Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Vattara ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Fildişi Sahili'nden bir gazetecinin "Cumhurbaşkanımız Vattara 'Türkiye'den öğreneceğimiz çok şey olduğunu' söyledi. Fildişi Sahili'nin yükselmesi için nasıl bir katkınız olabilir" sorusu üzerine Erdoğan, kalkınma hamlesini başlattıklarında kendilerine 4 hedef belirlediklerini, "Türkiye'yi bu 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz" dediklerini söyledi.
Bunların eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu bildiren Erdoğan, bu alanlara ciddi şeklide yoğunlaştıklarını dile getirdi.
Sınıflardaki öğrenci sayılarının fazlalığına işaret eden Erdoğan, "Çok kısa bir zamanda sınıflarımızdaki öğrenci sayılarını, örneğin 100, 80, 60, bu derecede sınıflarda bir yoğunluk vardı. Bunlara yönelik yaptığımız çalışmalarla şu anda artık okullarımızda dersliklerdeki öğrenci sayısı 30 ve altına hemen hemen düşmüş vaziyette. 30'un üzerinde olan yok denecek durumda. Çünkü çok yoğun bir derslik inşası oldu" diye konuştu.
Sağlıkta eğitimde olduğu gibi bir devrim gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu anda ülkenin her şehrinde üniversiteler bulunduğunu belirtti. Erdoğan, üniversite sayısını 76'dan 175'e çıkardıklarını anlattı.
Türkiye'de sağlıkta da çok ciddi sıkıntılar olduğunu ifade eden Erdoğan, artık ülkenin sağlıkta gerçekten reformunu gerçekleştirdiğini vurguladı. Erdoğan, "Sağlık reformuyla birlikte artık dışarıdan Türkiye'ye tedaviye gelen hastalar var, İskandinav ülkelerinden olsun, Avrupa ülkelerinden olsun gelen hastalar var, bu noktaya gelebildik. Tabii burada çok çok önemli olan bir durum da: bizler geçmişte maalesef hastaneye gittiğimiz zaman ilaçlarımızı alamazdık, bu noktadaydık. Artık böyle bir sıkıntı söz konusu değil. Gayet iyi bir konumdayız" değerlendirmesinde bulundu.
Adalette, aynı şekilde güvenlikte ciddi reformlar gerçekleştirdiklerini bildiren Erdoğan, "Tabii yeterli mi bunlar? Sürekli güncellenerek devam ediyor" dedi.
Ulaşım altyapısına değinen Erdoğan, Türkiye'de kendilerinden önce, 79 yılda 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, buna 12 yılda 17 bin 500 kilometre daha ilave ettiklerini söyledi. Erdoğan, "Çünkü yol medeniyettir. Yolunuz varsa medenisiniz, yolunuz yoksa medeni olamazsınız. Suyunuz varsa medenisiniz, suyunuz yoksa medeni olamazsınız" değerlendirmesinde bulundu.
Fildişi Sahili'nin güzel bir ülke olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 220 bin kilometrekare alana sahip. Böyle bir alana sahip bu ülkede, şu anda nüfusa baktığımız zaman, yani şimdi ben ortalama gidiyorum, o da 22 milyon nüfus, böyle bakıyorum olaya. Şimdi burada yapılacak olan altyapı, yollarıyla konutlarıyla bir an önce modern bir ülkenin gelişmesine, oluşmasına vesile teşkil edecektir. Tarım diyoruz, biz tarım endüstrisinde çok iyi bir konumdayız, her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. İthal eden bir ülkeydik, mesela biz buğdayı ithal ederdik, artık böyle bir sorunumuz yok. İthal ettiğimiz başka ürünler yok mu? Tabii ki var. Ama şu anda, bu konuda da yaptığımız yatırımlarla, örneğin zeytin, zeytinyağı, bu konuda çok ciddi yatırımlar yaptık. Milyonlarca biz sadece zeytin fidanı dikmek suretiyle zeytinde, zeytinyağında ihraç eden bir ülke konumuna geldik. Bunları çoğaltmak mümkün."
Bu alanlarda tüm tecrübelerini Fildişi Sahili yönetimiyle paylaşmaya hazır olduklarını konuştuklarını belirten Erdoğan, "Yarın İstanbul'da yapılacak olan İş Forumu'nda, inanıyorum ki iş adamlarımız, iş adamlarıyla orada bütün sektörel bazda birikimlerini paylaşacaklardır. Daha sonra da bizim ziyaretimizde bunları taçlandırırız. Bunların temenni ediyorum ki finalini yaparız" diye konuştu.
-"Mezhepsel çatışmaların hiçbirine olumlu bakmıyoruz"-
"Yemen operasyonuna ilişkin İran'ın tutumunun" sorulması üzerine Erdoğan, "Bir defa Yemen'de Husilerin yaptıkları sadece mezhepsel bir çatışmadır ve burada adeta bir Şii, Sünni çatışmasına bu dönüşmüştür. Biz bu mezhepsel çatışmaların hiçbirine olumlu bakmıyoruz, bunların karşısındayız" değerlendirmesini yaptı.
Yemen'in kendi içinde bir bölünmeye doğru gittiğini kaydeden Erdoğan, "Biz Yemen halkının tümüne kardeşimiz olarak bakıyoruz ve bu kardeşlerimizin hukuku üzerinde herhalde düşüncelerimizi beyan etmemiz gerekir" dedi.
"Şu anda askeri konuda herhangi bir şey söylemiyorum. Şu anda söylemem de doğru değildir. Ama lojistik konuda, istihbarat konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bugün açıkladım" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dışişleri Bakanlığımız bu konuda açıklamasını zaten detay olarak yaptı. Çünkü bugüne kadar bölgede olan gelişmeler, Yemen'de olan gelişmeler, gerçekten tahammül sınırlarını artık zorlamaya başlamıştır. İran'ın açıklaması doğaldır. İran'ın böyle bir açıklama yapması, zaten şu ana kadar Irak'ta, Suriye'deki gelişmelerde de kendisini ne yapmıştır, göstermiştir. Burada İran, bölgeyi adeta kendine domine etmenin gayreti içerisindedir, böyle bir çalışmanın içerisindedir. Buna müsaade edilebilir mi? Bu, bölgede birçok ülkeyi, bizi de Suudi Arabistan'ı da Körfez ülkelerini de hepsini rahatsız etmeye başlamıştır. Buna gerçekten tahammül etmek mümkün değil. İran'ın bunu görmesi lazım."
-"Müslümanım diyen bir insanın bu katili savunacağına ihtimal vermem"-
"Irak'ta yapılanları görüyorsunuz. Bir taraftan DEAŞ ile uğraşılıyor, bir taraftan İran'ın oraya göndermiş olduğu Devrim Muhafızları ile uğraşılıyor. Doğru bir şey mi bu?" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İlginçtir, gönderdikleri elemanları, oralarda bakıyorsunuz özel fotoğraflar çektirmek suretiyle kendilerini ayrıca lanse ediyorlar, böyle bir gayretin içerisine de giriyorlar. Filanca ildeki operasyonu kim yapmış, filanca ildeki operasyonun arkasında kimler var, çok daha tehlikelisi önce diyelim ki DEAŞ terör örgütü bir yerden çıkıyor, ondan sonra oraya kim yerleşiyor, bakıyorsunuz oraya Şia yerleşiyor. Böyle bir şey olamaz. Burada da bizim gerçekten üzüntümüzü mucip olan şeyler var. Ve dert orada da yine aynı şekilde gelişiyor, yine maalesef bakıyorsunuz bir taraftan 'İslam' diyeceksin, bir taraftan 'Müslüman' diyeceksin ama öbür taraftan geleceksin, bunları yapmaya devam edeceksin. Aynı şey Suriye için de geçerli, Suriye'de de aynı durumdalar. Suriye'de de aynı şeyleri yapıyorlar. 300 bin insanın katili olan bir durum var ortada. Bu katile, destek veren bir anlayış, bu savunulabilir mi, bunu savunmak mümkün mü? 'Ben Müslümanım' diyen bir insanın bu katili savunacağına ihtimal vermiyorum, veremem."
Şu anda yaşananların ortada olduğunu, Türkiye'nin 2 milyon insana ev sahipliği yaptığını, onların sıkıntılarını gidermenin gayreti içinde bulunduğunu belirten Erdoğan, bu görevlerini yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, "Ama diyoruz ki İran'ın bu bakışının değişmesi lazım. Yemen'den şu noktada, kuvveti, gücü neyi varsa çekmesi lazım, aynı şekilde Suriye'den çekmesi lazım, aynı şekilde Irak'tan çekmesi lazım, bu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir" görüşünü bildirdi.
Ortak basın toplantısının ardından Erdoğan, Vattara onuruna Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda akşam yemeği verdi.
(Bitti)