Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AK Parti iktidarının özgürlüklere, hukuk devletine el uzattığını, insanları korkutmak ve sindirmek amacıyla İç Güvenlik Paketi'ni yasalaştırdığını iddia etti.
AK Parti'nin, parlamentodaki çoğunluğuyla bürokratik oligarşinin temsilcisi olduğunu ortaya koyduğunu öne süren Vural, Genel Kurul'daki görüşmelerde, muhalefetin İçtüzükten kaynaklanan haklarını da ayaklar altına aldığını savundu.
AK Parti'nin, görüşmelerde "zorbalık" yaptığını iddia eden Vural, "Bu şekilde keyfi bir olağanüstü hal yasası çıkardılar" dedi.
İç Güvenlik Paketi'nin 132 maddeden oluştuğunu, ancak 62 maddenin, tarafsız bir Bakan'ın önergesiyle geri çekildiğini anlatan Vural, şöyle devam etti:
"Bu Bakan'ın olduğu İçişleri Bakanlığı'nda, seçimlerin güvenliği de tehlikededir. Millete eziyet edecek maddeleri Meclis'ten geçirdiler, millete hizmet edecek maddeleri tasarıdan çıkardılar.
Bizi HDP ekseninde göstermek isteyen kumpasçıların kumpasını başlarına geçirdik. Utanması gereken kimdir? Muhalefetin, bonzai ile ilgili maddeyi engellemek istediğini söyleyen Başbakan'dır."
Oktay Vural, daha önce İç Güvenlik Paketi'nden komisyona geri çekilen 63 maddenin bulunduğu sayfayı yırtarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik, "Bu fazlalıkları sana iade ediyorum. Parlamentoda millet senin yüzüne tokat attı. 'Senin dediğin değil, milletin dediği olur' dediler" diye konuştu.
İnternetle ilgili düzenlemeye değinen Vural, iktidarın, özellikle sosyal medyadaki özgürlükleri kısıtlamak istediğini savunarak, "Polis amiri ne diyordu: 'Sık ulan sık...' Şimdi sosyal medya için 'Kes ulan kes...' Muhalefet için 'Otur ulan otur...' Bu yasa bu anlama geliyor" ifadelerini kullandı.
-"Türkiye'de bir darbe yapılmıştır"
Cumhurbaşkanı bütçesine örtülü ödenek konulmasına ilişkin düzenlemeyi eleştiren Vural, şöyle devam etti:
"Hem de kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri için. Bu, paralel devlet yapılanmasıdır. Bu önergeyle hükümet bizatihi kendisinin yok olduğunu ifade etti. Artık Başbakan, Bakan, Bakanlar Kurulu kalmadı.
Geçen bu madde ile Türkiye'de bir darbe yapılmıştır. Bu, saray darbesidir. Darbe, milleti temsil edenler tarafından örtülü ödenekle meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Türkiye'de artık hukuk devleti ve anayasa yoktur.
Cumhurbaşkanı'nın bu kanunla, Başbakan'ın yürütmesi gereken görevleri, örtülü ödenek yoluyla yerine getirmesi mümkün kılınmıştır. Baas bir yapının önü açılmıştır. Erdoğan'ın rol modeli Esad ve Saddam'dır.
Demokrasi ve özgürlükler raydan çıkarılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi iradesini tek adama teslim etmiştir. Tek adam, 'Beni beğenmezseniz düşmanınızım, yok ederim' diyor. Sen millete talimat veremezsin. Sen milletin hukukuna uyacaksın. Sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Bunu yaparken büyük onur duyuyorum.
Çünkü bu tehdit hepimize yönelik. Yandaşına, candaşına da yönelik. Bu zihniyet bir gün sizi de ya tuzluk ya paralel diye suçlayacaktır. Bu nedenle mücadele etmek herkesin namus ve şeref borcudur."