Halaçoğlu, Türk Ocakları ile Adana Büyükşehir Belediyesi'nin bir otelde düzenlediği "Tarihi, Siyasi ve Hukuki Yönleriyle Ermeni Meselesi" konulu sempozyumda, geçen ay İtalya Parlamentosu, geçen hafta da Avrupa Parlamentosu'na gittiğini, parlamenterlerle görüştüğünü, Türkiye'nin bu konunun anlatımında "yaya kaldığını" söyledi.
Halaçoğlu, 2 yıl önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında bu konuda neler yapılacağına dair düzenlenen toplantıda, Van isyanı ve Musadağ Ermenileri olmak üzere batının bildiği iki konuda ABD'de Holywood'da film çekilmesi için gerekli 60 milyon doların verilmediğini, broşür hazırlatılıp dünya parlamentolarına dağıtılması ve "asılsız Ermeni iddialarını" kabul etmiş parlamento mensuplarının ülkede ağırlanıp, Ermeni olaylarının yaşandığı bölgelere gezi düzenlenmesi fikrinin kabul edilmediğini öne sürdü.
Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosunda, TBMM'de, 'soykırım var' diyen bir partinin mensuplarıyla yan yana oturduklarını belirten Halaçoğlu, şöyle konuştu:
"Geçen gün HDP'den bir zat çıktı, 'Türkiye soykırım yapmıştır' dedi. Bunu, itiraz edip çevirttik, kaldırttık. Biz karşı çıkmasak hiçbirisi karşı çıkmıyor. TBMM'de ben karşı çıkmasaydım hiç kimsenin gıkı çıkmayacaktı. Şimdi düşünün, kendi parlamentomuzda bile konu tam olarak bilinmeyen bir mesele olarak duruyor. Haliyle bilinmediği için de herhangi bir faaliyet gösteremiyoruz."
Türk kamuoyunun da o tarihlerde neler olduğunu bilmediğini savunan Halaçoğlu, "Öncelikle kendi kamuoyumuzu kesinlikle bilinçlendirmeliyiz. Birileri 'Türk'ün Türk'e propagandasını yapıyorsunuz' gibi bir takım safsatalar ileri sürüyor. Önce Türk'ün Türk'e propagandasını yapmak zorundayız çünkü kendi kamuoyumuz Ermeni meselesini bilmiyorsa siyaseten çözmek zaten mümkün olmayacaktır. Çünkü kamuoyu desteği almadan bir şeyi siyaseten çözmeniz mümkün değil" diye konuştu.
Halaçoğlu, batılılara, tehcirin hangi sebeplerden yapıldığının iyi açıklanması, Ermenilerin, söylendiği gibi ölmediğini ve bunun da ABD, İngiltere belgeleriyle teyit edilerek anlatılması gerektiğini belirtti.
Türkiye'yi bu konuda suçlayanlardan aynı konuda medet umulmasının doğru olmadığına dikkati çeken Halaçoğlu, şunları söyledi:
"Bizim elimiz sağlamdır, alnımız aktır. Herhangi bir şekilde tarihimizde utanacağımız hiçbir şey yoktur. O yüzden zaten biz, 'Buyurun, tarihçiler komisyonu' dediğimizde o anlı, şanlı devletler vazgeçiyor. Ermenistan'a başvurduk, kabul etmediler. Bu defa BM'ye başvuralım, tüm devletleri davet edelim. Ermeni meselesinde Türkiye'yi istedikleri kadar cendere içine sokmaya çalışsınlar. Avrupa Parlamentosuna söyledik, 'Siz, soykırım kararı alırsınız biz, belgenizi geri iade ederiz. Siz, soykırım kararı alırsınız kenara atarız. Hiç bir hukuki değeri de olmaz'. Dolayısıyla biz kendimizden eminiz. Bizim atalarımız eğer ırkçı olsalardı bugün Balkanların hepsi Türkçe konuşuyor, hepsi Müslüman olurdu. Daha doğrusu, eğer bizim ecdadımız ırkçı olsaydı dünya Türk olurdu."
Halaçoğlu, bu söylemlere karşı tüm milletin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, bu durumun, ülkenin içindekiler tarafından yok edilmeye çalışıldığını öne sürdü.
- Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de Adana'nın da Ermeni mezalimini bizzat yaşadığını, babaannesinin babasının, Ermeniler tarafından öldürülürken eşinin de Kars'ta, Ermenilerin zulmünden kaçan aileden olduğunu belirtti.
Türkiye'nin doğusundan güneyine iki ailenin de Ermeni mezalimini iliklerine kadar yaşadığını savunan Sözlü, şunları kaydetti:
"Ama birileri de çıkıyor, özür diliyor. Benim adıma niye özür diliyorsunuz ki? 'Ergene hanım boşamak kolay' diye bir laf var. Bir şey görmemiş, bir şey çekmemişsiniz. Yaşadığınız rahat, konforlu mahfillerde bizim adımıza ahkam kesiyorsunuz. Dünden bugüne bir çok üniversite ev sahipliği yaptı. Bilgi Üniversitesi bizatihi. Sabancı Üniversitesi'nden de televizyonlardaki oturumlarda gördünüz. İkisinin adı da Türkçe. Ya adınızı değiştirin ya da milletin genel haklarını korumak üzere bir duruş ortaya koyun. İhanet ederseniz elbette bizim de vereceğimiz bir cevap olacaktır."
Sözlü, 1915'te Ermenileri kullanan zihniyetin, bugün de siyasi Kürt hareketinde yar aldıklarını söyleyenleri kullandığını öne sürerek, "Siyasi Kürt hareketi, onların misyonuna soyunmaktadır. Onlar, dünden bu zamana kardeşçe yaşadıkları topraklarda huzuru bozmamak üzere bir tercih yapmak ya da duruşlarını yeniden gözden geçirmek zorundadırlar" dedi.
Konuşmaların ardından, bazı üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı, Ermeni meselesinin ortaya çıkışı ve gelişmesi, Adana ve çevresi Ermeni olayları, siyasi, hukuki ve uluslararası ilişkiler açısından Ermeni meselesi konularında oturum yapıldı.
Etkinliğe, Türk Ocakları Genel Başkanı Mehmet Öz de katıldı.