Asya-Pasifik bölge turu kapsamında Kamboçya'yı ziyaret eden Bakan Çavuşoğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin "Esed'le müzakere etmek zorundayız" açıklamasının hatırlatılması üzerine, Suriye'deki tüm sorunların Esed rejimine dayandığını vurguladı. "Suriye'de yaşanan tüm sorunların sebebi şu andaki rejimdir" diyen Çavuşoğlu, Suriye'de bir dönüşümün yaşanabilmesi için rejimin gitmesi ve herkesi kapsayan katılımcı bir yönetimin iş başına gelmesi gerektiğini kaydetti.
"Esed'le müzakere edecek ne var. 200 binden fazla insan öldürmüş ve kimyasal silah kullanmış bir rejimle neyi müzakere edeceksiniz. Bugüne kadarki müzakerelerden hangi sonuç ortaya çıktı" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, Esed rejimiyle yola devam etmenin çok daha fazla sorun yaratacağını söyledi.
Bölgedeki terör örgütlerinin en büyük desteği Suriye rejiminden aldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Eğer 'Esed rejimi bu terör örgütlerine destek vermesin, işimiz kolaylaşır' diyorsak bu da gerçekçi bir yaklaşım değil" diye konuştu.
Suriye'de çözülmesi gereken iki sorun olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bunlardan ilkinin DAEŞ ve diğer terör örgütlerini yok etmek, ikincisinin ise Esed rejiminin gitmesi ve Suriye'de siyasi dönüşümün sağlanması olduğunu ifade etti.
- DAEŞ'le mücadele
Bakan Çavuşoğlu, Musul Valisi Esil Nuceyfi'nin Türkiye'nin, Musul'u kurtarma operasyonunda görev alacak Sünni güçlere çeşitli kamplarda askeri eğitim vermeye başladığını açıklamasıyla ilgili soru üzerine, Türkiye'nin Musul'da oluşturulacak ulusal muhafızların ve güvenlik güçlerini eğiteceğini daha önceden açıkladığını belirtti.
Türkiye'nin bugüne kadar Irak'ta 1510'dan fazla peşmergeyi eğittiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin hem Bağdat'a hem de Kuzey Irak'a yaptığı askeri yardımların da sürdüğünü belirtti.
"Irak'ta buna yönelik bazı çalışmalar olsa da maalesef bir mesafe katedilemedi" diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Hala Şii milisler burada bu mücadeleyi sürdürüyor. Maalesef bu yapı yeniden bir Sünni-Şii çatışmasına yol açabilecek bir tabloyu da ortaya koyuyor. Biz bu kaygılarımızı ilettik ve her iki tarafa da böylesine bir çatışmadan kaçınmaları için gerekli telkinleri ve dostane uyarıları yaptık. Aksi takdirde Irak bir başka Sünni-Şii çatışmasını kaldıramaz. Zaten Maliki döneminde Sünnilerin ve toplumun diğer kesimlerinin dışlanması sonucu bu kaos oluştu ve DAEŞ bu kadar destek buldu. DAEŞ'le mücadele için de toplumun bütün kesiminin, peşmerge dahil, Sünnilerin de desteğini kazanmak lazım. Biz hem bu konulardaki düşüncelerimizi paylaşıyoruz hem de eğitim desteği vereceğimizi söylüyoruz. Tabii ki lojistik bilgi paylaşımı gibi desteklerimizi de veriyoruz. Bundan sonra da vermeye devam edeceğiz".
- Yabancı savaşçılar konusu
Bakan Çavuşoğlu, terör örgütü DAEŞ'e katılmak üzere Suriye'ye gitmek istedikleri ileri sürülen, Atatürk Havalimanı'nda yakalanarak İngiltere'ye iade edilen üç gençle ilgili yaptığı değerlendirmede de yabancı savaşçıların durdurulması için istihbarat paylaşımının önemine dikkati çekti. Yabancı savaşçıların yaşadıkları ülkeden ayrılmadan gerekli tedbirlerin alınmasının bu kişilerin engellenmesi konusunda en iyi çözüm olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bu insanların terör örgütlerine ya da rejim güçlerine katılmasıyla ilgili sebeplerin de iyi analiz edilerek çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. "Bu insanları ayrılırken durdurmak en ideali" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, zamanında bilgi paylaşımı olduğunda Türkiye'nin bu kişilerin ülkeye girişini engellediğini kaydetti.
İstihbarat paylaşımı konusunda durumun üç ay öncesine göre daha iyi olduğunu belirten Çavuşoğlu, birçok ülkeyle bu konudaki işbirliğinin giderek güçlendiğini ancak hala istenilen seviyede olmadığını ve bilgilerin zamanında paylaşılması konusunda eksiklikler yaşandığını belirtti. Çavuşoğlu, bu kişilerin ülkelerini terk etmesinin engellenememesini ciddi eksiklik olarak nitelendirerek Türkiye üzerinden olmasa da başka yollardan o bölgeye gideceklerini söyledi. Çavuşoğlu, "Eğer bir terör örgütüne, DAEŞ gibi bir örgüte katılmayı kafasına koyduysa mutlaka bir yolunu bulur. Bence ülkeyi terk etmeden önce bu tedbirler alınmalı. Gerekli yasal değişiklikler yapılmalı" diye konuştu.
- Kamboçya ziyareti
Bakan Çavuşoğlu, Kamboçya'daki temaslarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.
Türkiye'nin proaktif ve çok yönlü dış politikasının bir parçası olarak Güneydoğu Asya ülkeleri ve bölgesel örgütlerle ilişkilerini daha da ileriye götürme çabası içinde olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Kamboçya'nın giderek yükselen bir ülke olduğunu söyledi.
İki ülkenin uluslararası alandaki işbirliğinin çok iyi olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'ndeki (ASEAN) statüsünü kurumsal hale getirmek istediğini ve Kamboçya'nın bu konuda Türkiye'ye büyük desteğinin olduğunu belirtti.
Uluslararası adaylıklar konusunda da karşılıklı anlaşma imzaladıklarını aktaran Çavuşoğlu, ikili ilişkilerin coğrafi uzaklık ve herkesin kendi bölgesine odaklanmasından kaynaklanan siyasi nedenlere rağmen giderek güçlendiğini kaydetti.
İki ülke arasındaki ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini de anlatan Çavuşoğlu, yakın bir zamanda iki ülke arasında iş formu düzenleyeceklerini açıkladı.
Türkiye'nin diğer ülkelerde olduğu gibi Kamboçya'da da desteklediği kalkınma ve insani yardım projeleri olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, nüfusunun yaklaşık yüzde 5'i Müslüman olan Kamboçya'nın İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemci ülke statüsü elde etmesine de destek verdiklerini belirtti.
"Kamboçya ile ilişkilerimizi daha ileriye götürmek için yaptığımız bu ziyaret bence amacına ulaştı" diyen Çavuşoğlu, son derece verimli toplantılar yaptıklarını ve en kısa zamanda Kamboçya Başbakanı Hun Sen ve Dışişleri Bakanı Hor Namhong'u Türkiye'de ağırlamayı umduklarını sözlerine ekledi.