Akdoğan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İç Güvenlik Paketi'nde yeni düzenleme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Akdoğan, Meclisten çıkarılması gereken daha öncelikli yasaların da olduğuna dikkati çekti.
"İç Güvenlik Paketi komisyona geri çekildi. Bu, görüşülen ve kabul edilen maddeleri gözden çıkardığımız anlamına gelmiyor" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Meclisin yoğunluğu ve bir süre sonra milletvekili listeleri açıklanacağı için Nisan'ın ilk haftasından sonra Meclisin çalışması zorlanacak. Bu arada çıkarılması gereken daha öncelikli yasalarımız da var. Bundan dolayı İç Güvenlik Paketi'nin 60 küsur maddesi nüfusla ilgili düzenlemeler, bunları çıkarmak için komisyona geri çekildi ve şu anda komisyonda bu işlem gerçekleşiyor. Genel Kuruldan geçen maddeleri geri çekmeye dönük bir irade söz konusu değil."
Akdoğan, paketle ilgili muhalefete defalarca çağrı yaptıklarını ifade ederek, "Somut olarak paketi reddetmek, karşı çıkmak değil. Ne istiyorsunuz, neyi eleştiriyorsunuz, yani o eleştirdiğiniz maddeler ne ise burada somut öneri getirin. Biz bunları değerlendirmeye açığız, dedik. Ancak burada çok somut bazlı tekliflerin gelmediğini görüyoruz. Tabii bu süreç hala devam ediyor" diye konuştu.
-"Jandarmayla ilgili düzenleme tarihi bir adımdır"
"Bu pakette geçen şeylerin birçoğu aslında muhalefetin ve HDP'lilerin ayakta alkışlaması gereken düzenlemelerdir" ifadesini kullanan Akdoğan, şunları söyledi:
"Jandarmayla ilgili düzenleme, bu tarihi bir adımdır. Son dönemlerin en önemli sivilleşme adımıdır. Demokratik bir devrimdir. Darbeler dönemine tamamen son verecek bir düzenlemedir. Vesayet odaklarının siyaset üzerindeki nüfuzunu bitirmeye dönük adımdır. Bu hem sürecin selameti açısından önemlidir. Hem paralel yapıyla mücadele açısından önemlidir. Hem demokratik, sivil siyasetin güçlenmesi açısından önemlidir. O açılardan bu düzenlemeyi ayakta alkışlamaları gerekir. Ama kategorik olarak reddediyorlar. Emniyetin yapısal dönüşümü birçok sebepten gereklidir. Bonzaiden tutun da molotofkokteyli meselesine kadar. Bunların hepsi desteklenmesi gereken konulardır. Onun ötesinde karşı çıkılan birtakım maddelerde somut olarak ne önerdiklerini gündeme getirirler, bu da tartışılır."
Yalçın Akdoğan, İç Güvenlik Paketi'nden geri adım atmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını vurgulayarak, paketin önümüzdeki haftalarda tekrar Meclis Genel Kuruluna geleceğine işaret etti.
-"Sadece konuşuyorlar, karşı çıkıyorlar, hakaret ediyorlar"
"MHP'nin Çözüm Süreci'ne yönelik sert eleştirilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine "Pek çok partinin çözüm süreciyle ilgili taşın altına elini koymak yerine kategorik olmak üzere reddediyor" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"MHP de bunların başında geliyor. Başından beri bu konuda ne önerdiği belli olmasa da neye karşı çıktığı çok net bir parti. Diğerlerinin ne dediği, ne önerdiği de belli değil, neye karşı çıkıp çıkmadığı da belli değil. MHP'nin, ki burada bir gömlek diğerlerinden daha ileride olabilir ama bu da yerine bir siyaset koymak, bir şey önerme anlamına gelmiyor. Bu sorunu bir kere kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? 44 bin insan hayatını kaybetmiş, 100 milyarlarca dolar ülke kaynağı heba olmuş. Bu sorunu çözmeye çalışmak Türkiye'yi bölmez. Bu sorunun derinleşmesi, kangren olması, toplum kesimlerinin birbirine kem gözle bakması... Budur Türkiye'nin birlik bütünlüğünü tehdit eden durum. Siz buna karşı ne diyorsunuz, böyle bir sorun var, ne öneriyorsunuz?
Ben ne önerdiklerini bugüne kadar duymadım. Sadece konuşuyorlar, karşı çıkıyorlar, hakaret ediyorlar. Yani şunu mu öneriyorsunuz? 'Her yıl şu kadar, 100 tane insanımızı şehit verelim, şu kadar milyar doları toprağa gömelim. İnsanlar birbirine kem gözle bakmaya devam etsinler. Böyle idare edip gidelim'. Bu sahtekarlıktır, kandırmacadır. Bu ülkenin evlatları elbette vatan için, millet için, bayrak için seve seve hayatlarını feda ederler. Ama kimse başkasının çocukları üzerinden bu tür istismarlar önermesin. Ben onların ne önerdiklerini anlamış değilim."
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Çözümsüzlük, çözümdür" anlayışının, "İdare edip gidelim" anlayışının, Türkiye'ye yakışan bir anlayış olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kendileri önce şunun hesabını versinler: Bu anlayışla, bu siyasi zihniyetle Türkiye'nin bütünlüğünü korumak mümkün müdür? Yani siz Türkiye'nin çoğu şehrinden milletvekili çıkaramayacaksınız, belediye başkanı çıkaramayacaksınız, teşkilatınız, parti binanız olmayacak, oralardaki insanlarla tamamen duygusal kopuş yaşayacaksınız, onlara söyleyecek tek bir cümleniz olmayacak, gidip oralarda hiçbir etkinlik yapamayacaksınız. Sonra utanmadan bütün Türkiye'nin her tarafında siyaset yapan, büyük zorluklar altında olsa siyaset yapan, partileri bölücülükle suçlayacaksınız. Bu kabul edilebilir bir durum değildir."
Bu konuda varsa somut önerilerin ortaya konulması gerektiği uyarısında bulunan Akdoğan, "Bugüne kadar kafalarını kuma gömmekten başka, hakaret etmekten başka ortaya bir şey koymadılar. Diğer partilerin de bu yönde somut bir çalışmaları, projeleri, önerileri olduğu söylenemez. Ama bu tarz sürekli hainlikle bölücülükle insanları suçlamak, bu çirkin bir siyaset tarzıdır. Kimsenin vatanseverliğini kimse ölçemez, tartamaz puanlayamaz. Bunun ölçütü de milliyetçiliğin de vatanperverliğin ölçüsü de bu millete, vatana hizmet etmektir. Sen hem hizmet etmeyeceksin, hem çözüme karşı çıkacaksın, ondan sonra da bunu yapanlara ağır şekilde suçlayacaksın, eleştireceksin. Bu kabul edilebilir bir durum değil."
(Sürecek)