Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "biyonik kulak" teknolojisinin işitme cihazından fayda görmeyen işitme engelliler için geliştirilen bir teknoloji olduğunu söyledi.
Ardıç, dünyada yaklaşık 25 yıldır kullanılan bu teknolojinin Türkiye'de de başarılı bir şekilde uygulandığını, cihazın farklı model ve renklerinin bulunduğunu anlattı.
Ameliyatla kulağa takılan cihazın dışarıdan gelen sesleri elektriksel sinyale çevirerek iç kulağa verdiğini ifade eden Ardıç, kulağın yapısından kaynaklanan bozukluklara bağlı olan patolojilerden etkilenmemesini sağlayarak, normal bir insan gibi işitme seviyesine ulaştıklarını kaydetti.
- Yüzde 100 başarı
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'nde 2 yılda 12 hastaya biyonik kulak takıldığını ve hepsinde başarı sağlandığını vurgulayan Ardıç, şunları söyledi:
"Özellikle hiç konuşmamış olan doğuştan işitme kaybı olan kişilerde cihazı taktıktan sonra sesleri tanımaları ve konuşmayı tekrar öğrenmeleri için belirli bir eğitim almaları gerekiyor. Daha önceden konuşmayı bilip işiten kişiler sonradan işitme kaybına uğradılarsa onlar cihaz takıldıktan sonra yaklaşık 6 ay içinde kısa bir eğitimle cihaza adapte oluyorlar. Fakat çocukların birkaç yıl belirli bir eğitim almaları gerekiyor. Çünkü ilk iki yıl hiç ses duymadıkları için konuşma gelişememiş oluyor onun için ilkokula başlayana kadar zaman zaman bu eğitimlere devam ediliyor. Biz çocuklara genellikle 2 yaşında cihazı takıyoruz. Hepsi konuşmaya başladılar. Çevremizde artık konuşarak dolaşan çocuklar oldu, onun mutluluğunu yaşıyoruz."
- "Biyonik kulak takılmış üniversite mezunu gençler var"
Türkiye'de bir çok merkezde yüzlerce hastaya takılan biyonik kulağın sonuçlarının çok iyi olduğunu kaydeden Ardıç, "Hastaların yüzde 90'ı hayatlarından çok memnun. Çocukluğunda biyonik kulak takılmış üniversiteyi okuyan veya üniversite mezunu gençler var. Bundan sonra işitme engelli cihaz kalmayacak kadar ilerleyecek bu tedavi yöntemi. Şu anda Türkiye'de 25 yıl önce takılan ve hayatını devam ettiren kişiler var" diye konuştu.
Teknolojik uygulamanın önemine vurgu yapan Ardıç, işitme engellilerin "biyonik kulakla" eğitim ve sosyal hayata karıştığını duyma engeli çocukları olan ailelerin Türkiye'deki hastanelere başvurmaları gerektiğini ifade etti.
Ardıç, toplumda işitme cihazı kullanan kişileri yönelik bir takım önyargıların olduğunu, yadırgandıkları için bir çok engellinin "utandığını" ve cihazı kullanmaktan vazgeçtiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Nasılki gözümüzün görme duyusu bozulduğunda gözlük takıyorsak duyma duyumuz da bozulduğunda işitme cihazı kullanmamız gerekiyor. İşitme cihazı insanı hayata bağlayan bir noktadır. Görme bozukluğu insanları sosyal hayattan ayırmaz ama işitme bozukluğu sosyal hayatı bozar, iletişimi bozar. O yüzden işitme engelli, çok önemli bir engelliliktir. Küçüklükten beri işitme kaybı olan insanların işitme cihazı kullanabilirlerse bu konudaki engelleri aşabilirler, eğitim hayatlarını sürdürebilirler. Toplumumuza bu bilinçlenmeyi mutlaka sağlamamız lazım."