacağı İsrailli yetkililerin önce kendi ülkelerinde yargılanmaları bekleyecek.
UCM, ancak adalet ulusal düzeyde sağlanamadığında, ulusal yargı sisteminde tüm yollar tükendiğinde, iç karışıklıklardan dolayı yargı sistemi çöktüğünde ya da yargılama hiç başlatılamadığında devreye girebiliyor.
Ulusal düzeydeki yargılamanın adil olup olmadığına da UCM'ye bağlı hakimler karar veriyor. Roma Anlaşması'na göre mahkemeye taraf olan devletler, herhangi bir soruşturma açılıp sonuçlanana kadar UCM ile işbirliği yapmak zorunda. Üye olmayan devletlerin ise böyle bir zorunluluğu yok. Bu açıdan bakıldığında mahkemeye üye olmayan İsrail'in, yöneticileri hakkında açılacak olası bir davada UCM'yle işbirliği zorunluluğu bulunmuyor.