Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Hamit Yıldırım, tutuksuz sanık Savaş Gevrekçi, müdahil Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ve tarafların avukatları katıldı.
Dosyaya giren evrakların tutanağa geçirilmesinden sonra söz alan Yıldırım, "Benim bu olayla hiç alakam yok" dedi.
Müdahil avukatlarından Selim Okçuoğlu, davadaki usul işlemlerinin adaletin tecellisine engel olduğunu savunarak, "Bu dosya, bizce talihsiz bir dosya olmaya başladı. Davanın nakli kararını yadırgıyoruz. Şurada gördüğünüz kadar güvenlik önlemi Diyarbakır'da yoktu. Bize göre siyasal kararla dava buraya geldi. Dosyada bir sürü bulgu ve belge olmasına rağmen arpa boyu yol alamadık. Sanık Abdulkadir Aygan'ın (Aziz Turan) ifadesinin alınması için yapılan tüm işlemler geri döndü, usule uygun evrak çıkarılamadı" diye konuştu.
Sanıklardan "Yeşil" olarak bilinen Mahmut Yıldırım hakkında ciddi iddialar bulunduğuna işaret eden Okçuoğlu, "Emekli Albay Arif Doğan 'Yeşil ile görüşüyorum. Ukrayna'da yaşıyor' demişti. Yıldırım hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını talep ediyoruz" dedi.
Akın Birdal'a saldırı olayının azmettiricisi olmaktan yargılanan Cengiz Ersever ve eski Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin tanıklığına başvurulmasını talep eden Okçuoğlu, Mahmut Yıldırım'ın, 1995'te Ankara Emniyet Müdürlüğünce "Hasan Tanrıkulu" ismiyle gözaltına alındığı ve 3 gün sorgulandıktan sonra MİT'e teslim edildiğine ilişkin iddialar bulunduğunu ifade ederek, bunların araştırılmasını istedi.
Müdahil avukatlarından Metin İris ise mahkeme üyelerinden bir naip hakim belirlenerek, Aziz Turan'ın ifadesini İsveç'te almasını istedi.
Müdahil avukatları, tutuksuz sanık Gevrekçi'nin tutuklanması talebinde de bulundu.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Yılmaz, soruşturmanın genişletilmesine yönelik talepleri mahkemenin takdirine bıraktı.
İsveç'teki Turan'ın ifadesinin alınması için Adalet Bakanlığı kanalıyla talimat yazılmasını isteyen Yılmaz, Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama emrinin beklenmesini talep etti.
Yılmaz, sanık Yıldırım'ın, müsnet suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunması dolayısıyla tutukluluğunun devamını, Gevrekçi'nin tutuklanması talebinin reddini istedi.
-"Ben ne bu Anter'i gördüm, ne duydum, ne tanıyorum"
Sanık Yıldırım'ın avukatı Bilal Aktuğ, müvekkilinin 3 yıla yakındır tutuklu olduğuna işaret etti. Sanık Turan'ın, İsveç'teki beyanında, müvekkilini teşhis edemediğini anlattığını ifade eden Aktuğ, "Müvekkilim ciddi anlamda mağdur olmuştur. Tahliyesini istiyorum" dedi.
Sanık Yıldırım ise "Ben ne bu Anter'i gördüm, ne duydum, ne tanıyorum. Tahliyemi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Sanık Gevrekçi'nin avukatı Hikmet İşler de sanıklardan Turan'ın, müvekkilinin suçlanmasına konu beyanlarının doğru olamayacağını ifade etti.
Anter öldürüldüğünde müvekkilinin Diyarbakır Saraykapı'da 3. İstihbarat Tim Komutanı olduğunu, Turan'ın ise itirafçı olarak Şehitlik semtinde bulunduğunu anlatan İşler, "Müvekkilim itirafçıları tanımıyor ve zaten rütbesi de o tarihte çok küçük. Turan, herhalde yanlış bir isim beyan ediyor" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, müzakerenin ardından, müsnet suçu işlediğini yönelik kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle Yıldırım'ın tutukluluğunun devamına, duruşmalara katılması ve sabit ikametgah sahibi olması nedeniyle Gevrekçi'nin tutuklanması talebinin reddine karar verdi.
Sanık Mahmut Yıldırım hakkında daha önce çıkarılan yakalama emrinin, karışıklığa yol açılmaması için kaldırılmasına ve mahkemece yeniden yakalama emri çıkarılmasına karar veren heyet, bu sanık için kırmızı bülten çıkarılması talebi sonra değerlendirilmesini kararlaştırdı.
Aziz Turan'ın, suçun vasfı gereği ya duruşmada hazır olması ya da sesli görüntülü sistemle ifadesinin alınması gerektiği için naip hakim görevlendirilmesi talebini reddeden mahkeme, Turan hakkında gerekli işlemler yapıldıktan sonra Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne başvurulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
-Davanın geçmişi
İddianamede, Mahmut Yıldırım'ın suikastı planladığı ve yönettiği, Hamit Yıldırım'ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Vekili Savaş Gevrekçi'nin ise emrinde görev yapan Aziz Turan'ı diğer faillere yardım etmesi için görevlendirdiği öne sürülüyor.
Sanıkların, 765 Sayılı TCK'nın 450/4. maddesindeki "taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra, "halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ve "adam yaralamak" suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.
Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava, Yargıtay 5. Ceza Dairesince, güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.
