Eğirdir Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğretim Üyesi Budak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geleneksel sirke üretimi, doğal sirke anası ile geleneksel sirke üretiminin sağlık üzerine etkilerini belirlemek için 2010 yılında "Doğal Sirke Üretimi Optimizasyonu ve Sağlıklı Sirke İçeceği Geliştirilmesi" projesini hazırladıkları söyledi.
Sirkenin geleneksel ve endüstriyel üretim olmak üzere iki farklı üretim biçiminin olduğunu ifade eden Budak, geleneksel üretim denilen yöntemin uzun fermantasyon süresine dayandığını, endüstriyel olarak üretilen sirkelerde ise bu sürenin 24 saat olduğunu kaydetti.
Sirke üretiminde sürenin, üründeki gıda bileşenlerinin yoğunluğunu etkileyebildiğine dikkati çeken Budak, "Yaptığımız analizler sonucunda geleneksel sirke ile karşılaştırdığımızda antioksidan aktivitesinin geleneksel sirkeye göre daha zayıf olduğunu belirledik" dedi.
Kendilerinin de uzun fermantasyona dayanan geleneksel yöntemlerle sirke ürettiklerini ve bunun etkilerinin belirlenmesi için 7 hafta boyunca deney hayvanları üzerinde inceleme yaptıklarını dile getiren Budak, analizler sonunda geleneksel sirkenin özellikle HDL denilen iyi huylu kolesterolü arttırdığını kötü huylu kolesterolü ise azalttığını tespit ettiklerini vurguladı.
Budak, ürettikleri sirkenin deney hayvanlarının midelerinde herhangi bir sıkıntı yaratmadığını ve aynı zamanda da yüksek kolesterol verilmiş olmasına rağmen karaciğerde herhangi bir yağlanmanın olmadığını da belirlediklerini anlattı.
Elde edilen olumlu sonuçlar doğrultusunda teknokentteki şirket bünyesinde çalışmalarına başladıklarını ifade eden Budak, Isparta'da yetişen elma, nar, gül ve üzümlerden % 100 meyve suyu kullanılarak geleneksel yöntemlerle doğal ve uzun süreli fermantasyon yoluyla elma, nar, gül ve üzüm sirkesi üretildiğini kaydetti.
Sirke kullanımında yanlış tüketim alışkanlıklarının olduğunu dile getiren Budak, "Sirkeye faydalı dendiğinde tutup sirkenin direkt olarak tüketilmesi yada bilinmeyen oranlarda suya karıştırılarak tüketilmesi midede çeşitli sıkıntılara neden olabiliyor. Çünkü sirkenin asidi oldukça yüksek, Yani bilinçsiz kullanımını önlememiz gerekiyor. " diye konuştu.
Bu nedenle içinde insanların tüketmesi gereken azami sirke miktarının bulunduğu sirke içeceği üretmeye karar verdiklerini dile getiren Budak, "İnsanlar sirkeyi fark etmeden içsinler diye sirke içecekleri hazırladık. İçerisinde katkı maddesi, koruyucu, renklendirici gibi herhangi bir madde ve şeker bulunmamakta. Biz ürünümüzü sadece sirkeyle korumayı hedefliyoruz. Mesela elma suyunun içerisine geleneksel elma suyu sirkesi ilave ederek sağlık üzerindeki etkisini bu içecekle tamamlamayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ürettikleri ve "Sihirke" ismini verdikleri içeceklerin sağlık açısından oldukça olumlu etkilerinin bulunduğunu dile getiren Budak," Geçmişteki çalışmalarımız doğrultusunda piyasada kesinlikle bu tarz sağlıklı, doğal, katkı maddesi içermeyen bir ürün bulunmamakta. Bu sebeple de biz gazlı içeceklere alternatif bir ürün yarattığımızı düşünüyoruz." diye konuştu.
Budak, elma, gül ve sebzeli olarak hazırladıkları sirke içeceklerinin, satışa sunulduğunu da sözlerine ekledi.