Estetik görünümleriyle kentleri süsleyen camilerin ayrılmaz parçalarından minareler, şehirlere ayrı bir anlam ve tarihi doku kazandırıyor. Son yıllarda ibadethanelerde taş yerine beton minare tercih edilmesi ise bu alandaki ustaların sayısını azalttı. Sayılar her geçen gün azalan minare ustaları, mesleklerini zor şartlarda yapmaya çalışıyor.
Taş minare ustası Ahmet Tepekesen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 22 yıldır Türkiye'nin çeşitli kentlerindeki camilerde çalıştığını söyledi.
Türkiye'de taş minare yapan 62 ustanın kaldığını vurgulayan Tepekesen, "Minare ustalığı zor bir zanaat. Ustanın çekirdekten yetişmesi gerekiyor ancak son dönemde taş yerine beton minare tercih edildiği için bu işi öğrenecek çırak bulamıyoruz" dedi.
Tepekesen, taş minareler masraflı olduğu için son dönemde ucuz olan betona yönelindiğini anlattı.
Yaklaşık 40 metrelik bir minarenin 40 bin liraya mal olduğunu vurgulayan Tepekesen, şöyle konuştu:
"Minareler çift şerefiyeli olduğu zaman maliyet biraz daha artıyor. Bu nedenle beton minarelerin sayısı artmaya başladı. Fakat beton minareler, taş minareler gibi sağlam ve estetik değil ayrıca ömrü az ve depreme dayanıksız . Güneş ve yağmur alınca içindeki demir çürüyor. Taş minareler öyle değil. Örneğin Selimiye ve Sultanahmet camileri yüzyıllardan beri ayakta duruyor."
Tepekesen, mesleğin zor ve tehlikeli olduğu kadar güzel yönlerinin olduğuna işaret etti.
Çalışırken kentleri kuşbaşı izleme fırsatı yakaladıklarını anlatan Tepekesen, "Minarenin yapımı yüksekliğine göre bazen 2 ay bazen de 4 ayda tamamlanıyor" diye konuştu.