Geçen yıl şubat ayında eli silahlı Rus yanlısı gruplar, Kiev'de yaşananları gerekçe göstererek Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu bastı ve Rusya yanlısı milletvekillerinin referandum kararı almasını sağladı.
Böylece, 16 Mart 2014'de yapılan referandum ve 18 Mart'ta Kremlin'deki katılım töreninin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in anlaşmayı 21 Mart'ta imzalamasıyla, yarımadanın Rusya'ya ilhak sürece tamamlanmış oldu.
Ruslar ilhaktan sonra ilk iş olarak Ukrayna televizyonlarının Kırım'da izlenmesini engelledi. Parlamento binasındaki Rusça, Ukraynaca ve Tatarca yazılı "Kırım Özerk Cumhuriyeti" ifadesi değiştirildi, yerine sadece Rusça "Kırım Cumhuriyeti Devlet Konseyi" yazıldı. Dokuz ay sonra diğer iki diller de eklendi. Rusça, Ukraynaca ve Tatarca ülkenin resmi dile olarak kabul edilmesine rağmen, okullarda Rusça zorunlu, diğer diller seçmeli ders oldu. Birinci sınıf öğrencilerinin kitaplarına İncil'den bölümler eklendi.
Yarımadada saatler bir saat ileri alınarak Moskova'yla aynı zaman dilimine girildi. Kırım'ın yeni yönetimi, Rusya vatandaşlığına girme zorunluluğu getirdi, Rus pasaportu verildi. Anayasa değiştirilerek, Rusya Federasyonu Anayasası'nın hükümleriyle aynı yapıldı.
Ukrayna para birimi bir süre daha geçerli oldu ancak 1 Haziran 2014'ten sonra tedavülde sadece Rus rublesinin dolaşımına izin verildi. Rus işverenler bölgeye akın etti. Rus zenginler bakir Kırım topraklarını satın almaya başladı.
Putin'in emriyle Kırım'daki ücretler Rusya'dakilerle eşitlendi. İlk günlerde bu durumdan memnun olan Kırımlılar, maaşlarının iki katına çıkartılmasına rağmen alım güçlerinin eskisinden daha az olması nedeniyle mutsuzluklarını dile getirmeye başladı.
Rusya'ya yönelik yaptırımlar sebebiyle, uluslararası şirketler, yaklaşık iki buçuk milyon kişinin yaşadığı Kırım'ı terketti, yarımadaya uluslararası uçuşlar iptal edildi. Yaptırımlar nedeniyle yurt dışından Kırım'a para transferi yapılamaz oldu.
Trafik kuralları, araçların plakaları Rus sistemine göre değiştirildi. Ukrayna iletişim operatörlerinin yarımadadan gönderilmesinin ardından Kırım'da sadece +7 olan Rusya kodu kullanılır hale geldi.
- Kırım'a askeri yığınak yapıldı
NATO'nun Rusya topraklarına yaklaşmasını istemeyen Maskova yönetimi, Kırım'daki en büyük değişikliği askeri alanda yaptı. Rus devlet medyasının verdiği bilgilere göre, Kırım'da şu anda 25 bini aşan Rus askeri sayısının 40 bin olması bekleniyor.
Rusya, Kırım'daki birliklerini yeni tanklar, gemiler ve uçaklarla silahlandırdı. Sivastopol kentinin yakınındaki stratejik Balbek Hava Üssü'ne yeni sistemler eklendi. Buradaki hava savunma gücü S-300 PMU ve Pantsin-S1 sistemleriyle desteklendi.
Sivastopol Limanı'nı üs olarak kullanan Rus Donanması'nda yenilikler yapıldı, savaş gemileriyle takviye edildi. Filonun sahil savunma birimleri BAL-E ve Bastion tipi yeni füze savunma sistemleriyle güçlendirildi. Kırım'a nükleer silah konuşlandırılacağı iddialarıysa hala Moskova yönetimince yalanlanmadı.
- Kırım Tatarlarının durumu
Kırım'ın ilhakından en fazla etkilenen topluluk yarımadada yaşayan Kırım Türkleri oldu. Sovyetler Birliği döneminde sürgünün acısını yaşayan Kırım Türkleri, bu kez siyasi varlıklarına büyük bir darbe aldı.
İlk olarak nisan ayında Kırım Türklerinin lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun vatanına girişi yasaklandı. Yasaklar bununla sınırlı kalmadı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Rıfat Çubarov'un da Kırım'a girişine yasak getirildi. KTMM'nin faaliyetleri durduruldu.
Kırım Haber Ajansı'nın faaliyetleri de baskılar sonucunda sonlandırıldı. Ajansın Rusya yasalarına göre faaliyet göstermesi istendi ancak faaliyet için gereken belge verilmedi. Tatar Türklerinin yayın organı olarak bilinen ATR televizyonuna baskın düzenlendi ve tüm cihazlara el koyuldu. Gerekli izinlerin verilmemesi nedeniyle televizyon, nisan ayından sonra yayınını durdurmak zorunda kalacak.
- Açık hava eylemleri yasaklandı
Rus kuralları yarımadada sosyal yaşamı da değiştirdi. Kırım'da geçen bir yılda Ruslar dışında kimse açıkhava toplantısı yapamadı.
Kardeşlik Başkanı Hasan Emrsaliyev, sivil toplum kuruluşu olduklarını belirterek, "Biz geçen yıl olayların başladığı andan itibaren dışarıda etkinlik yapamıyoruz. Ancak müze gibi kapalı mekanlarda etkinliklerimizi yapabiliyoruz" dedi.
Son bir yılda sadece bir siyasi etkinlik için başvurduklarını ifade eden Emirsaliyev, "Stalinizm Kurbanlarını Anma Günü (23 Ağustos) dolayısıyla miting yapma izni için başvurmuştuk. Bu başvurumuz, insanlar aşırı sıcaktan zarar görmesin diye reddedilmişti" diye konuştu.
- Turizm sektörü derin yara aldı
İşadamlarını Destekleme Vakfı Başkanı Aleksey Çernış, uluslararası ve Ukraynalı şirketlerin gitmesiyle son bir yılda Kırım'da rekabetin azaldığına dikkati çekti.
Çernış, "Son yıl içinde Kırım'da çalışmak için Rusya'dan gelen işadamı sayısı arttı. Onlar Kırım'da iş yapma konusunda bizden bilgi istiyor, biz de onlara yardımcı oluyoruz" dedi.
Kırım Küçük Otel Sahipleri Derneği Başkanı Valentina Marnopolskaya da siyasetin ekonomiyi etkilediğine dikkati çekerek, "Küçük otel müşterilerinin çoğunluğu Ukrayna'dan geliyordu. Geçen yılki olaylar müşterilerimizi azalttı. Üstelik diğer ülkelerden turistler de Kırım'a gelmekten korktu. Gelirimiz geçen yıl yüzde 50 azaldı" değerlendirmesinde bulundu.
Rus kaynaklara göre 3 bin, Kırım Türklerinin ifadelerine göre 9 bin kişinin terkettiği Kırım, son bir yılda, Moskova yönetimi için askeri üs, Ukraynalı ve Kırım Türkleri için ise hak ihlallerinin yaşandığı, aktivistlerin kaybolduğu bir yarımadaya dönüştü.