Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nde düzenlenen programda konuşan Semin, Türkmenlerin Irak'ın üçüncü asli unsuru olduğunu söyledi.
Semin, Irak'taki Türkmen nüfusun 3 milyon civarında olduğunu, ülkenin kuzey ve orta bölgelerinde birbirinden kopuk toprak parçaları üzerinde yaşadıklarını kaydederek, bu bölgelerin enerji zengini olduğunu vurguladı.
"Irak Devleti'nin kurulmasından beri Türkmenler, zorunlu göç, asimilasyon, katliam, bireysel idam ve bölgelerin demografik yapılarının değiştirilmesi baskıları altında kaldı" diyen Semin, "DAEŞ olaylarıyla Irak'ın içinde göç eden Türkmen sayısı 225 bin. Yurt dışına göçenlerin sayısı ise on binlerle ifade ediliyor. Kerkük'te Saddam döneminde gasbedilen Türkmen arazileriyle ilgili 58 bin 742 dava açılmıştır. Bunların sadece yüzde 7,7 si sonuçlanmıştır" şeklinde konuştu.
- "DAEŞ, sosyal medya Twitter ve Facebook gibi pek çok iletişim ağını kullanıyor"
DAEŞ'in Irak'ta Sünni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde örgütlenmeye başladığına dikkati çeken Semin, "Nisan 2010'da ABD ve Irak güçleri tarafından düzenlenen operasyonda Ebu Ömer el-Bağdadi ve Ebu Hamza el-Mucahir de öldürüldü. Mayıs 2010'da alınan kararla Ebu Bekir el-Bağdadi, örgütün yeni lideri oldu. DAEŞ'in iletişim ağları kuvvetlendi. DAEŞ, Arapça ve İngilizce Dabık ve el-Şamıh adında aylık iki dergi çıkartmaktadır. DAEŞ'in Musul ve Rakka'da yayın yapan iki radyo istasyonu bulunmaktadır. DAEŞ, sosyal medya Twitter ve Facebook gibi pek çok iletişim ağını kullanıyor" bilgisini paylaştı.
Semin, geçen yıl 10 Haziran'da DAEŞ'in 2 bin kişilik grupla Musul'u ele geçirdiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"DAEŞ'in Türkmenler üzerinde etkileri oldu. Türkmenler, yaşadıkları bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Mezhepsel farklılıktan dolayı Türkmenlerin bazı bölgelerde Sünni-Şii olarak ayrışması ihtimali ortaya çıktı. Türkmenlere yönelik insan hakları ihlalleri, Saddam döneminden sonra da artarak devam etmektedir. Türkmenlerin özelikle 2003'ten sonra ciddi anlamda yaşadıkları bölgelerde can güvenlikleri bulunmamaktadır. Bağdat yönetimi, Türkmenlere karşı süregelen saldırıları önlemek için tedbir almamaktadır. Türkmen bölgeleri, Araplar ve Kürtler arasındaki sıcak gelirimin ortasındadır. Türkmenler, insani anlamda iki ateş arasındadır."