Başbakan Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde Habertürk televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Paralel yapı" ile mücadele ve Fethullah Gülen'in iadesi konusunun gündemden düşüp düşmediğine ilişkin soru üzerine Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Şu anda paralel yapıyla mücadele konusundaki en önemli gündem maddesi, KPSS ile yapılan şey. Bu da gösteriyor ki, paralel yapı Ankara'da birilerinin bir takım siyasi gerekçelerle ortaya attığı bir tez değil. O gencecik insanların geleceklerini karartan ve adaleti yok ederek, hani şimdi bu çevreler adalet, demokrasi diye çağrı yapan bu çevreler açısından söylüyorum; en büyük ahlaksızlık insanın geleceğini çalmaktır. Ben bir hoca olarak imtihan kağıtlarını okurken, bir taraftan o öğrenci perspektifinden bakarak, hiç bir zaman asistanlarıma hiç bir kağıt okutmadım, yüzlerce kağıdı bizzat okudum. Çünkü o anda o çocuğun geleceğiyle ilgili bir karar alacaksınız."
Davutoğlu, "Öyle bir şey ki; bir grup oturuyor, örgütleniyor, soruları çalıyor, dışarı aktarıyor ve kendi taraftarlarına bunları veriyor. İşte aynı anda birbirleriyle akraba ya da aynı çevreden 20 kişi yüzde yüz yapıyor. Bu bir bardak çalmak değil, onlar da suçtur. İnsanların geleceğini çalıyorsunuz. Bu başlı başına aslında böylesi yapılarla, bugün paralel yapıdır, yarın başkası çıkabilir. Teknoloji geliştikçe bu imkanlar da arttığı için, bu imkanları kötüye kullanan kim olursa olsun, ona karşı mücadele etmek zaruridir. Bütün bu hukuk süreci devam ediyor. Bu çetenin dışarıdaki unsurları kim olursa olsun, ister başındaki, ister diğerleri, bir şekilde bir gün bunun hesabını verecek" diye konuştu.
- "Hukuk ne gerektiriyorsa o yapılacak"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2010'da KPSS'ye giren yakın akrabaların memuriyetten el çektirilip çektirilmeyeceğine ilişkin soruya da, "Tabii hukuk ne gerektiriyorsa o yapılacak. Aksi taktirde nasıl çalışırlar, aynı yerde. Eğer bu ispat edilirse mahkeme karar verecek tabii buna biz karar veremeyiz. Ben buradan hükmedemem ama görünen vaka bu. Onun neticesinde sonuç ne olursa olsun, o uygulanır" diye konuştu.
KPSS sorularının bir çok kişinin hakkını gasp ettiği için bir zulüm olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "Buna sessiz kalınırsa, adaletsizliğe tahammül edilirse, ondan sonra o ülkenin geleceğinden emin olamayız. Onun için, gereken neyse yapılacak. Ne ceza gerektiriyorsa da tereddütsüz bir şekilde verilecektir" şeklinde konuştu.
- Emeklilere ikramiye konusu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklilere vaat ettiği ikramiyeye ilişkin soru üzerine ise Davutoğlu, ekonomik paketlerle ilgili yapısal ve noktasal bir çok çalışma yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede Bakanlar Kurulu'nda ele aldığımız, üzerinde çalışmakta olduğumuz üretim ve istihdam paketi var çok önemli unsurlar ihtiva eden önümüzdeki günlerde açıklarız. Ayrıca emeklilerimiz de dahil olmak üzere çalışan kesimlerimize neler yapabileceğimiz hep gündemimizde. Fakat Kılıçdaroğlu'nun sorumsuzluğu, 'bekara hanım boşamak kolaydır' diye bir söz vardır. Tabii hiç bir zaman iktidar olamayacak birisi için şimdiden böyle taahhütlerde bulunmak kolay. Biz ama taahhütte bulunduğumuz şeyi 8 Haziran sabahı yapmamız gerektiğini biliyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun emeklilerin bu şekilde kandırılacağını zannettiğini ifade eden Davutoğlu, "Bakın biz iktidara geldiğimizde SSK işçisinin maaşı 257 liraydı, şimdi 1071 lira. Yüzde 40 ila yüzde 150'ler arasında reel olarak artışlar sağlandı" dedi.
Davutoğlu, ekonomik iyileştirmeleri yapmaya devam edeceklerini kaydederek, "Kılıçdaroğlu'nun hesabı şu; bütçede de böyle bir söz sarf edince söyledim, hatırlayacaksınız. Çünkü gözleri ışıl ışıl parlıyor, niye parlıyor biliyormusunuz; AK Parti, Merkez Bankası rezervleri hazinedeki kaynaklar, elhamdülillah zenginleşen bir ülkeyiz, gelecek ve bunu talan edecek. 1990'lı yıllarda SSK'nın başına geldiğinde o kadar zengin bir ülke yoktu, var olanı talan etti bitirdi. Borçsuz şekilde aldığı SSK'yı ağır borçlarla devretti. Şimdi aynı işi burada yapacak, onun için 4 yıl diyor" ifadelerini kullandı.
- "1991 seçimlerine giderken, her eve 2 anahtar diye sözler verildi"
"Herkes verdiği sözün gereği konusunda düşünmeli halkımız da bunu hesap etmeli" diyen Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"1991 seçimlerine giderken, her eve 2 anahtar diye sözler verildi, aynen şimdi olduğu gibi. Emekliye iki maaş, ne oldu, anahtarı olanlar da anahtarlarını kaybettiler. Yazarkasası olan yazarkasasını kaybetti. Kılıçdaroğlu gelirse buradan emekli vatandaşlarımıza söylüyorum; yılda 2 ek maaş filan diyor ya, Allah muhafaza var olan maaşlarınız da kalmaz, aynen 2 anahtar diyenler gibi. Demokrasilerde noter millettir. Dolayısıyla notere gitmesi bile bir özgüven eksikliği, benim sözüme güvenmediğinizi biliyorum; ben bari gidip noterden bir belge alayım da bu güveni göstereyim. Biz halkın huzuruna çıktığımızda notere falan gideceğimizi söylemiyoruz, çünkü bizim sözümüz söz."
Başbakan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun kendisi için başarı ölçüsünün yüzde 35'e ulaşmak olduğunu ifade ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Düşünün bu kadar uçuk şeylerle bile ancak yüzde 35'e geleceğini söylüyor. Bazı anketler onların yaptırdığı anketlerde AK Parti yüzde 45'e düştü diye yüzde 48'lerden. Yani öyle bir şey yok da, bizim yüzde 45'e düşmemiz başarısızlık görülüyor, onun ise ulaşabileceği en yüksek yer yüzde 35. Ben seçimlerin önceden böyle tahmin yapılmasını çok doğru görmem. Ciddi bir maraton var, halkımızın ayağına gideceğiz, talep edeceğiz, destek isteyeceğiz. İnşallah geçen seçimlerin üstüne çıkmaktır temel hedefimiz, bizim başarı çıtası için. Nihai takdir, milletimizin. Şimdiden söylüyorum; Kılıçdaroğlu'ndan farklı olarak, biz geldiğimizde ithal bakan filan getirmeyeceğiz. Kimse kadromuz o kadro işi görecek."
"Ben de dışarıdan bakan olarak atandım ama başdanışmandım, elim taşın altındaydı, öyle geldim" diyen Davutoğlu, "Şimdi Kılıçdaroğlu sayın Kemal Derviş'i davet etmiş. Ben olsam şimdi onun ekonomi ekibi içinde 'ya biz bu işi bilmiyor muyuz?' diye Kılıçdaroğlu'na önce bir sorardım. Halk şunu soracak; benim kaderimi benim oyuma o sırada Türkiye'de olmayan CHP'nin parçası olmayan birine nasıl tevdi ediyorsun? Dışarıdan bakan atamaya demiyorum bakın, ben atandığımda o zaman ki Dışişleri Bakanımız Sayın (Abdullah) Gül ve sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakandı onlarla birlikte her şeyimi ortaya koymuştum ya da sayın Efkan Ala dışarıdan atandığında müsteşar olarak sistemin içindeydi. Demek ki; Kılıçdaroğlu'nun kendi kadrolarına güveni yok" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, "İlginç bir şekilde, dışarıdan bakan atama iktidar da olur ama ilk defa muhalefette dışarıdan bakan atanıyor. Yani olmayan bir makama sanal kabine, gölge kabine değil İngiltere'de olduğu gibi sanal kabine, bu kabine ne kadar sanalsa emeklilerimize söylüyorum; Kılıçdaroğlu'nun o iki emeklilik maaşı filan o kadar sanaldır" dedi.
Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nün Başbakanlığa tahsis edilmesine ilişkin de, "Bir kere büyük bir onur, güzel işlerin bu tarihi mekanlarda olması beni cezbediyor. Bazı basın toplantılarının Ankara Palas'ta olması gibi bir yaşayan tarihin içerisinde olduğunuzu hissediyorsunuz. O bakımdan, Çankaya Köşkü'nde görev ifa etmek büyük onur verecek. Tabii o anlamda Beştepe'de yeni ve kendi mimarisiyle Türk siyasi tarihinin merkezlerinden birisi olacak, o konuda hiç şüphemiz yok. Çankaya'nın da hakkını vermeye çalışacağız, Cumhuriyetimizin burada yeşerdiği o özgürlük idealini yüceltmek ve Türkiye'yi bu anlamda çağdaş uygarlıklar seviyesine getirmek konusunda elimizden gelen çabayı göstereceğiz" diye konuştu.
(Bitti)