'Suriye 100 yıl önceki Anadolu'
Çanakkale Savaşı'nın 100. yıldönümünde Al Jazeera Türk'e konuşan Halepli Fayad Süleyman akrabalarının da Çanakkale'de şehit düştüğünü anlatırken; 'Suriye 100 yıl önceki Anadolu'nun durumunda' diyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-03-18 12:17:29
Arap Dili ve Edebiyatı öğretmeni olan 67 yaşındaki Fayad Süleyman, 1914-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından ilan edilen seferberlikten sonra kendi köylerinden 20-30 yaş arası tüm gençlerin savaşa katıldığını ve farklı cephelerde 10’dan fazla akrabasının bu savaşta şehit olduğu söyledi.
‘Suriye yüz yıl önceki Anadolu’nun durumunda’
AL Jazeera'den Yılmaz Bilgen'in haberine göre; Milyonlarca Suriyelinin bugün yaşadığı trajedinin 100 yıl önce Anadolu halkının yaşadığından farksız olduğunu belirten Suriyeli Fayad Süleyman şu ifadeleri kullanıyor:
“1. Dünya Savaşı’nda Müslüman Türk halkının ülkesine ve özgürlüğüne göz dikenler şimdi de Şam toprakları için kirli hesaplar yapıyorlar. O gün Anadolu’nun on binlerce masum sivilini şehit edenler bugün Suriye’nin yüz binlerini katledenlerle aynı amaca hizmet edenlerdir.”
‘Çetin bir imtihandayız’
36 yıl Suriye’de farklı kentlerde Arap Dili ve Edebiyatı dersleri verdikten sonra emekli olan Süleyman şu an büyük bir belirsizlik içerisinde olduklarını ve tüm Suriye halkının çetin bir imtihandan geçtiğini belirtiyor. Süleyman şöyle devam ediyor:
“Osmanlı’dan sonra ülkemizde halkımızın iradesini tanıyan ve bizim inançlarımızla, geleneklerimizle barışık bir yönetim mümkün olmadı. Farklı emperyalist ülkelere hizmet eden ve halkıyla kavgalı idarecilerin despot yönetimi altında kaldık. Üzerimizde büyük bir baskı birikti. 2011 yılında genç yaşlı tüm Suriyeliler Baas diktasından kurtulmak adına bir kıyam başlattı. Özgürlük Suriyelilerin de hakkı. Ancak bizim bu hakkımız siyasi ayak oyunları ile çalınmaya çalışılıyor. Demokrasiyi yüceltenler Suriye halkının taleplerini kendi stratejik hesapları için çok kolay yok sayabiliyorlar. Düşüncesi, inancı ve geleceği yalnızca tek bir adamın iki dudağı arasında bir halk olarak 40 yıldır baba ve oğul Esed’in zulmüne maruz kaldık. Özgürlüğü çalınmayanlar bizim direnişimizi anlayamazlar. Benim 37 yaşında bir oğlum şehit oldu. 34 yaşındaki bir diğer oğlum ise savaş esnasında Baas rejimi tarafından tutuklandı. Oğlumdan 3 yıldır haber alamıyorum. Şu an ailem paramparça, her birimiz bir yere savrulduk.”
‘Akrabalarım Çanakkale’de şehit oldu’
67 yaşındaki Fayad Süleyman, 12 akrabasının seferberlik ilanının ardından askere alındığını ve bunlardan ikisinin Çanakkale cephesinde savaştığını, babasının amcasının oğlu Mustafa Halil Çavuş’un ise Gelibolu’da şehit düştüğünü, bir diğer akrabası Beşir Süleyman’ın ise aynı cepheden gazi olarak köye geri döndüğünü söyledi.
Süleyman ayrıca, birçok tanıdıklarının da Çanakkale Savaşı’na katıldığını ve bazılarının şehit, bazılarının da gazi olduğunu ifade etti.
‘Gariplik çok zor’
Kendisinin büyük bir Osmanlı hayranı olduğunu ifade eden Fayad Süleyman’ın 500 beyitlik Osmanlı üzerine yazılmış bir kasidesi var. Anadolu ve Osmanlı başlığı taşıyan kasidelerinin IŞİD’in köylerini ele geçirmesinden sonra imha edildiğini söyleyen Halepli edebiyat öğretmeni Fayad Süleyman önce Esed’den sonrada IŞİD’den gördükleri zulmün kendilerine evlerini topraklarını terke mecbur kıldığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Bir insan köyünden ayrılsa gariplik hisseder. Biz ülkemizden göçe mecbur bırakıldık. Şu an içerisinde bulunduğumuz durum bizi garip kıldı ve gariplik çok zor. Köylerimizde, şehirlerimizde bize hayat hakkı tanımadılar. Allah’tan tek dileğim bu mazlum halkı bu günleri de arayacak duruma düşürmesin.”
‘Çanakkale’deki Haleplileri saysınlar’
Başbakan Ahmet Davutoğlu da Salı günü TBMM’deki AK Parti grup toplantısında Çanakkale’de şehit olan Haleplilere değinmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“Hepimiz gelecek nesle sahip çıkmakla yükümlüyüz. DAEŞ terör örgütü karşısında da açık ve net bir tutum sergiledik, Esed rejimi karşısında da. Yol nedir? Yol şudur, tarihte hep Anadolu ile iç içe yaşamış, bizimle birlikte kaderini paylaşmış Suriye halkı aslında tarih boyunca hiçbir zaman aşırılığa meyletmemiştir. Suriye tarihinde aşırı akımların etkisini görmezsiniz. Halep aynen Şanlıurfa gibi İbrahim geleneğinin sürdüğü, her kültürün iç içe yaşadığı mübarek bir şehirdi. Tarih, şartlar bizi onlardan ayırdı. Ama bizim Şanlıurfa'ya Gaziantep'e duyduğumuz muhabbeti Halep'e duymamızı kimse engelleyemez. Çünkü gitsinler Çanakkale şehitlerine baksınlar, Haleplileri saysınlar ve ondan sonra gelip Esed'in elini sıksınlar. Bakü şehitliğine gitsinler, Haleplileri görsünler, Kudüslüleri görsünler.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara