Argon, konferans için geldiği Tokat'ta AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesini anlatmak için 2011 yılından bu yana Türkiye'yi gezdiğini söyledi.
Yurt gezilerine Kastamonu'dan başladığını anımsatan Argon, "4 yıldır dedemi anlatıyorum. Onun torunu olmak, bana verilmiş olan en büyük onur ve lütuftur. Güzel bir insanın torunu olmak, güzel bir duygu, aynı zamanda sorumluluk isteyen bir durum. Onun gibi her yere gitmeye çalışıyorum. Her yaştan genç onu anlarsa İstiklal Marşı'nı, Çanakkale'yi, Sarıkamış'ı anlarız. Sahafatı okursak her şey orada var" diye konuştu.
Safahatın öğreti bir kitap olduğunu belirten Argon, "Safahat, bir şiir kitabı değil, bir belgeseldir. Safahat, bir ders kitabı olmalı. Tek tek şiirleri incelenmeli çünkü ne varsa orada var. Mehmet Akif, ne gördüyse onu yazmıştır, hayalden bir şey yazmamıştır. Onun yazdıkları Türkiye'nin gerçeğidir. Dedem, temiz bir insan. Dimdik duruşu ve inandığı yoldan vazgeçmeyişi ve dürüstlüğü, bir ahlak abidesi olması, benim için güzel. Onun torunu olmak, bana verilen en güzel hediyedir" ifadelerini kullandı.
Argon, dedesinin, İstiklal Marşı için düzenlenen yarışmaya para ödülü dolayısıyla ilk önce katılmak istemediğini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Dedem, 'ben milletime yazacağım marşı parayla yazmam' demiş. Parayı alırsınız istediğiniz yere bağışlarsınız deyince Tacettin dergahında 10 gün içinde yazmış. İstiklal Marşı'nı son gün Meclis'e imzasız teslim etmiş. İmzasız vermesi de seçilirse fazla övgü alması için. İstiklal Marşı o gün 4 defa okunmuş."