Uslu, Vakfın Ankara şubesindeki "Ensar Buluşmaları" söyleşisinde, geçmiş hükümetler döneminde, devletin ideolojik niteliğinin ağır bastığını, sosyal, hukuk ve demokratik devlet olma özelliğinin gözardı edildiğini söyledi.
Gelinen noktada, Türkiye'nin sosyal devletin ne olduğunu görür, keyfini sürer hale geldiğini ifade eden Uslu, sendikacılık ve sosyal devlet politikalarının, siyasi bir sorumluluk değil, insanı ve İslami bir gereklilik olduğunu belirtti.
Sosyal devlet ilkesi kapsamında, çalışma hayatına ilişkin yaptıklarını çalışmaları anlatan Uslu, bütçenin birinci sırasında Milli Eğitim Bakanlığının, üçüncü sırasında ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yer aldığını hatırlattı.
Sosyal politikayı çok önemsediklerini, bu kapsamda Anayasa değişikliği yaptıklarını dile getiren Uslu, şöyle konuştu:
"Bugün sendikaların sesinin çok fazla çıkmayışı sadece onların mecalsizliği değil. Çünkü biz, sendikacılık döneminde kürsüye vurduğumuzda ilk söylediğimiz şey 'IMF'ye hayır' demekti, şimdi IMF yok. 'Zorunlu Tasarruf Fonu, Toplu Konut Fonu iade edilsin' diyorlardı, şimdi yok. 'Darbe yasaları, faşist yasalar değişsin' diyorlardı, 2821, 2822, şimdi onları değiştirdik, 6356, Toplu Sözleşme Yasası yaptık. Sendikal hakları geliştirdik, Sendikalar Yasası'nı değiştirdik.
Bizim bir adım daha ileri atıp, mutlaka hak grevini getirmemiz lazım. Kağıt üzerinde kayda geçtiğiniz bir hakkı yerine getirmediğinde işveren, grev yaparsanız, buna hak grevi deniyor, bu yasak bizde, bütün dünyada serbest olduğu halde. Oysa demokrasi yaşanarak öğreniliyor. Sendikalar, sivil toplum örgütlerinin, grev kararı almışlarsa işletmenin geleceğini, çalışanların iş güvencesini, işletmenin pazarının daralmasıyla birlikte grev sonrası yeniden işbaşı yapmanın mümkün olup olmadığını bilmek gibi sorumlu davranışlar içinde olması gerekiyor."
